Aslında

Riva ŞALHON Köşe Yazısı
21 Temmuz 2010 Çarşamba

Bodrum’un denizi şeffaf  koylarında güneşle iç içe iken sanırım sadece Jerry Seinfeld’in 17 yıl önce liste başı olmuş kitabını okumam çok yadırganmamalı. Son altını çizdiğim satıra baktım örneğin, felsefe epey derindi: ‘Bir ilişkiyi bitirmek kolay değildir’ diyordu. ‘Bol mozarellalı bir dilim pizza gibi. Dilimi ağzından ne kadar uzaklaştırırsan uzaklaştır, sadece gittikçe daha ince bir ipe dönüşür ancak asla kopmaz’.

Okumak yerine dinlemeyi tercih ettiğim anlarda ise TED adlı siteyi açıyorum. TED nedir oradan başlayayım. Teknoloji, sanat ve tasarım dünyalarının yayılmaya değer bulunan fikirlerini yaymayı hedefleyen kâr amacı gütmeyen bir kurum. Konuşmaların yayınlandığı sitede biraz gezinirseniz eminim paket halinde sunulan fikirsel açılımları üzerinde düşünmeye değer bulup kendiniz de kafa yormaya başlarsınız.

Örneğin Elif Şafak’ın da bu sitede yayınlanmış 20 dakikalık bir videosu var. Oldukça akıcı bir üslupla, kendisinden hep kültürel bir aracı olmasını, Müslüman Türk kadınını yazmasını beklediklerini, kendisinin ise eserlerinin tamamen kurgu olmasına gayret ettiğini anlatıyor. Kimlik politikalarının daha küçüklükten işlemeye başladığına dair anıları ile beslediği konuşmasından ben bir tespitine çok katıldım. Şöyle dedi: “Bilgiye sahip olmak, onu hayatına uygulayamayan insanları mesafeli, tedirgin ve kopuk hale getirir.”

Evet, referans verme görevini dürüstçe yaptıktan sonra Dan Gilbert adlı Harvard profesörünün TED’de dinlediğim mutluluk konuşmasını rahatlıkla tartışabilirim. Adamın iddiasına göre aşırı mutsuzluk yaratması beklenen travmalar insanlar üzerinde aslında beklenen kadar büyük etki yaratmıyor. Mutluluk kafada sentetik olarak oluşturulabiliyor. Sentetik mutluluk da gerçeği kadar kalıcı ve gerçek. Zaten bütün ekonomi bu tür mutluluğun üzerinde dönüyor. Alışveriş merkezlerinin Zen rahipleri ile dolup taşmadığı düşünülecek olursa mantıksız değil…

Herkes sahip olduğunun en iyi olduğunu düşünüyor. Geride kalanın daha iyi olabilme ihtimalini kafasında yok ediyor. Seçeneklerde geri dönüş ihtimali doğduğunda insan müthiş bir mutsuzluğa kapılıyor. Zira içine girdiği durumu fazlasıyla beğenmeye başlamış oluyor. Yani dev bir ‘aslında mutluyum’ durumu.

Aslında trafikte kalmayı dert etmiyorum. Altın yatırımlarımı on sene önce bozdurduğuma aslında memnunum, gibi…

Bu durumda insan düşünmeden edemiyor.  Seçenekleri olduğunu bilmeyenler aslında daha mı mutlu?