Yeni bir yaşın eşiğinde, artık umutlar bir yana bırakılıp hesaplaşmalar mı başlıyor, yoksa o güne değin yanıtlanmaya bile gerek görülmemiş kimi sorular mı bir anda akla geliyor, bilmiyorum. Aklıma düştüğüne, dilimin ucuna geldiğine göre bir nedeni olmalı!
Genç yaşlarda, her doğum günümde biraz daha büyümenin hem keyfini çıkarır hem de gelecekle ilgili umut dolu düşlemler kurarken, giderek yerini sorgulamalara bırakıyor. Çok önemli görülmese de, bir soru nedense zaman zaman aklıma takılıyor:
-Ben bu yolun neresindeyim?
Biliyorum, hiç kimse veremez bu sorunun yanıtını; bu yolda yürür, koşar, sürünür, yorulduğumuzda dinleniriz... Ama yolculuğumuzun nerede ve nasıl biteceğini söyleyemeyiz! Belki de bunun güzelliği, bilinmiyor olmasındandır. Ulaştığımızı sandıkça, bizden uzaklaşan bir ufuk çizgisi gibi... Ne denli bu çizgiye erişmek için kürek çeksek de, gün geliyor tükendiğimizi sanıyor, yeniden güç toplayarak dalgalarla boğuşmayı sürdürüyoruz.
Soru yine aklımda:
-Ben bu yolun neresindeyim?
Yolun çoğunu aşmış, geçmişle gelecek arasında bir kavşakta desem, bu, ne benim ne de bir başkası için doyurucu bir yanıt olurdu. Geçmişin yolunu döşeyen kimi taşlar ki, her biri birer anı olarak belleğimin raflarında zaman zaman anımsanmak için sıralarını beklerlerken, gelecek yoğun bir sis perdesinin arkasında...
Geçmişimle bir hesaplaşmaya hiç girmek istemiyorum. Bu günkü aklım, birikimim ve deneyimlerimle yıllar önceki düşüncelerimi, eylem ve davranışlarımı sorgulayabilir miyim? O günlerde yaşanması gerekenler neyse, yaşanmıştır; başarı ve başarısızlıklarım, olumlu ve olumsuz davranışlarımla... Geriye dönme, bir kez daha yeniden başlama şansım hiç yok! Benzer olaylar, karşıma çıkan fırsatlar geçmişte gördüğüm bir film gibi yalnızca belleğimde yer alıyor. Yeniden izlemesem de, ancak görüşlerimi, deneyimlerimi başkalarıyla paylaşabiliyorum. Bu yüzden geçmişimdeki kimi olumsuzluklar için, şimdiki hayıflanmalar, pişmanlıklar, günümü kararmaktan başka neye yarayabilir ki?
Tümüyle karanlıkta olan, yalnızca düşlemlerimle besleyebildiğim, geleceğim! Aynı yolda yürüyor olmama karşın, ne kadar süreceği, nerede biteceği, neyle karşılaşacağım büyük bir belirsizlik taşıyor.
Ne geçtiğim, ne geçeceğim yol...
Önemli olan bulunduğum kavşak noktası!
Ne geçmiş, ne de gelecek...
Ne dün, ne de yarın...
Yalnızca bu gün var!
Yaşadığımı, mutlu olduğumu, sevdiğimi, sevildiğimi duyumsadığım bu gün!
Yeni bir yaşın eşiğinde, bu sözleri bir hesaplaşma olarak görmüyorum. Bulunduğum bu kavşak noktasında, bu günün benim için nasıl bir anlam taşıdığını yüksek sesle düşünüyorum...