Bir İsrail gazetesinin muhabiri olarak Washington’da bulunduğum dönem Joe Biden’in senatodaki faaliyetlerini izlemiş kendisinin İsrail’e karşı duyduğu anlayışa ve sempatiye tanık olmuştum. Biden: “ Siyonist olmak için Yahudi olmak şart değil” derdi. Bu düşüncelere sahip bir kişinin ABD başkanının yardımcısı olması İsrail açısından olumlu bir gelişme.
Bir İsrail gazetesinin muhabiri olarak Washington’da bulunduğum dönem Joe Biden’in senatodaki faaliyetlerini izlemiş kendisinin İsrail’e karşı duyduğu anlayışa ve sempatiye tanık olmuştum. Biden: “ Siyonist olmak için Yahudi olmak şart değil” derdi. Bu düşüncelere sahip bir kişinin ABD başkanının yardımcısı olması İsrail açısından olumlu bir gelişme.
Bunun yanı sıra yine o dönemde kendisini yakından tanıyanlardan Biden’in İsrail’in aldığı kararları ve politikasını eleştirmekten de kaçınmadığı duyumunu almıştım. Ancak Biden bu eleştirileri alenen yapmıyordu. Amacı, İsrailli politikacıların eleştirilerini dikkate almasıydı. Eğer Obama seçimi kazanırsa ikilinin benzer bir tutum sergileyecekleri düşünülüyor.
İsrailli yorumcular, ABD Demokrat Partisi’nin büyük kongresiyle ilgili düşüncelerini kaleme aldılar. İlkin, kamuoyu yoklamalarında Cumhuriyetçi ve Demokrat adayların eşit oy almalarına değindiler. Birkaç hafta önce yapılan oylamada Obama önde gidiyordu. Diğer bir nokta ise Obama’nın seçim kampanyasında gençlerin ve ABD’li Yahudilerin desteği idi.
Obama’yı destekleyenler Oprah Winfrey, Tiger Woods ile büyümüş bir nesil , bu nedenle Obama’nın : “ bir siyahi Amerika, bir beyaz Amerika, bir Latin Amerika, bir Asya- Amerika yok, bir Birleşik Devletler Amerika’sı var” deyişini paylaşıyorlar.
Rice’ın etkisiz ziyareti
Condollezza Rice bir kez daha Ortadoğu’da. Ancak bu ziyaret İsrail- Filistin barışına ivme kazandırmayacak. Çünkü Kadima Partisi’ne yeni bir lider seçimi aşamasında bulunulduğundan, adaylardan hiç biri Filistinlilere ödün verilmesine hazır değil. El- Fetih ve Hamas arasında bölünen FÖY halkı, uzun yıllardan beri savunduğu isteklerden vazgeçmek durumunda değil. Oysa bir anlaşmaya varmak için, taraflar karşılıklı ödünler vermek zorunda. Demek ki; bir yandan El- Fetih- Hamas anlaşmazlığı, diğer yandan Kadima seçimleri İsrail- Filistin konuşmalarını fiilen durdurdu.
Aynı zamanda İsrail’in Batı Şeria’da inşaatları büyük bir hızla sürdürüyor. Ortam bir uzlaşmaya elverişli değil.
Bu durum İsrailliler ile Filistinlilerin bazı noktalarda birbirlerine yaklaşmadıkları anlamına gelmiyor. Rice, uzlaşma noktalarının tespit edilmesini ve bir raporla kayda geçmesini istiyor. Oysa Dışişleri Bakanı Tsipi Livni, Kadima seçimlerinden önce böyle bir raporun hazırlanmasına karşı çıkıyor. Rakibi Şaul Mofaz, böyle bir belgeyi Livni’ye karşı koz olarak kullanabilir. Bu durumda rapor, liderlik seçimlerinden sonra hazırlanıp yayınlanabilecek.
Kadima’da seçim
Kadima başkanlık seçimlerine üç hafta kaldı. En güçlü adaylar Tsipi Livni ve Şaul Mofaz. Yapılan kamuoyu yoklamaları, parti ileri gelenlerinin desteği ile Livni’nin bir üstünlüğü olduğu sonucunu ortaya çıkardı. İran doğumlu ve küçük yaşta İsrail’e gelen Mofaz ise İran kökenli nüfus sahibi kişiler tarafından destekleniyor. Varlıklı İranlıların desteği ile Mofaz, ABD’li Finkelstein gibi tanınmış bir seçim uzmanın hizmetlerinden yararlanma olanağı buluyor.
Kadima’ya yeni üye kabul süresi iki hafta önce tamamlandı. Likud Partisi’nden Kadima’ya kaydolan 3-4 bin yeni üye oylarını eylülde kullanabilecekler. Livni’nin destekçileri bu kişilerin Mofaz taraftarı olduklarını düşündüklerinden, oy vermelerine engel olmaya çalışıyorlar. Engel olabilmek için bu yeni üyelerin Likud Partili olduklarının kanıtlanması gerekiyor. Likud Partisi bu konuda Livni’ye yardımcı olmaya yanaşmıyor. Bu tür sorunlardan dolayı Kadima’nın yeni başkanının kim olacağını tahmin etmek zor.
Bütçe -Olmert-seçimler
On altı saat süren bir siyasi mücadeleden sonra gelecek yılın bütçesi, kabinede kabul edildi. Olmert, Maliye Bakanı Roni Baron ve Tsipi Livni; Savunma Bakanı Barak, Genel Kurmay Başkanı Aşkenazi ve Şaul Mofaz’a karşı verdikleri mücadeleyi kazandılar.
Yine de bu mücadelenin en büyük galibi Olmert denilebilir. Zira Eylül sonunda başbakanlık görevinden istifa edecek ve yeni bir başbakan seçilinceye dek hükümetin başında kalacak olan Ehud Olmert bu bütçeyi geçirmek için tüm siyasi yeteneğini kullandı. Çünkü İsrail’in ekonomik istikrarının buna bağlı olduğunun bilincindeydi.
Knesset’in onayını alıncaya dek bütçe bir çok değişme uğrayacak. Savunma Bakanlığı talep ettiği bütçeyi temin edemediyse de, askeri bütçe İsrail’in bölgedeki güvenliğini sağlayacak düzeyde.