Önümüzdeki dört yıl boyunca Digiturk, Süper Ligin yayın hakları her şey dahil 416 milyon Dolar’a satın aldı. Bunu Türkiye Süper ligi için oldukça yüksek bir bedel olarak kabul edebiliriz. Fakat asıl önemli olan 2011–2012 sezonundan itibaren yayın gelirlerinin kulüplere aktarılmasıyla Türk futbolunun bundan nasıl etkileneceği…
Turkcell SüperLigi’nde ortalama bir takım sezonu orta sıralarda bitirmesi durumunda yayın gelirlerinden beş milyon Dolar alıyor. Yeni yapılan ihalede bu gelir yaklaşık olarak on beş milyon Dolar seviyesinde olacaktır. En önemli kaynakları yayın gelirleri olan kulüplerin mevcut sistemde oluşturdukları kadro değerine bakmak gerekirse; Turkcell SüperLig’inde mücadele eden Kasımpaşaspor’un kadrosundaki oyuncuların bonservis toplam değeri yaklaşık olarak 24 milyon Dolar’dır. Son ihale ile yaklaşık üç katı bir yayın geliri alacak olan kulüplerin bu artan gelirlerini nasıl değerlendirecekleri ve bunun futbolumuza yansımalarına bir göz atalım.
1. İyimser Düşünce; Artan gelirle birlikte kulüplerin paralı başkanların eline bakmadan profesyonel yöneticiler tarafından yönetebilecek. Federasyonun kulüpleri mali disipline sokan kanunları çıkartması ve bunun etkili biçimde uygulanması en iyimser görüş olarak ortaya çıkıyor. Mesela bütçe dengesi tutmayan kulüplere transfer yasağının getirilmesi gerekiyor. Tabii bunun içinde öncelikle kulüpler kanunundan kurtulmak gerekiyor. Açıkçası bu maddeyi yazarken ben bile çok fazla iyimser olduğunu düşünüyorum.
2. En Olası Düşünce; Kulüplerin gelirlerinin artması ile birlikte Anadolu takımlarının daha fazla yabancı futbolcu getirebilecek ve gerçekten iyi transfer yapabilen takımların kendilerini üst sıraya taşıyabilecek. Ayrıca yerli futbolcuların bonservis ve yıllık ücretlerinde artış yaşanabilir. Kısaca daha fazla Makakula ve Kayserispor örneği görmemiz mümkün olabilir. Bununla beraber dört büyüklerin mevcut gelirlerinin artmasına rağmen yine Avrupa’da son zamanlarını geçiren futbolcuları daha fazla göreceğimiz kesindir.
3. En Olumsuz Düşünce; Takımların daha fazla transfer yapması bunun sonucunda gelirlerini artıran menajerler olacaktır. Anadolu kulüplerinde başkanlık önemli bir rant kapısı olacaktır. Turkcell SüperLig’inde son sırada bitiren bir ekibin bile önemli gelirler elde etmesi sonucunda futbol ile ilgisi olmayan kişiler bile bunu bir kazanç kapısı olarak görebilir. Zaten denetimsiz olan kulüp yapılarında bu gelirler birçok başkan ve yönetici rahatlıkla zengin olabilir. Bunun sonucunda geçmişte yaşadığımız renkli transfer haberleri bu sayede daha da renklenecektir.
Sonuç olarak en önemli konu kulüplerin denetlenmesi ve şeffaflıktır. Kulüplerin iddialı kadrolar kurabilmeleri için kuşkusuz yayın gelirleri çok önemli fakat bunun yanında bir de federasyonun kulüpleri mali disipline sokması gerekiyor. Başkanlar tarafından borçlanan kulüpler bir şekilde hortumlanmış oluyor. Federasyonun bu durumun önüne geçmesi futbolumuz için en kritik noktadır. Aksi durumda yayın gelirlerinin artması ile birlikte gerçekleşebilecek olasılıkları yukarıda zaten sıraladık.
Son bir not etraflarında böyle bütçeler dönerken bu yıl en fazla kazanan hakemimiz Hüseyin Göçek oldu. 2009–2010 sezonunun ilk yarısında yönettikleri maçların karşılığında Hüseyin Göçek 25.800 TL ücret almış. Bütün bu ücretlere ve gelirlere baktığımızda bu ücret biraz az kalmadı mı?