Kütüphanemde bulunan 1989 tarihli Encyclopedia Britannica’nın 15. baskısının birinci cildinin 628. sayfasındaki ASHURA (Aşure) maddesinde bu orucun, Miladi 622 yılında Hz. Muhammed tarafından Hicret’in hemen ertesinde, gün batımından ertesi gün batımına kadar sürecek şekilde ve Yahudilerin kefaret günü olan Yom Kipur temel alınarak ihdas edildiği kaydedilmiş.
Aşure Orucu konusunu işleyen muhtelif hadislerden, örneğin Sahih Buhari KİTÂBÜ`L-HAC Aşûre orucu başlığı altında (http://hadis.ihya.org/buhari/hadisler.php?t2=ara&ara=oru%E7&yer=hadis) şu bilgiler var:
Fasıl: KİTÂBÜ`S-SAVM, Konu: Aşûre orucu, Ravi: Abdullâh b. Abbâs Başlık: ÂŞÛRÂ VE RAMAZAN ORUÇLARINA DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE VE İBN-İ ABBÂS HADÎSLERİ Hadis No: 945’teki kayda göre “Şöyle haber verdiği rivâyet edilmiştir: Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem Medîne`ye hicret buyurduğunda, Yehûdîlerin Âşûrâ günü oruç tuttuklarını gördü de ‘Bu ne orucudur?’ diye sordu. Cevâben, ‘Bu gün, sâlih bir gündür; bu gün Allah Azze ve Cell`in Benî İsrâil`e, düşmanları (Fir`avn`in) şerrinden necat verdiği bir gündür. Mûsâ (aleyhi`s-selâm, bu lûtfu Bârî`ye şükren) oruç tutmuştur. (Biz de tutarız)’ dediler. Resûlullah, ‘Biz, Mûsâ (sünnetini ihyâ) ya sizden daha ziyâde haklıyız’, buyurdu da (Mekke`deki gibi) o oruç tuttu ve (Ashâb`a) da tutmalarını emreyledi.”
Tarih, Hicret’ten hemen sonra 10 Muharrem’di. Dolayısıyla bu oruca, Arapça “Onuncu” anlamına gelen Aşure adı verildi.
Konu ilgimi çekince biraz daha araştırmaya karar verdim. Ulaştığım birinci ilginç bulgu, geçtiğimiz 27 Aralık 2009 Pazar gününün, hem Aşure’ye yani Hicri 10 Muharrem 1431’e hem de Yahudilerin Asara be Tevet orucu’na yani Tevet ayının 10. günü tutulan oruca denk gelmesi oldu. (10 Tevet 5770)
Bu oruç Kudüs’teki Hz. Süleyman Mabedi’ni yıkıp M.Ö. 586 yılında Yahudileri Babil’e sürgüne gönderecek olan Babil Kralı Nabukadnezzar’ın Kudüs’ü muhasara altına aldığı günün yasını anmak için tutuluyor. Oruçlar arasındaki isim benzerliğindeki (Onuncu gün) bu tesadüf beni heyecanlandırınca konuyu biraz daha kurcaladım ve Medine Yahudilerinin Miladi 622 yılının 10 Muharrem günü Firavun’dan kurtuluşlarının orucunu değil, ama Hz. Süleyman Mabedi’nin birinci (MÖ 586) ve ikinci (MS 70) yıkılışlarının orucunu tuttuklarını müşahede ettim.
Hz. Süleyman Mabedi ilk defa Babil kralı Nabukadnezzar tarafından yıktırılmış ve Yahudilerin ileri gelenleriyle ahalinin büyük bir kısmı Babil’e sürgün edilmişti.
Hz. Süleyman Mabedi’ni ikinci defa yıktırıp Yahudileri İsrail topraklarından süren ise sonradan Roma İmparatoru olacak olan Titus’tur. Titus’un bu zaferi ölümünden sonra Roma’da adıyla anılan bir zafer takının inşasıyla tarihe kaydedilecekti. Titus Takı’nın üzerindeki Yedi Kollu Şamdan kabartması o günlerden günümüze ulaşan ibret verici bir belge niteliğinde.
