Hayat, siz gelecek için planlar yapmakla meşgulken, başınıza gelendir

Köşe Yazısı
9 Haziran 2010 Çarşamba

Tana ESKİNAZİ ALALU


Sevgili Okurlarım,

İsrail ile Türkiye arasında olan gerginlik hepimizi çok üzdü, endişelendirdi, korkuttu, kızdırdı. 

Birçok duyguyu bize birlikte yaşattı. Kim haklı? Kim haksız? Kimi suçlayayım? Kime kızayım? derken, içinden çıkamadım. Maalesef can kaybı geriye dönüşü olmayacak tek hasar. Olayın o kadar yönü var ki. Eminim o geminin içinde gerçekten insani yardım yapmak isteyen insanlar olduğu kadar bunu politik amaç için kullanan insanlar da vardı. Tıpkı İsrail halkının içinde İsrail hükümetinin tavrına kızan veya onları haklı gören insanlar olabileceği gibi.

Ama savaş olgusu başka bir şey, herkesi korkuya ve şüpheye itiyor. Herkes hayatta kalmak için varlığını ortaya koyuyor? Kim haklı? Haklı var mı? Bilmiyorum. Diyorum ya her şey çok karışık. Özellikle biz Türkiye Cumhuriyeti Yahudileri için daha da karışık.

“Life is what happens when you are busy making other plans” (Hayat, siz gelecek için planlar yapmakla meşgulken, başınıza gelendir) der İngilizler, başlığıma taşıdığım gibi.

Hayat siz gelecek için planlar yapmakla meşgulken, başınıza gelendir.

Hayatta hep bir olaylar oluyor, korkuyoruz, endişeleniyoruz, heyecanlanıyoruz, belki de planlarımızı ve kim olabileceğimizi erteleyebiliyoruz. Hayat mı beni yönetiyor, ben mi hayatı yönetiyorum? Karar bizim. Ve yine biliyorum ki dikkatimi nereye verirsem o büyür. Gerçekten dikkatimi endişelerime korkularıma mı vermek istiyorum yoksa “şu anda elimde olanla ne yapabilirim?” e odaklanmak mı istiyorum?

Sizi korku ve endişelerinizi farkına varmaya, ama onlara yem olmamaya ve odaklanmaya davet ediyorum. Bir taraftan etrafta savaş çanları çalarken, bir taraftan da hayat devam ediyor.

Hayatta erişmek istediğimiz hedeflerimiz var, diğer tarafta sorumluluklarımız var, başka tarafta arzularımız var ve en son olarak da engellerimiz var.  Ne olacak?

Hepinizden hayatımızda ulaşmak istediğiniz rüyalarınıza, hayallerinize odaklanmanızı istiyorum. Bunları düşündüğünüz zaman aklınıza neler geliyor? Ne gibi resimler süslüyor hafızanızı. Sizden bunları bir kâğıda yazmanızı istiyorum. Bu hayallerde sizi gerçekten heyecanlandıran ne? O hayale erişince kim olacaksınız? Bu hayal gerçekten sizin değerlerinizi yansıtıyor mu? Çocukken nasıl hayalleriniz vardı? Sizi her sabah yatağınızdan heyecanla kaldıracak  ne olabilir? Gerçekten ne istiyorsunuz?

3-5 sene zarfında hayatınızda olmasını istediğiniz şeyler neler? En az 10 tane arzunuzun bulunduğu listenize bir bakın, bunlara erişmiş olsaydınız nasıl hissederdiniz?

Şimdi bunların arasından en çok istediğiniz hedefinizi düşünün. Bu hedefin sizin için anlamı ne? Bu hedefe erişince ne olacak? Değerleriniz hedeflerinizi destekliyor mu? İşte bu nokta çok önemli. Değerler sizi siz yapar. Değerlerinizle hedefleriniz uyuşmuyorsa hedeflerinize ulaşmakta zorlanacaksınız diyebilirim. O zaman belki de küçükken başkalarının sizin için koyduğu hedeflerin peşinde koşuyorsunuzdur. Belki bunları hiç düşünmeden, sırf o değer verdiğiniz kimse benimsiyor, diye benimsemişsinizdir.

