Konu çizgi filmlere nereden geldi bilmiyorum ama 80’li yılların en sevimli çizgi filmlerden Şirinler’in (Smurfs) çocuklara komünizmi aşıladığını söylediğinde merak edip araştırdım.
Trafik çilesi çoğu İstanbullu gibi beni ve kardeşimi de bitirdi. Hadımköy’e iş için gittiğim her gün ya bir kaza, ya da bir tamirat ya da sebebi anlaşılamaz tıkanıklıklar yüzünden trafikte kardeşimle birlikte saatler geçirmeye başlayınca, ara sıra işe birlikte gitmeye karar verdik. İkimiz de sabah insanları olmadığımızdan sabah sessizce işe gider, akşamları ise trafik çenemize vurur. Konu çizgi filmlere nereden geldi bilmiyorum ama 80’li yılların en sevimli çizgi filmlerden Şirinler’in (Smurfs) çocuklara komünizmi aşıladığını söylediğinde merak edip araştırdım.
***
1980’li yılların çizgi filmleri kanımca bugünkülerle kıyaslanamayacak kadar çocukların gelişimine uygun, yaratıcı ve ebeveyn gözetimi altında seyretmeye gerek kalmayacak kadar saf… Örneğin Taş Devri’nin yaratıcılığı; ağaç kakanın gagasının pikabı çalıştırmak için kullanılması veya dinozorun çocukları bir mekandan diğerine taşıyan günümüzün mini vanlerini temsil etmesi hoşuma giden detaylar olmuştur hep. Aynı şekilde sevimli mavi çizgi kahramanlar olan Şirinlerin birbiriyle yardımlaşarak mantar evlerden oluşan köyde yaşamaları, kötü adam Gargamel’e karşı her zaman kazanmaları, iyiliğin kötülüğe karşı her zaman kazanacağının sinyallerini vermişti o yaşlarda. En azından çocukken böyle optimist bir düşünce aşılayabilmek güzel.
Avustralyalı yazar Marc Schmidt’in bakış açısı ise, benim çocuk yaştaki görüşlerimden oldukça farklı; Popüler kültürün sırları adlı kitabında Smurf Köy’ünü Marksist bir Ütopya olarak adlandıran Schmidt’e göre Şirin baba Karl Marx’ı, Bilgin Şirin Trotsky’i, Gargamel ise kapitalizmi temsil ediyor. Şirinler ise hepsi aynı evde yaşayan, aralarında rütbe farkı olmayan komünist bir toplumun bireylerini temsil ediyor. Şirinlerin yaratıcısı Belçikalı Peyo’nun bu kadar ince düşünüp, çocuklara bilinçaltından bu mesajları vermeye çalıştığını ben sanmıyorum. Tabii ki bunu yaratırken bu detayları düşünüp düşünmediğini bilemeyiz ama, bende etkili olamadığı kesin. Bu yaşta düşününce belki saklı politik görüşleri anlamak mümkün, fakat bir çocuk için Şirinler iyiliğin kötülüğü yendiği, herkesin mantar evlerde yardımlaşarak mutlu bir köy hayatı sürdüğü mavi, sevimli çizgi kahramanlar.
***
Günümüz çizgi filmlerinden Spongebob Square Pants’in ise kabalığı aşıladığı, çizgi filmde geçen isimlerin çocukları bilinçaltında acıktırdığı söylentiler arasında. Birkaç kere Spongebob’a televizyonda birkaç kere rastladım. İlgimi çeken bir çizgi film olduğunu söylemem fakat, bu sefer otuzlu yaşlarda izlememe rağmen gizli saklı mesajları ben yine anlamadım. Rugrats’te bandana giyen ve spor yapan annenin lezbiyenliği, Alice in Wonderland’in uyuşturucuyu, Spongebob’un kabalığı çocuklara aşıladığını savunanlar ya çok ince düşünceli ya da belki biraz fesat. 1980’lerin vahşetten uzak çizgi filmlerinin alında gizli sosyo politik mesajlar aramak yerine, 2000’li yılların vahşi ve estetikten uzak çizgilerin gösterimini yasaklamak çocukların ruh sağlığı için sanki daha iyi olabilir. Benim favori çizgi filmim ise Tom and Jerry, ne şanslıyım ki bilinçaltıma politik bir mesaj geçmedi.
Sağlıklı ve şanslı bir yıl dileklerimle…