Şimdi, bu sonuca nasıl vardığımı sizlerle paylaşayım:
Önce, Hicri Takvim’i Miladi Takvim’e çevirme motorunun bulunduğu http://www.oriold.uzh.ch/static/hegira.html sitesinde İslami takvim penceresine 10 Muharrem 0001 tarihini girdim ve Miladi tarih 25 Temmuz 622 Pazar gününe ulaştım. Sonra, bulduğum 25 Temmuz 622 tarihini http://www.hebrewcalendar.net/htdocs/main.en.html sitesindeki Miladi takvim/ İbrani takvim, çevirme motoruna girip sorguladığımda karşıma çıkan İbrani tarihi 9 Av 4382 oldu! Bu tarih yani Teş’a Be Av yukarıda izah edildiği gibi Yahudilerin Kudüs’teki Hz. Süleyman Mabedi’nin birinci (MÖ 587) ve ikinci kere (MS 70) yıkılışlarının yas ve oruç gününe denk geliyor.
Anlaşılan, Medine Yahudileri, “Hz. Süleyman Mabedi’in yıkılışının yasını” tutuyoruz demektense “Tanrı’nın İsrailoğullarını Firavun’un şerrinden kurtarışının orucunu tutuyoruz” demeyi ––yeğlemişler!
Hicret’in Sefer ayında (Muharrem’i takip eden ay) başladığını zikreden kaynaklar temel alındığı takdirde, Hz. Muhammed’in 10 Muharrem günü oruç tutan Yahudileri, Hicret’in birinci değil ikinci yılında görmüş olduğu sonucuna varmak gerekiyor.
Aynı takvim motorlarına önce 10 Muharrem 0002 ve karşılığı olan 14 Temmuz 623 tarihleri yazıldığında bulunan tarih bu sefer İbrani 8 Av 4383 oluyor (yani sadece bir gün fark ediyor).
Nihayet, 622 yılındaki 10 Muharrem (birinci ay) tarihinin Yahudilerin Kefaret günü olan Yom Kipur tarihine denk düştüğünü ifade eden kaynaklar, bu tespitlerini gözden geçirmek durumundadır. Zira, aynı takvim motorları İbrani 10 Tişri 4382 girildiğinde 4 Ekim 621 tarihini gösteriyor ki, bu tarih Hicret’ten evveldir 10 Tişri 4383 girildiği zaman ise karşılık gelen tarih 11 Rebiülevvel (üçüncü ay) 0001 oluyor.
Ramazan orucunun ihdasından sonra 10 Muharrem Aşure orucunu tutmak farz olmaktan çıkarıldı (Fasıl: KİTÂBÜ`L-HAC, Konu: Aşûre orucu Ravi: Ümmü`l-mü`minîn Âişe Başlık: RAMAZAN ORUCU FARZ KILINMAZDAN EVVEL MÜSLÜMANLARIN ÂŞÛRÂ GÜNÜ ORUÇ TUTTUKLARI VE KÂ`BE`YE KİSVE GEÇİRDİKLERİNE DÂİR HAZRET-İ ÂİŞE`NİN BİR HADÎSİ Hadis No: 788)
Bu Hadis’te “Âişe-i Sıddîka demiştir ki: Müslümanlar Ramazan farz kılınmazdan evvel Âşûrâ (Muharrem`in onuncu) günü oruç tutarlardı. Ve o günü Kâ`be`ye (yeni) örtü örterlerdi. Cenâb-ı Hak Ramazan orucunu farz kılınca Resûlullâh salla`llahu aleyhi ve sellem: ‘Âşûrâ orucunu tutmak isteyen onu yine tutsun, tutmak istemeyen de tutmasın’ buyurdu” yazıyor.
Hicri 10 Muharrem 61 (10 Ekim 680) aynı zamanda, Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in Emevi halifesi 1.Yezid tarafından katledildiği gün olup Alevi ve Şiiler tarafından Aşure günü olarak yadedilmektedir.