Bu gibi durumlarda size belki de kabiliyetleriniz veya doğuştan gelen güçlü taraflarınız ışık tutabilir. Kolaylıkla becerdiğiniz şeyler, sizin güçlü taraflarınızdır ve size kim olduğunuza dair ipuçları verir.

Sizin güçlü taraflarınız neler? Neleri düşünmeden, çabucak yapıyorsunuz? Neleri yaptığınız zaman dışarıdan iltifat geliyor veya neleri sadece sizin yapabileceğinize inanıyorlar? İşte bunlar sizin güçlü taraflarınız. Bunlara bakarak arzularınıza hayallerinize yeniden bakın, hangi hedeflerinize odaklanmak istiyorsunuz?

Bundan sonraki adım hedefleriniz ile ilgili bir kaç strateji oluşturmak. Her strateji için belirli adımlar düşünmenizi istiyorum. Hayalinize ulaşmış olsaydınız hangi stratejiyi kullanmış olurdunuz? Tecrübelerinizi düşünün bundan evvel başarılı olduğunuzda, erişmiş olduğunuz hedeflerinize varmaya ne yardım etti? Başka insanların bu tarz hedefleri olduğunda, hedeflerine nasıl ulaştılar? Bunları düşünün ve siz ne yapabilirsiniz, lütfen adımları tek, tek kâğıda yazın.

Kimi zaman ilerleyemeyebilir, önünüze engeller çıkabilir. O zaman ne yapacaksınız? Herkesin engel gördüğü şey farklı, başa çıkma şekli de farklıdır. Kimileri, konuşup deşarj olmak ister. Kimileri, sıkıntılarını içinde tutar ve kendi halletmek ister. Sizin işinize ne yarıyor gerçekten biliyor musunuz? Bir takım adımlarda başarısız olmayı göze alarak, başarısızlığı başarıya gitmek için denenmiş adımlar olarak görüp, onlardan güç almanız gerekmektedir.

Lütfen hedefinizi ne kadar zaman içinde ulaşmış olacağınıza karar verin ve düşünün her gün bu hedef için neler yapabilirsiniz? Küçük bir adım atmak bile, hiç adım atmamaktan iyidir. Size adımları atmakta ne destek olur? Nasıl bir sistem yaratmalısınız ki, bu adımları atmaktan vazgeçmeyesiniz? Adımlarınız net ve açık mı, gerçekçi mi, ulaşılabilir mi? Bunları ne kadar zamanda gerçekleştireceksiniz? Bu adımları attığınızda ne hissedeceksiniz? Bütün bunları hedefinize ulaşmanız için sağlam bir altyapı ve sistem kurmanız için soruyorum.

En son adım ise hedeflerinize ulaştığınız zaman kendinizi kutlamak. Bu hep unuttuğumuz bir şey. Genelde alçak gönüllü davranmak çok havalı gelir insanlara ama gerçekte çok işe yaramaz. Kendi kendinize neyi iyi yaptığınızı söylediğinizde ileride bu başarıları göz önünde bulundurarak daha da başarılı olacağınızı unutmayın.

Doğru kararlar alabilmek için önce kendi ihtiyaçlarınıza karşılık vermeniz gerekir. Düşünün kendinizi iyi hissettiğinizde mi başkasının derdini dinleyip yardım etmek istersiniz, yoksa kendinizi yorgun ve mutsuz hissettiğinizde mi? Yapabileceğiniz şeylere odaklanın, korkularınızın içinde kaybolmayın. İnsanlar mutlu oldukça başkalarının da mutlu olmasını isterler. İnatla sevmeye, anlamaya, dinlemeye devam ettikçe hem biz gelişeceğiz hem de içinde yaşadığımız dünya…