Yazımı kaleme aldığım sırada İsrail Başbakan adayı Binyamin Netanyahu, oluşturduğu hükümeti için Knesset’ten güvenoyu isteyecek. Tartışmaların uzun süreceği, oylamanın gecenin geç saatlerine kadar uzayacağı öngörülse de sonuç biliniyor; hükümet güvenoyu alacak. Bunu garantilemek yönünde Netanyahu çok çalıştı. Sonuca varmak için sadece sağ partilerin değil, merkez sol partisi olan İşçi Partisi’nin de çoğunluğunu koalisyona kattı.
Amacına ulaşmak için Netanyahu koalisyona giren parti mensuplarının önemli bir kısmına bakanlık veya bakan yardımcılığı düzeyinde görevler verdi. Toplamda 36 veya 37 milletvekilini böylece koalisyona bağladı.
Ancak koalisyonu oluşturan partilerin ideolojileri birbirinden çok farklı ve oluşturulacak bir ulusal birik hükümeti çok uzun soluklu olmayabilir.
Yorumcular sağ-sol partiler koalisyonundan oluşacak bir hükümetin en az iki yıl iktidarda kalabileceği değerlendirmesini yapıyorlar.
Ama Ortadoğu’da her an beklenmeyen gelişmeler olabilir. Unutmayalım ki, Knesset’in en büyük partisi Likud değil Kadima’dır ve parti lideri Tzipi Livni yeniden iktidar olmak için her türlü fırsatı değerlendirecek. Bunun kanıtlarını şimdiden görüyoruz.
Koalisyonun uzun ömürlü olamayacağının diğer sebebi ise kalabalık hükümetin devlete pahalıya mal olacağı. Bu ekonomik kriz döneminde yılda 250- 300 milyon şekel mal olacak bir hükümet halk tarafından şimdiden eleştirilere hedef oluyor.
Unutmayalım ki, ABD Başkanı Obama, Ortadoğu sorununu çözümlemeye yönelik henüz ciddi bir adım atmadı, ancak İsrail-Filistin sorununa acil olarak çare bulunmasına ilişkin ABD’nin elinde hazırlanmış bir rapor var.
İsrail-Filistin barışının vazgeçilmez koşullarından biri, bazı yerleşimlerin boşaltılması olacak. Oysa Netanyahu’nun böyle bir niyeti yok. Er veya geç Netanyahu Hükümeti döneminde böyle bir sorun yaşanacak.