İspanyollar herhalde bütün dünyanın üzerinde, başka bir dünyada yaşıyorlar. Dünya Kupası’nı almalarıyla beraber Madrid, Barselona, Sevilla sokakları bayram yerine döndü. Madrid sokaklarında binlerce insan dünyanın en önemli organizasyonunda şampiyon olmalarını kutladı. Artık onlar “Daha mutlu bir ülke”
Kuşkusuz İspanya Milli Takımı’nın Dünya Kupası’nın kaldırması, İspanya spor tarihin en önemli spor başarısı olarak kabul edebiliriz. İspanya’nın dünya şampiyonu olması ile birlikte son yıllarda sadece futbol da değil, diğer birçok popüler spor dalında yetenekli İspanyolların ismini duymaktayız.
Tenis ile başlayalım son yıllarda tenisin efsanesi olan Rafael Nadal en son Wimbeldon’da erkekler şampiyonu olarak dünya sıralamasında erkeklerde bir numaraya tekrar yükselmiş oldu. Nadal’ın başarıları arasında bir Avustralya Açık, beş Fransa Açık, iki Wimbledon şampiyonluğu bulunmakta. 24 yaşında olan Nadal geçirdiği sakatlıktan sonra başarılarına devam edeceğini gösterdi.
Formula1 ile devam edelim. İspanyolların Formula 1’deki temsilcisi Fernando Alonso 2005 yılında Dünya Şampiyonu olduğunda “ En Genç Dünya Şampiyonu Olmuş Formula 1 Pilotu” unvanını da almıştı. 2006 yılında bu başarısını tekrarlayan şampiyon, 2010 sezonunda Formula 1’de Ferrari takımı ile yarışıyor.
Basketbolda İspanyolların başarıları devam ediyor. 2009 yılında Euro Basket’in şampiyonu İspanya oldu. Ayrıca şampiyon takımdan çıkan MVP de Pau Gasol olmuştu. Pau Gasol ayrıca 2010’da NBA Şampiyonu olan Los Angeles Lakers takımında forma giyiyor. Son olarak 2009-2010 Eurolegue Şampiyonu’nun Barcelona olduğunu hatırlatmak isterim.
Bir de Moto Gp’den örnek verelim. Moto Gp’de sezonun yedi yarışı koşuldu. Pilotlar sıralamasında iki İspanyol pilot şampiyonluk için yarışıyor. Yedi yarış sonunda Jorge Lorenzo birinci ardından Dani Pedrosa’da pilotlar sıralamasında şampiyonluk için yarışıyor.
Son olarak Dünya Kupası’nın İspanyolların ilgisini rakamlara dökelim.1 Temmuz itibariyle Adidas 500.000 İspanya forması satışı gerçekleştirdiğini açıkladı. İspanya 2008 yılında Avrupa Şampiyonu olduğu zaman 450.000 adetti. On yıl önce bu rakam 50.000 geçmiyordu.
12 Temmuz akşamı Madrid sokaklarında yaşanan kupa sevinci inanılmazdı. Bence İspanyollar hem oynadıkları futbol ile hem de sevinçleriyle kupaya imzalarını attılar. Liverpool’un kalecisi Reina’nın, törende yaptığı gösteriden sonra televizyoncular bu kalecinin peşini bırakmayacaklar. İlker Casillas’ın canlı yayında spor spikeri sevgilisinin dudaklarına yapışması ve Arsenalli Fabregas’a kupa töreninde Barcelona forması giydirmeleri, Dünya Kupası sevinçlerinin en renklisiydi. Ne de olsa Dünya Kupası’nı ilk defa alan bir ülke. Kolay değil.
Kötü günler yaşayan İspanya ekonomisi, Dünya Kupası ve yukarıdaki gibi sportif başarılar ile artık İspanyollar daha mutlu insanlar olarak hayatlarına devam ediyor. Madrid havaalanında bulunan reklamında bütün her şeyi özetliyor…
*Bienvenidos un pais mas feliz
(Daha mutlu bir ülkeye hoş geldiniz)