SEV-‘Gİ’-Lİ

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
10 Şubat 2010 Çarşamba

Sevgili kime denir?

Nasıl bir tanım cümlesi kurmak lazımdır sevgiliyi anlatmak için, bu yazıyı yazıncaya kadar hiç düşünmemiştim.

Türk Dil Kurumu sözlüğü sevgiliyi; sevgiyle bağlılık duyulan, sevilen, diye tanımlamış.

Kimden dolayıdır sevgili olma durumu, orası biraz karışık...

Sevgiyle bağlılık duyduğumuz için mi sevgilidir o; yoksa o olduğu için mi ona sevgiyle bağlanırız?

Kendiliğinden mi gelişir her şey; yoksa fark ederek mi sevgili olur insan?

Sevgiyle bağlılık duyduğumuz kişiyse sevgili, o zaman annemiz, babamız, çocuklarımız, arkadaşlarımız hatta Tanrı da sevgili...

En büyük bağlar onlara değil mi sevgiyle duyulan?

Tanım; sözünü ettiğimiz sevgilinin gerçek anlamını karşılamaya yetmiyor gibi...

Sevgili olmanın içinde her şeyden biraz var sanki; tutku, arkadaşlık, yakınlık, onsuz olamama hali, her an onu yanında isteme, ne olursa olsun her şeyi onunla paylaşmayı düşünme, onun için her şeyi göze alma, hayatı onsuz düşünememe ve belki de her şeyden önemlisi, emek var.

Sevgiyi ayakta tutan, insanı sev-“gi”- li yapan; emek...

Ondan vazgeçmemek, onu merak etmek, her koşulda onun yanında olmak, verilen sözleri tutmak ve bütün bunları farkında olmadan, hesaplamadan, planlamadan, sadece öyle olduğu için, sadece içten geldiği için yapmak...

Sevmek; bilmek, unutmamak, mücadele etmek, yorulmamak, bırakmamak, başlangıç ve bitişleri beraber görmeyi istemek demek...

Nermi Uygur, Yaşama Felsefesi adlı kitabındaki ‘Sevgi’ başlıklı denemesinde sevgiliyi şöyle tanımlıyor:

“Sevdiğim öz benim değildir; ama öz benimi ondan ayrı tasarlayamam.”

Sevgilinin en doğru tanımı bu herhalde.

Onunla aynı olmak değil, farklılığı kabul etmek ve bundan keyif almak; yarışmak değil; ama başarıları takdir etmek ve bununla gurur duymak, fedakârlık değil; ama onu düşünerek hareket etmek ve bundan zevk almak, hayatı daha yaşanır hale getirmek, bir gün yollar ayrılsa bile sevgi’nin kendi adı gereği büyük bir duygu olduğunu hissetme olgunluğunu gösterebilmek.

Biz sevdiğimiz için, kişi sevgilidir.

Ya da sevgili olduğu için, biz ona büyük bir tutkuyla yaklaşırız.

Her şeyin başı, bizim yüreğimizde olup bitendir.

Ismarlanamaz; jyoksa var, varsa yok edilemez, hayat kadar gerçek ve yalnızca fark edilerek yaşanan bir duygu olduğu için sevgi denen şey, o zaman sevgili de bu tanımın içinde kendine hak ettiği yeri bulacaktır; ısmarlanmamış, yoksa var, varsa yok edilemeyen, hayat kadar gerçek kişi.

Öz ben değil; ama öz ben’in ondan ayrı tasarlanamayacağı, berber olmaktan zevk alınan, sevgiyle bağlanılan kişi...

Emek verdiğimiz, düşünmekten bıkmadığımız ve asla vazgeçmediğimiz...

Annemiz, babamız, çocuğumuz, dostumuz, hatta Tanrı.

Ama en çok; Tanrı’nın bizim için seçtiği, öz benimize en yakın kişi...

Kendimizi ondan ayrı tasarlayamadığımız..