Bir söyleşide, bilgi kadar deneyimin öneminden, bunların bize kazandırdığı olumlu görüş ve öngörülerden söz ediyorduk. Kimimiz maddesel değerlerin daha önemli olduğunu, bilgi ve deneyimin de bedeli ödenerek satın alınabileceğini savundu. Buna örnek olarak da, büyüyen birçok şirketin, bilgili ve deneyimli insanları yüksek ücretler karşılığında çalıştırdıklarını söyledi. Kuşku yok ki, bir deneyimi yaşamakla, ondan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmak çok farklıdır. Ayrıca özel yaşantımızdaki deneyimle, iş yaşamındakiler birbirini tamamlasa da, ayrı değerlendirmek gerekir. Bu konulara da çoğumuz öznel yaklaştığımızdan uzun uzun tartışılabilir.
Yalnız kaldığımda şunu düşündüm:
Kendi payıma yıllar geçtikçe kimi konularda deneyim kazandığımı sanırken, istem dışı yaptığım hatalar, bilgi ve deneyimlerimin hiçbir zaman yeterli olmadığını kanıtlıyor. Başkasını bilemem, ama kendimi sorguladığımda şunları görüyorum:
-Ekonomik, sosyal ve siyasal koşullar değişmediğinde, aynı hatayı yinelemekten belki kaçınabiliyorum; ama bu durağanlık ne kadar sürebilir? Soluk aldığımız sürece, her şey benimle birlikte bir değişim içindeyken, bir karar verme aşamasında tüm koşulların aynı kalabileceğini kimse söyleyemez.
-Çoğu kez deneyimlerim özgüvenimi arttırırken, olaylara at gözlükleriyle bakmamı engellemiyor. Bu da daha önce doğru bellediklerimin, her zaman süreceği görüşü, beni yanlış bir karar vermeye itebiliyor.
-Yaşla birlikte, doğal olarak bilgi ve deneyimlerimi arttırırken, bir oranda tutucu yanımın daha ağır bastığını, atacağım her yeni adımı ya da atılımı, daha sakıngan ve daha uzun bir süre sorgulayarak gerçekleştirdiğimi görebiliyorum.
-Bu yaşıma değin, atacağım adımlarda başkalarını dinliyor görünsem de, çoğunlukla kendi deneyimimi yaşıyorum. Bu yüzden vereceğim doğru kararlara olduğu kadar, yanlış kararlara da her zaman açık oluyorum.
Bunlar ilk anda aklıma gelenler. Belki unuttuğum, ifade etmekte zorlandığım daha çok şey söylenebilir. Bu arada bir Çin atasözünü anımsadım:
Doğru karar deneyimden, deneyimse kötü kararlardan kazanılır.
Bu sözden hareketle, kendi konularımda verdiğim kötü kararlar doğrultusunda, oldukça deneyimli olduğumu söyleyebilirim!
Kazanılan her deneyimin tinsel ya da maddesel mutlaka bir bedeli vardır: Olumsuz yanıyla ele aldığımızda acı çekebiliriz, sağlığımız bozulabilir, küçük düşebiliriz, para ya da onunla ifade edilebilen kimi değerleri yitirebiliriz. Alacağımız dersler karşılığında da varsıllık, mutluluk ve başarı kapıları bize her zaman açılabilir.
Deneyim konusunda gerek yaşananlar, gerekse okuduklarımız doğrultusunda çok şey söylenebilir. Kendi payıma, deneyimi şöyle tanımlamak isterim:
Yaptığım hataları yinelemeden, bilgi ve birikimlerimi aklımın ışığında kullanmak!
