Emor peraşası Kohen olanların tame olmaktan uzak durmalarına ilişkin görevleri ile başlar. Daha sonra özellikle bayramlarda getirilecek olan korbanların ne olduklarını bizlere açıklar. Peraşa lanetleme ile ilgili bir ceza hukuğunun bildirimi ile sona erer. Biz bu hafta peraşamızın çok önemli bir konusu olan Kiduş Aşem yani Tanrı’nın ismini kutsamak kavramı üzerinde duracağız. Kiduş Aşem kavramı tamamen yaptıklarımızla ve söylediklerimizle ilgilidir. Onun için özellikle davranışlarımıza ve söylediklerimize dikkat etmek esastır. Bu tezimizi birkaç örnekle açıklamaya gayret edelim. Sinagog Yahudi yaşamının merkezidir. Burada niyaz eder, birlikte acı ve tatlı günlerimizi yaşarız. Çoğunlukla birbirimizi gördüğümüz yerlerin başında sinagog gelir. Sinagoga girdiğimiz zaman beklediğimiz ortam huzur dolu bir ortamdır. Bu ortam karşısında “ma tovu oaleha Yaakov mişkenoteha Yisrael - ne güzeldir çadırların Yaakov yerleşkelerin Yisrael” cümlesini söyleriz. Buradaki davranışlarımız, giyimimiz, ortama uygun konuşmalarımız ve duadaki birlikteliğimiz bizleri ziyarete gelen kişileri son derece olumlu etkileyecektir. Bu etki hakkımızda son derece olumlu bir görüş oluşturacak ve bizlere Kiduş Aşem mitsvasını kazandıracaktır. İyi ve dürüst davranışlarda bulunmak Yahudi hukuğunun vazgeçilmez kanunlarındandır. Bu kanunlar herkes için farklı değildir. Kişi herkese karşı dürüst ve iyi olmalıdır. Bir kafede çalışan genç bir arkadaşımız varsayalım kendisine son derece kırıcı davranan bir müşteri ile karşı karşıyadır. Müşteri genç arkadaşımızı payladıktan sonra kafeyi cüzdanını unutarak terk eder. Genç arkadaşımız müşterinin dolu cüzdanını bulur ve ona iade etmek için arkasından koşar. Müşteri gencin bu davranışı ile son derece duygulanmıştır. Kendisine iyi ve dürüst davranışı için teşekkür eder, kendi davranışları için ise özür dilemeyi ihmal etmez. Gencin iyi ve dürüst davranışı bir Kiduş Aşem örneğidir. Müşterinin hatasını kabul etmesi, gençten özür dilemesi ve gence davranışı için teşekkürü ise ayrı bir olumlu davranıştır. |
Kiduş Aşem ile bunun zıttı arasındaki çizgi son derece incedir. Yanlış bir davranış, istenmeden söylenen bir söz veya bir tartışma bizleri son derece kötü olan Hilul Aşem ile karşı karşıya bırakabilir. Bu hafta okuyacağımız Pirke Avot’un dördüncü bölümünde de Ben Zoma güçlü veya kahraman olanın kendi güdülerini denetleyen insan olduğunu bizlere hatırlatır. Bunu da TaNaH’tan bir cümle ile destekler. Yetser Ara’sını kontrol eden kişi birçok şehri ele geçiren kişiden daha güçlüdür. Gerçekten de birçok zaman içimizdeki fırtınalara karşı savaşmamız gerekir. Bu durumda Rabi Yeuda Hanasi’nin mişnasını akılda tutmak savaşı kazanmamız için iyi bir başlangıç yapmamızı sağlayacaktır. “Bil ki senin üzerinde seni gören bir göz işiten bir kulak ve her yaptığını yazan bir el vardır.”