Transfer dönemi belki de futbol severlerin en heyecanla beklediği dönemdir. 2009 yılında oranla bu yıl hem Avrupa hem de Türkiye’de transfer piyasası daha sakin bir sezon geçirdi. Bunun nedenini de Dünya Kupası olarak belirleyebiliriz.
Aslında bir futbol takımından daha fazla verim almak için daha yüksek bütçeli transferler yapmak yerine, mevcut oyuncuların maaşlarını artırmak zaten daha fazla verimlilik sağlıyor. Araştırmaya göre 40 İngiliz kulübünün 1978–1997 arasında yaptığı harcamalar incelendiğinde, transfere yatırdıklarının ligdeki konumlarının değişiminin sadece %16’sını açıkladığını görüldü. Maaşlara yapılan harcamalar ise aksine bu değişimin %92 gibi önemli bir kısmını açıklıyor. Yüksek ücretler bir kulübe, çarpıcı transferlerden çok daha fazla faydalı oluyor.
Simon Kuper’in son kitabı ‘Futbolun Şifreleri’ de futbol takımlarının yaptıkları transferler detaylı olarak incelenmiş ve ‘mükemmel transfer’ için yapılması gerekenleri maddeler halinde sıralamış işte onlardan bazıları;
“Yeni bir teknik direktör para harcatır.” Bunun en çarpıcı örneğini Galatasaray’da görebiliriz. Lucescu döneminde sürekli ‘Geleceğin Hagi’si’ başlığı ile gelen futbolcular, Fatih Terim zamanında Hakan Şükür tipi ileri uç oyuncusu ve Popescu tipinde defansa adam alınması ile örneklenebilir. Gerçi bu futbolcular yüksek ücretler ile gelmemişti, fakat en sonunda toplamları bir yüksek ücretli iyi bir transfer kadar edebilirdi.
“Dünya Kupası veya Avrupa Şampiyonası’nda yıldızı parlayanlar için asıl değerlerinden daha yüksek meblağlar ödenir.” Bu maddeye örnek Fenerbahçe’nin 16 milyon Avro ile Rennes’den almayı planladığı Gyan’ı gösterebiliriz. Ayrıca bir başka örnek de 2002’de Dünya Kupası’nda Senegal ile yıldızı parlayan ve Liverpool’a 10 milyon Pound’a transfer olan El-Hadji Diouf’dur. Futbolcu Liverpool forması altında 55 maçta sadece üç gol kaydedebilmişti.
“Bazı milletlerin oyuncularına asıl değerinden daha yüksek meblağlar ödenir.” Transfer piyasasında özelikle Türkiye’de Brezilyalı veya Güney Amerikalı olmanız her zaman daha kıymetlidir. Simon Kuper bunu Brezilyalı futbolcu, Fransız şef veya Tibetli rahip gibi bir çeşit doğal yetenek gibi kabul gördüğünü belirtiyor.
Transfer piyasasında her zaman kazanan olmak için neler yapılması gerekmektedir? “Eğer başka bir kulüp, bir oyuncuya değerinden fazlasını ödüyorsa hemen sat.Futbolda tıpkı borsa gibi doğru zamanda satış yapmak önemli.” En güzel örnek Fenerbahçe’nin Real Madrid’e 23 milyon Dolara sattığı Elvir Baliç olarak gösterebiliriz. Baliç’in kariyeri Real Madrid’e transferinden sonra düşüşe geçmişti.
Transferde milyonlarca Avro harcayıp futbolcunun ülkeye yerleşmesinde yardımcı olmamak, futbolcunun performansını olumsuz derecede etkiliyor. Bunu daha çok yurtdışına giden Türk futbolcularında görebiliyoruz. Yurtdışına giden futbolcularımız öncelikle dil ve o ülkenin yaşayış biçimlerine alışmakta güçlük çekip bir an önce Türkiye’ye geri dönme kararı alıyor. Bunun yerine transferi gerçekleştirilen futbolcuya profesyonel olarak ülkenin yaşam biçimi ve genel kuralları hakkında bilgi verilse transferden alınacak verim daha da artacaktır. Real Madrid’e transfer olan Anelka’ya, soyunma odasında bir dolap bile ayrılmamıştı fakat transferi içi 35 milyon Dolar harcanmıştı.
Bunların dışında bizim ülkemizde yukarıdaki transfer davranışları dikkate alınmadan, farklı bir yol izleniyor. Türkiye’de ki belli başlı birkaç menajer, kulüp arayan futbolcuları ülkemizdeki takımlara pazarlamaya çalışıyorlar. Guti’nin ismi hem Galatasaray hem de Beşiktaş ile yazıldı. Daha fazla parayı veren transferi gerçekleştirdi. Aynı şekilde Fenerbahçe’nin transfer ettiği Stoch da yine bu şekilde transfer edildi. Ayrıca yine bonservisi elinde olan futbol hayatının son dönemine gelmiş futbolcular otomatik olarak Türk takımlarının transfer listesine giriyor. Bu şekilde yapılan transferlerde performans biraz şansa biraz da futbolcunun mantalitesine kalıyor. Ve en sonunda Ferrari’nin veya Guiza’nın yaptığı açıklamalar ile transferde son durum belirleniyor. “Yıllık aldığım bu ücreti bana hiçbir kulüp vermiyor.”Bu şekilde transferde sona yaklaşılıyor.