Tam üç haftadır Gazze halkı cehennemi yaşıyor. İsrail vuruyor, Arap ülkeleri izliyor. Fas, Tunus, Cezayir, Ürdün ağzını açmıyor, Suudi Televizyonu Gazze’den doğru dürüst haber bile vermiyor. Filistin Özerk Yönetimi lideri Mahmud Abbas “Hamas Gazze’de bize darbe yaptı, Hamas’ı ateşkesi devam ettirmesi için defalarca uyardık” diyor.
Tam üç haftadır Gazze halkı cehennemi yaşıyor.
İsrail vuruyor, Arap ülkeleri izliyor. Fas, Tunus, Cezayir, Ürdün ağzını açmıyor, Suudi Televizyonu Gazze’den doğru dürüst haber bile vermiyor.
Filistin Özerk Yönetimi lideri Mahmud Abbas “Hamas Gazze’de bize darbe yaptı, Hamas’ı ateşkesi devam ettirmesi için defalarca uyardık” diyor.
Düşman İsrail’in “Sınır Tanımayan Doktorları” yirmi Filistinli çocuğu tedavi etmek için Aşkelon Hastanesi’ne götürüyor. Daha çok yaralıya yardım edebilmek için FÖY’e başvuruyorlar. Abbas Yönetimi “Tedavi masraflarını Hamas karşılasın biz vermeyiz” diyor.
İki örgüt arasında kan davası var. Hamas son on yılda İsrail’de gerçekleştirdiği intihar saldırılarında iki bine yakın sivilin ölümüne yol açarak barış görüşmelerini baltaladı. 2007 yılında Hamas El-Fetih’e yaptığı darbe sırasında yüzlerce El-Fetihliyi öldürdü, ailelerini de Gazze’den sürdü.
Gazze halkının %74’ü 19 Aralık’ta sona eren ateşkesin uzatılmasına destek verdi, ama Hamas dinlemedi. Gazze’nin tek Arap komşusu Mısır da Hamas’a kızgın! El-Fetih ile barış görüşmelerine Hamas’ın katılmamasını affetmiyor. Dahası Mübarek rejimi Hamas’ı doğrudan kendi yönetimine bir tehdit olarak algılıyor.
Mısır’ın yarı resmi gazetesi AlCumhurriya Hamas’ı “İran’ın maşası” olmakla suçluyor ve “Hamas ideolojisi ile Nazizm arasında birçok benzerlik var” diyor.
Mısır Hükümeti “Hamas füze saldırılarıyla ateşkesi bozmasaydı bu çatışma başlamazdı” diyor. Bu söz düellosunda en ağır bedeli yine Gazze halkı ödüyor.
Türkiye yaralıların tedavisi için ambülans uçak gönderiyor, Mısır yaralıların geçişi için bile Rafah sınır kapısını günlerce açmıyor. Türkiye yaralıların taşınabilmesi için tam 18 gün uğraşıyor.
Yaralı bu üç hafta bekler mi?
Filistinli olunca bekliyor.
Yardım konvoyları dahi İsrail üzerinden Gazze’ye ulaşıyor.
Bütün savaşlarda sivillerin çatışma merkezlerinden uzak güvenli bölgelere sığınmalarına izin verilir. Gazzelilerin ise kaçacak hiçbir yerleri yok. İsrail giriş izni vermiyor, Mısır sınırdan sızanların üzerine kurşun yağdırıyor.
Sonuç? İsrail vuruyor, Hamas saklanıyor, Gazze halkı acı içinde yanıyor.
Hamas için hastaneler sığınak, camiler silah deposu, siviller canlı kalkan.
Hamas liderleri hastanelerin zemin katlarında saklanıyorlar. Evlerinin altına kazdıkları tünellerden kaçarak bombardımanlardan korunuyorlar.
Gazze’li çocukların ise ne kaçacak bir tünelleri var ne de güvenli sığınakları...
Kalıcı bir ateşkes formülü bulunması için MısırFransaTürkiye taraflarla görüşüyor.
Ama Hüsnü Mübarek ile Halid Meşal öyle bir düşman olmuşlar ki Türkiye, önce Mısır ile Hamas arasında arabuluculuk yapmakla uğraşıyor. Ahmet Davutoğlu’nun çabaları olmasa Mısır ile Hamas görüşme masasına bile oturmayacak.
Gazze’ye en çok yardımı Türk halkı yapıyor. Hamas’ın Arap ülkeleri ile görüşmelerine Türkiye aracılık ediyor. Arap Birliği ülkeleri Dubai’de bir otel inşaatı fiyatına Gazze’yi kalkındırabilecekken sırtlarını çeviriyor, İsrail’in Hamas’ı vurmasını seyrediyorlar.
Gazze halkına ekmek verecek, yaşama bağlayacak Erez Sanayi Bölgesi gibi projeler sadece Türkiye ve İsrail işbirliğinde yürüyor. Ateşkesin sağlanması, kalıcı bir barışın tesis edilmesi, Gazze halkının iş, aş ve huzur bulabilmesi için Türkiye umut oluyor.