Yakup ALMELEK
Uzun boylu binalarıyla
New York’a benzemeğe çalışan semt, Maslak’ta
Enka Spor Kompleksi içinde
İnci kadar güzel ve de şirin bir tiyatro binasında
Bir oyun
Adı: Basit Bir Ev Kazası
Yazarı ve Yöneteni: Murat İpek
Oynayanı tek başına: Günay Karacaoğlu
İzleyenler: Hemen hemen, kapalı gişe
Ve belki tanıdığınız ancak bilmediğiniz üç kişi,
Biri ayakta alkışladı oyunu, çok çok beğenerek
Diğeri oturuyordu ellerini çırparken, gözleri gülümseyerek
Üçüncüsü yarıda çıktı oyundan dudağını bükerek
Kızgın ve de hiddetli
Niye beklemedi oyunun bitmesini
Kendi bileceği iştir, şüphesiz.
Tiyatronun iki adabı vardır,
Biri perde kapanmaz, ikincisi yarıda çıkılmaz
Sanatta bir simgedir, sakın ha unutulmaz.
Kısaca anlatayım size oyunu,
Songül bir ev hanımıdır, güzel kalpli hem dürüsttür
Evliliğin izindedir, kocasını saymaktadır
Kim bilir, birazcık da sevmektedir
On beş yılda eskiyen her müessese gibi
Kurtarmaya çalışır tekdüzeliği
Bütün iyi niyeti ve tatlılığıyla
Söylemeyeceğim size sonunu
Gidip görünüz diye
Şimdi bir fıkra anlatayım, gerçek mi gerçek
Bernard Shaw’ın bir oyunu Londra’da
Sürekli alkış sonunda
Shaw sahnede selamlarken izleyicileri
Bir “Yuh!” sesi kudretli ve haşmetli
Bakar dahi yazar kendisini protesto edene
“Dostum”, der “ben de aynı kanıdayım sizinle,
Ancak salt ikimiz bu kalabalığa karşı
Ne yapabiliriz ki!”
Eleştiri olmalı, fakat beyaza siyah denmemeli
Olgunlukla yapılmalı, olgunlukla karşılanmalı
Neme lazım, iç açıcı bir oyun
Basit Bir Ev Kazası