Kalede, Leo Franco,
Sol bekte, Real Madrid’ten Drenthe
Sağ bek tanıdık: Hamit Altıntop
Stoperler, Porspouth’tan eski Arsenal’li Sol Campbell ve Bayern Münih’ten Lucio
Sol açık, Real Madrid’ten Arjen Robben
Sağ açık, Milan’dan Ronaldinho
Orta sahanın ortasında, Deco ve Seedorf
Forvet, Ruud Van Nistelrooy ve Louis Saha
Teknik Direktör, Luis Felipe Scolari
Kadro güzel değil mi? Teknik direktör de dünya çapında... Hep deriz güzel bir kadroyu ancak ağırlığı ve karizması olan bir teknik direktör yönetebilir diye.
Dünya karması mı dediniz? Yok, yok hayır dünya karması filan değil bu yazdığım kadro.
Benim en çok beğenip hayal ettiğim kadro da değil...
Dünyaca ünlü bir futbolcunun jübile maçı için davet edilmiş futbolcular topluluğu ya da bir hayır kurumuna bağışlanmak üzere yapılacak bir maçın takımının kadrosu? Hayır, o da değil. Peki, o zaman ne bu?
Biliyorum çok soru sordum ama bu kadroyu gören bir futbolseverin kendi kendine soracağı normal sorular bunlar. Aslında tahmin etmesi o kadar da güç değil. Futbolu gün ve gün takip edenler hiç de yabancı değil çünkü bu isimlere. Bu isimler her gün gazetelerin spor sayfalarında kulüplerimizle anılan ve kulüplerimizin transfer edecekleri iddia edilen isimler. Aslında bu çıkardığım kadro gibi 5-10 tane daha kadro çıkartıp başlarına aynı kalitede dünya çapında teknik direktörler yazabilmek mümkün. Bu da basının artık ne kadar çığırından çıktığını gösteriyor.
Artık insanlar sabah eve gelen gazeteleri haber alma aracı değil eğlence aracı olarak görüyorlar. Daha önce Türkiye’ye ligimizde oynamak için bu kalitede çok oyuncu ve teknik direktör geldi; Anelka, Ortega, Van Hooijdonk, Milan Baros, Harry Kewell gibi oyuncular; Del Bosque, Luis Aragones, Guus Hiddink gibi teknik direktörler büyük takımlarımızda görev aldı. Ancak bu durum her zaman bu tip isimlerin haber malzemesi yapılması gerektiği anlamına gelmiyor. Böyle olunca herkesin beklentisi en düzeyde oluyor ve tanınmamış ancak belki ilerde bu isimlerden daha büyük oyuncu olabilecek gencecik oyuncular kaybolup gidiyor. Artık basın işlevini yitirdi; her geçen gün de inanılırlığını daha çok kaybetmeye devam ediyor. Gazeteleri her açtığımızda yüz tane yalan, ancak bir tane doğru haber bulabiliyoruz. Aldığım duyumlara göre:
Abramovich, Fenerbahçe’yi satın alıyormuş.
Barcelona Başkanı Juan Laporta, Beşiktaş Başkanlığı’na aday olacakmış.
Michel Platini, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olacakmış.
George W. Bush Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’na talipmiş
HADİ HAYIRLISI...