Mefisto

Köşe Yazısı
24 Şubat 2010 Çarşamba

Yakup ALMELEK


Adı ne onun? Oyunun kahramanı! Hendrik Höfgen mi?

Peki, neden Adolf Hitler olmasın?

Güzel İstanbul’umuzun Şehir Tiyatroları’nda sahne¬lenmekte Mefisto. Nobel ödüllü Thomas Mann’ın oğlu Klaus Mann (1906- 1949) tarafından yazıldı ve Ariane Mnouchkine (1936-) tarafından oyunlaştırıldı.

Yöneten ve yönettikçe de yorumlayan: Ragıp Yavuz.

Ragıp Yavuz’a yirmi bir oyuncu/cast canla başla yardımcı olu¬yorlar. Ve oluşturdukları bütün o kadar sanatsal - gerçek ki…

Şehir tiyatrolarının bir yönü var ki çok seviyorum. Her rolün sorumlusu ayrı. Oyuncu/cast tasarrufuna gidilmemiş. Bu da ihtişam ve zenginlik oluşturuyor.

Kelimenin tam anlamıyla doyuruyor izleyeni.

Bu sözler özel tiyatroları eleştiri anlamına alınmamalı. Onların nasıl mücadele verdiklerini biliyorum. Takdire şayan olduklarının da bilincindeyim.

Oyun ile ilgili kısa kısa notlar:

Sahne 1923 yılı ile açılır ve 1934 de kapanır. Arada olan¬lar küremizdeki her toplumun ders alması gereken nitelik ve niceliktedir.

Nasyonal Sosyalistler iktidara zorla gelmediler. Onları halkın oyları başa getirdi. Ancak bir kere söz sahibi olun¬ca herkesi susturdular. Diyalog bitti tek başına mo¬nolog kaldı.

Toplum olanın bitenin farkına varınca da ünlü sözü¬müz¬dür “atı alan Üsküdar’ı çoktaan geçmiş”ti…

Hakları olmadan ve başkalarının sırtına basarak yük¬selenler kendilerini er geç terk edilmiş bulurlar. Aşağıya yuvarlanmaları da kaçınılmazdır.

Ariane Mnouchkine’in 2005 yılı Dünya Tiyatrolar Günü bildirisinin bir bölümünü sunarak yazıma son vereyim.

 

İMDAT

Tiyatro yardım et bana / Uyuyorum uyandır / Karanlıkta kayboldum, bana en azından ışığı göster / Tembelim utandır / Yorgunum ayağa kaldır / Kayıtsızım vur / Korkuyorum cesaretlendir / Canavarım, insana dönüştür beni