Hafta sonunda oynanan maçlar bir kez daha gösterdi ki sahalarımızın zeminleri berbat ötesi... Ülke futbolunun vitrini olarak adlandırılan, en üst seviyedeki ligde mücadele veren takımların statlarında 1980’li yıllardaki gibi zeminlere sahip olunması hiç kuşku yok ki acizliğin bir göstergesi... Peki, kimin hanesine yazılmalı bu ilkel görünümün bedeli? Tabii ki ilk olarak kulüplere, ardından da onları ‘yola getirmeyi’ başaramayan futbol federasyonuna...
Öncelikle hangi statlardaki zeminlerin feci olduğunu hatırlayalım... Şükrü Saracoğlu (Fenerbahçe), Kadir Has (Kayserispor), Avni Aker (Trabzonspor), Eskişehir Atatürk (Eskişehirspor), Recep Tayyip Erdoğan (Kasımpaşa), Diyarbakır Atatürk (Diyarbakırspor) ve Manisa 19 Mayıs (Manisaspor) statları... Yedi stadın zeminlerinin durumlarını birazdan masaya yatırırız ancak unutmadan Ankara 19 Mayıs Stadı’nı da bu listenin dibine not düşelim. Zira federasyon, sezon başında suni çimden doğal çime dönüşse bile eski berbat durumundan kurtulamayan zemin bir yana dursun belirli yerlerinde yıkılma tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle yılların stadına bu hafta kilit vurdu. Ankaragücü ve Gençlerbirliği gibi başkentin iki köklü kulübünün şimdiye dek maçlarını oynadığı stadın vahameti görüldüğü üzere ortada... Bu yüzden iki takım da artık maçlarını 19 Mayıs Stadı’ndaki ‘tadilat’ çalışmaları sona erene dek daha önce Ankaraspor’un kullandığı Yenikent Asaş Stadı’nda oynayacak. İki adım ileri yaptık, bir adım geri gidip yukarıda belirttiğimiz yedi stadın zemininin nasıl düzelebileceği üzerine bir kafa yoralım...
Şükrü Saracoğlu Stadı’yla başlayalım... Öncelikli sorun stadın hemen yanı başındaki ve ‘lakabını pek hatırlatmak istemediğim dere’den ileri geliyor. Zira zemin, sürekli değişse bile dere bu yeşil sahayı drenajın da yetersiz olması nedeniyle bataklığa çeviriyor. Stat zemininin bir diğer problemiyse az güneş alıyor olması... Bu sorun devre arasında yurtdışından getirtilen ve daha önce Avrupa’nın birçok dev takımının denediği yapay güneş ışığı sağlayan dev makinelerle çözülebilir ancak o da oldukça maliyetli bir proje... Hâl böyleyken Saracoğlu’nda çözümün ‘ç’ harfinin yıllardır adamakıllı el atılamayan drenaj sorununu düzeltmekten geçtiği ortada... Geçtiğimiz yıl açıldığından bu yana Kadir Has Stadı’nda yanlış çim tercihi göze çarpıyor. Drenajdan ziyade, sahaya serili çimin tamamen kaldırılıp, altındaki toprak zeminin iyice bir elden geçirilmesi şart gibi duruyor. Ha bir de aşağı yukarı aynı sert hava koşullarına sahip oldukları Sivas’ın sezon başında yaptığı gibi bu toprak düzeltme işlemi sırasında zeminin altına ısıtma sistemi de döşenirse, ‘ballı kaymak’ olabilir... Avni Aker Stadı zemini ise ne yazık ki federasyonun gadrine uğradı. Türkiye Kupası’ndaki Orduspor maçı öncesinde Trabzon’a yıllardan bu yana öylesi bir yoğunlukta uğramayan kar yağıp, taşınca Bordo-Mavililer’in nutku tutuldu. Federasyonun ‘maç oynanacak’ talimatının ardından sahaya dozerler girdi, bu ‘intiharın’ ardından da zeminin gerçek anlamda bir patates tarlasından farkı kalmadı. Bu yüzden de Trabzonspor, Avni Aker’de oynaması gereken ligdeki Manisaspor maçını İstanbul’da Atatürk Olimpiyat Stadı’nda, kupadaki Büyükşehir Belediyespor karşılaşmasınıysa Yeni Rize Stadı’nda oynamak zorunda kaldı. Bu statla ilgili çözüm önerisi ancak federasyonun sonraki kararlarında daha hassas davranacak olmasından geçiyor. Bir önceki hafta oynanan Ankaragücü maçında ortaya çıktı ki Manisa 19 Mayıs Stadı’nda da ciddi bir drenaj sorunu mevcut. Yağan yağmur, drenaj sisteminin yetersiz olması nedeniyle tahliye olamıyor ve top su birikintileri arasında ite kaka iki adım öteye taşınmaya çalışılıyor. Diyarbakır ve Eskişehir Atatürk Stadı zeminlerinin esas sorunları ise gözlemleyebildiğim kadarıyla bakımsızlık... Yıllardan bu yana kullanılan aynı zemin artık alarm veriyor. “Beni yenile” diye bas bas bağıran zeminde bir de takımlar hafta arasındaki bazı idmanlarını gerçekleştiriyorsa ne yapılabilir ki? Aynı durum Kasımpaşa’yla da ilgili... Takımın teknik direktörü Yılmaz Vural, ‘Büyükbaş hayvanı getirseniz o bile otlamaz’ diyerek stat zemininin harap durumunu ortaya koyuyor ancak idmanlarını bu statta yapan ve gerçek anlamda bir antrenman sahası bulunmayan bir takımın Süper Lig’de mücadele ediyor olmasında kim hatalıdır?..
Fotoğrafın görüntüsü bu şekildeyken, futbol federasyonunun gelecek sezondan itibaren tüm Süper Lig ekiplerine çok sıkı kurallar koyup, tedbir alması elzem. Tüm kulüplere tesis ve antrenman sahası dayatması, stat zeminleriyle ilgili standartlarını katı bir şekilde koyması ve uygulamada en ufak bir taviz vermemesi gerekiyor. Aksi takdirde yıllık 321 milyon dolar yayın bedeli biçilen ligin lideri Fenerbahçe’nin milli oyuncusu Uğur Boral’ın zemin yüzünden kopardığı diz çapraz bağları gibi vakalarla daha çok karşılaşır, ‘Yazık oldu’ çocuğa diyerek de tarihin tozlu sayfalarına atarız nice yeteneği...