Kadima’da liderlik yarışı kızışıyor

Erol Güney Köşe Yazısı
31 Temmuz 2008 Perşembe

İstanbul’da yaşanan kanlı terör eylemi ve Erdoğan hükümetinin içinde bulunduğu zor durum İsrail medyasında yorumlara yol açtı.

 Türkiye’nin istikrarının Ortadoğu  için önemi ve yaşanan bunalıma bir çare bulunması gerektiği vurgulandı. Yapılan konuşmalarda yorumcular özellikle hem Türk, hem İsrail hükümetlerinin zor durumda olduklarına dikkat çekiyorlar. Ancak arada büyük bir fark var; Türkiye’de hükümet tehlikede iken, İsrail’de sadece Başbakan Olmert zor günler yaşıyor. Türkiye’de yaşanan krizin nedeni ideolojik iken, İsrail’de kişisel bir nedenden dolayı başbakan iki ay içinde istifa etmek zorunda kalacak. Ancak aynı partiler koalisyon kurabilecek. Oysa Türkiye’de iktidarda olan partinin kendisi zor bir durumla karşı karşıya.

İsrailli yorumculara göre zeki, yetenekli, hitabeti güçlü  bir adam olan Olmert’in zaafı  iktidarı, güzel ve lüks yaşamı, en iyi otellerde kalmayı sevmesi. Politika ve lüks yaşam tutkusu bazen birbiri ile çatışıyor. Olmert, politika için her şeyi feda etmeye hazır değil. Bu nedenle bazı riskleri  almaya razı görünüyor.

Bilindiği gibi Olmert aleyhinde bir kaç soruşturma açıldı. Sonuncusu çok önemli görünmemekle beraber kendi siyasi kariyeri için en tehlikelisi zira Rişon Tours sorgulanacak. Polis bu konuda ellerinde belgeler olduğunu, bu nedenle iddianame hazırlamalarının kolay olacağını açıkladı. Şimdi sorun bu iddia ile yetinip yetinmeyecekleri,  bir kaç soru daha ilave  edip etmeyecekleri. Yeni sorular eklendiğinde, iddianame için bir kaç hafta daha süre gerekecek. Önemli olan, iddianame verildiğinde Olmert’in iktidardan çekileceği sözü vermiş olması.

Şimdi Başbakan Olmert ile Başsavcı Meni Mazuz arasında ihtilaf yaşanıyor. Savcılık ve polis yetkilileri başbakanın sorguya çekilmemek için elinden geleni yaptığını, kendilerine ancak zaman zaman bir-iki saat verdiğini, bunun da yeterli olmadığını söylüyorlar. Olmert’in zaman kazanmak istediği ve bu nedenle soruşturmayı baltaladığı aşikar görünüyor. Ancak Olmert’in bunlara cevabı şöyle: “Beni düşürmek için polis ve başsavcı bir komplo hazırladı.”

Şimdiye kadar İsrail’de hükümetin üst düzeyinde böylesi bir ihtilaf yaşanmadı. Sonuç olarak başbakan içinde bulunduğu durum nedeniyle hükümet işleri ile yeterince uğraşamıyor ve bu durum sürdüğü takdirde ülke anarşiye sürüklenecek. Ama  20 Eylül’e doğru Kadima’nin , İsrail’in  başbakanı olacak yeni liderini seçmesiyle böyle bir durumun yaşanmayacağı umut ediliyor.

Yeni başbakan kim olacak?

Son günlere kadar Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tsipi Livni’nin, Olmert’in yerine geçeceği konusunda hiç bir şüphe yoktu. Ancak durum değişti. Yapılan son kamuoyu yoklamalarında eski Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Saul Mofaz’ın, Tsipi Livni’ye arada fark kalmayacak kadar çok yaklaştığı görüldü. Bunun nedeni Mofaz’ın güvenlik konusunu iyi  bilmesi. Mofaz propagandasında, Tsipi Livni aleyhinde hiç bir söylemde bulunmadı. Sadece bölgede durumun sakıncalı olduğunu ve uzun süre de böyle devam edeceğini tekrarladı. Böyle bir durumda Kadima Partisi’nin başında güvenlik konularında çok deneyimi olan bir kişi bulunmalı. Bu adam kim olmalı sorusunun cevabı belli; hiç kimse bu konuda Mofaz kadar tecrübeli olmadığı için Kadima’nın başına o geçmeli. Mofaz’ın popüler bir kişi ve karizmatik  olmadığı bir gerçek. Ama bugünkü şartlar altında yeni göreve gelecek başbakandan beklenen güvenlik konusunda tecrübe, bu da Mofaz’da fazlasıyla var. Ayrıca Mofaz seçim kampanyasını yürütmek üzere konusunda uzman olan Amerikalı Finkelstein ile  bir anlaşma yaptı.

