Gazze trajedisi - 2

Hayatımız artık hep trajedilerle geçiyor. Ocak 2009’da Gazze’de olanlar için ‘Gazze Trajedisi’ adlı yazıyı yazmıştım. Ve kriz sona erdikten sonra bir sonrakinin ne zaman gelebileceğini sorgulamıştım. Kriz fazla beklemedi ve 18 ay sonra eskisinden beter bir durumla karşı karşıya kaldık. Üstelik, Türk Yahudisi’nin rüyasında görse korkudan haykırarak uyanacağı türden gerçek olaylarla!

Krizin 2-3 aydır ‘geliyorum’ demesine rağmen şu dünyayı yönetenlerin hiçbir şey yapamamış olması neye delâlettir? İstediğiniz kadar teknolojiiyi geliştirin, istediğiniz kadar insan için hayatı daha sağlıklı, daha rahat yapın; eğer sokaktaki herhangi bir insanın öngördüğü krizi anlamıyorsak ve önlem alamıyorsak, hepimiz utanmalıyız!

Dünyanın en iyi istihbaratına ve en iyi ordusuna sahip olduğu iddia edilen İsrail’in Gazze yardım gemileri karşısında gösterdiği basiretsizlik ve aşırı tepki bakın nerelere kadar getirdi krizi.

Bu krizi çıkaranlar bile İsrail’in bu denli kendisini ayağından vuracağını tahmin bile edemezdi sanırım. Bu nasıl bir müdahale yöntemidir, bütün dünya olayları canlı izlerken?...

Dünya değişiyor, dünya eski dünya değil. İsrailli yöneticiler hâlâ eskisinde yaşamaya devam ediyorlar. Öldürdükleri aktivistler onları sopayla karşılamış olsalar da bu mudur yapılacak yegâne savunma stratejisi? O aktivistlerin olay çıkarmaya hazır olduklarını bilmiyorlar mıydı?

Hayır, İsrailliler böylesine yönetilmeye lâyık değiller. İsrail, açık açık kimi ülkelerin yok etme tehditlerine maruz kaldığı bir dönemde böylesi kanlı müdahalelerle iyice dünyada yalnızlaşacak ve hiçbir ülke onu anlamaya bile çalışmayacaktır. Üstelik yeni düşmanlar da kazanacak.

Auschwitz sendromunun, tehlike anında var olma içgüdüsüyle aşırı reaksiyon yarattığı bir yere kadar anlaşılır bir gerçektir. Lâkin dünya değişiyor ve bu tepkiyi artık farklı yöntemlerle vermenin zamanı gelmedi mi? Yoksa istediğiniz kadar ekonomik mucizeler yaratın; dünya sizi hep işgâlci, şimdi de batı basınının bile kullandığı gibi ‘korsan devlet’ olarak tanıyacak. Yazık değil mi onca acıdan sonra büyük çabayla kurulmuş bir devlet için?

İsrail halkı, bunu hiç hak etmiyor!

***

Türkiye-İsrail krizinin nerelere kadar gideceğini kestirmek zor. Lâkin Başbakan Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın son derece soğukkanlı bir devlet adamı edasıyla meseleye yaklaşımları ve her ikisinin, ayrıca Ak Parti Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türk Musevileri’ne sahip çıkan söylemleri, Türk Yahudileri için kâbus gibi geçen saatlerin ardından geriye kalan tek teselli olmuştur.

Türk Yahudileri, kendileri dışında gelişen olaylar ve ölümler nedeniyle son derece üzgünler.

Onları tedirginliklerle dolu yeni günler bekliyor.