Bilgisayarın günümüz insanın neredeyse parmaklarının bir uzantısını oluşturduğu dönemleri yaşıyoruz. Hayatımızı kolaylaştırmasının yanı sıra insan ilişkilerine verdiği zarar bir o kadar çok… Telefonla dahi olsa karşılıklı konuşmak, duyguların olmadığı e-postan yazışmaktan çok daha iyi… Bunu üyesi olduğum bazı mail gruplarında yaşıyor ve çıkan anlaşmazlıklara üzülüyorum… Uzun yıllar süren arkadaşlıklar zarar görüyor. Çiviyi çeksen de tahta delinmiştir bir kere…
e-postama düşenleri okurken etkilenmemek mümkün değil… Son dönemlerde yediğim zeytinlerin çekirdeklerini – en azından bir tanesini- yutar oldum. Müthiş yararlıymış, mide asidi kolayca eritiyor ve mideye, cilde iyi geliyormuş… Artık kola içerken naneli şeker yemiyorum, çok zararlıymış… Arkadaşlarımdan gelen yardım mailleri, kimselere para kazandırmıyormuş... Hollywood artistlerinin dillere destan güzellikleri, pürüzsüz tenleri hepsi makyaj hilesi ve photoshop’luymuş, hayranlıklardan vazgeçtim…
Aldığım bir diğer e-posta ise bilinçli olarak yapmadığım bir harekete açıklık getirdi…
Amerika’da dünyanın önde gelen nörologlarının katıldığı bir kongrenin konusu insanların yataktan kalkar kalmaz neden bayıldıkları idi. Büyük Britanyalı Profesör Linda McMaron konu üzerinde yaptığı uzun araştırmalardan sonra, yatay pozisyondan hızla dikey pozisyona geçilmesinin bu tür bayılmalara neden olduğu sonucuna ulaşıyor. Kanın, ayaklardan beyine ulaşması için de 12 saniye sürdüğünü belirtiyor. Uyanan bir kimsenin, yataktan kalkmadan 12 saniyelik bir süre, yatağın kenarında oturur pozisyonda geçirmesi gerektiğini açıklaması büyük alkış alıyor.
Kongredeki Yahudi dindar bir profesör söz alarak, “Yahudi dini geleneklerine göre uyandığımızda henüz yataktan çıkmadan, oturur pozisyonda 12 sözcükten oluşan bir dua söyleriz. Bu duayı da, yavaşça ve tane tane söylemek gerekir. Bu da yaklaşık 12 saniyelik bir süre tutar. 12 kelime- 12 saniye” dedikten sonra İbranice duayı okur. Ve şu bilgiyi de ekler anlatısına : “ Şulhan Aruh’ta Rav Chnéour Zalman de Lyadi şöyle der: “ uyanınca hemen ayağa kalkan, ölüme, yaşamdan daha yakındır.’
Artık 12 saniye olmasa dahi neden bir süre yatağın kenarında oturduğumu biliyorum…