Ancak  Livni’nin Kadima’da  çok sayıda destekçisi var. Bu da seçim kampanyasını etkiliyecek.  Zira Mofaz’ın güvenlik konularında tecrübesi varken, Livni de en az güvenlik kadar önemli sayılan diplomatik alanda deneyimli. Seçimi gerçekleştirecek Kadima  üyeleri hem Mofaz’ı hem de Livni’yi istiyorlar. Ancak iki liderli bir parti mümkün  değil. Bu nedenle kimin kazanacağını şimdiden kestirmek olanaksız.

Obama’nın İsrail Ziyareti

Obama’nın İsrail ziyareti çok iyi geçti. Herkes onun akıllı,  iyi bir konuşmacı ve siyasal açıdan hatasız bir politika adamı olduğunda hemfikir.

İsrail- Filistin konusunda kimin tarafı tutulabilir? Oy amacını kazanmak amacını taşıyan söylemlere  çok fazla önem vermek doğru değil. Ziyaret kiminle yapılmış, hangi Ortadoğu uzmanı kendisine refakat etmiş bunları bilmek daha önemli. Dennis Ross ve Dan Kurzer Amerikan  diplomatları arasında İsrail-Filistin sorununu en iyi bilen ve İsrail’i  desteklerken politikasını da eleştiren  kişiler.

Bu nedenle seçildiği taktirde Obama İsrail-Filistin sorununu önemseyen bir başkan olacağı kesin görünüyor. Obama’nın İsrail ziyareti sırasında birçok kez dile getirdiği gibi, yaşanan bunalım tüm bölge için önemli ve çözümü zor bir sorun. Çözüldüğü taktirde ardından gelen diğer sorunların  giderilmesi daha kolay olacak.

Başkan Bush 2004 Şubat’ında  Ariel Şaron’a yazdığı mektupta  1967 Savaşı’ndan sonra yapılan toprak değişimlerinin göz önüne alınması gerektiğini, İsrail’in barış çerçevesinde  savaş  öncesi sınırlarına dönmeyeceğini, büyük yerleşim bölgelerinin kalacağını ifade etmişti. Acaba Obama  seçilirse bu mektupta açıklanan Amerikan politikasına sadık kalabilecek mi? Doğal olarak bu sorunun şimdilik bir cevabı yok. Ancak  Obama seçilirse, bu soru önem kazanacak.

Mafya kurbanı

İsrail gazeteleri bu Salı sabahı birinci sayfalarında genç bir annenin çocukları ile plajda güneşlendiği bir  fotoğrafına büyük yer verdi. İlk bakışta İsrail plajlarında ya da başka ülkelerin plajlarında böyle bir fotoğraf çekilmesi mümkün. Ancak yanındaki yazıyı okuduğunuzda fotoğrafın ne denli dramatik olduğunu anlıyorsunuz. Resmin çekilmesinden bir kaç dakika sonra  bu küçük çocukların mutlu annesi öldü. İsrail’de  Mafya  içindeki  bir kavgadan ötürü düşmanına ateş açan bir katil, onun yerine 31 yaşındaki anneyi öldürerek  motosikleti ile suç yerinden uzaklaştı. Polis iki kişiyi tutukladı ama onların cinayet ile ilgilerinin olmadığı anlaşıldı. Polisin katili bulamayacağından şüphe ediliyor. Her sene yaşanan kanlı Mafya hesaplaşmaları sırasında masum kişiler de yaşamlarını kaybediyor. Ancak her seferinde olduğu gibi bu sefer de polis kimseyi tutuklayamıyor. Bu kez fotoğrafı görenler olayı kolay unutamayacaklar.