Mutlu günler için formüller…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
13 Ocak 2010 Çarşamba

Her yeni bir takvim yılına giriş yaptığımızda, kişilerin yeni yılda kendileri ile ilgili yapmayı hedefledikleri değişimleri listelediği dergi ve gazete makalelerin okumaya bayılırım, fakat bir yandan da yapmacık bulurum. Gülünç buluyorum demek istemem, çünkü kişisel gelişim için hedeflenen her pozitif etkenin-bir tanesini bile hayata geçirebilirlerse- bir önceki senenden daha mutlu bir insan olma ihtimalini güçlendirdiğine inanırım.

Kişisel gelişim için konulan her hedefin ana noktası mutluluktur aslında.  Buna ister auralarımızı temizlemek, ister çakralarımızı açmak, ister evrene pozitif enerji saçmak diyelim, hedef basit Türkçe ile daha mutlu ve daha iyimser bir insan olabilmektir. 

***

Bu sene mutluluğun sırlarını açıklayan yeni yıl makalelerinden en hoşuma gidenlerden biri, arkadaş grubumun gün içinde kullandığı bir mail portalından geldi.  Habertürk Gazetesi yazarlarından Doğan Cüceloğlu 2010’da “Mutlu Günler için birkaç söz de benden” başlığıyla giriş yaptığı makalesinde Richard Layard’ın Mutluluk (Happiness) adlı kitabını incelemiş ve çeşitli toplumlarda yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan ortak paydada yer alan mutluluğun yedi temel etkeninin yazıya dökmüş.  Layard’ın araştırmasına göre mutluluğun yedi etkeni sırasıyla; sağlıklı aile ilişkileri, geleceğe güven duygusu, işini anlamlı bulmak, arkadaşlar ve sosyal çevremiz, sağlıklı olmak, özgür olmak, pusula değer ve ilkelerin olması.

Annem çocukluğumda cevabını bildiğim soruları ona sormaya bayıldığımı anlatırdı.  Çocukken neden böyle yaptığımı hatırlamıyorum ama teorim, insanların erişkin yaşlarda bile bildiği gerçeklerin ara sıra hatırlatılmasından keyif aldıkları.   Layard’ın araştırmasını okumak da, bana bir nevi annemin çocukluğumla ilgili yorumunu hatırlattı; Layard’ın bahsettiği yedi etken hiçbirimiz için yeni bir buluş niteliğini taşımıyor, fakat bu formülleri okumak, tekrar sindirmek en azından benim hoşuma gitti.

Mutluluk araştırmasında katılmadığım tek nokta, sağlığın beşinci sırada yer alması.  Bu hafta hayatında ilk defa dişini çektirecek biri olarak, şu anda sağlık ve kaygının tüm etkenlerin önüne geçtiğini savunabilirim.  Aynı şekilde Layard’ın araştırmasının, sevdiğimiz birinin sağlığı bozulduğunda, iş, arkadaş ve sosyal çevrenin sağladığı mutluluğun, sağlığın önüne geçtiği sonucunu çıkarmış olması bana mantıklı gelmiyor.  Nitekim, herkesin mutluluk kriterleri farklı…

***

Yine de Cüceloğlu’nun yazısı hoşuma gitti.  Layard’ın araştırmasında mantıklı öğeler de var; örneğin kişinin yaptığı işi anlamlı bulması ve hayatımızı yön verdiğimiz değer ve ilkelerle yaşamak gibi.  Layard’ın araştırmasına kendimden ekleyebileceğim, benim açımdan önemli bir etken ise negatiflikleri hayatımdan uzaklaştırmak.  Bana mutsuzluk veren, aşağıya çeken insanları uzun yılların hatırına hayatımda tutmaya devam etmemek.  Bu sene çevremi beni içten sevdiğine inandığım, bana mutluluk veren kişilerle kuşatmak.

Deneyeceğim, umarım bu sene becerebilirim…