Google’ın en güzel icadı…

Köşe Yazısı
13 Ekim 2010 Çarşamba

Google resmi blogunda şöyle bir habere yer verdi; yapılan derin araştırmalar sonucunda bir sürücü olmadan kendi kendini kullanan araba icat edildi. Dikkati dağılan sürücüler, kendi kendini kullanan arabada yemek yiyebilir, telefonda konuşabilir, sms atabilir, aslında araba kendinden giderken canının istediği her eylemde bulunabilir…

Bu, benim için hayalini kurduğum üç boyutlu televizyondan bile daha güzel bir icat. Üç boyutlu televizyon konusuna kısaca değinmek gerekirse, sinemalarda seyrettiğimiz 3D filmler gibi rahatsız plastik gözlükler eşliğinde değil de, evde televizyonlarda seyrettiğimiz haberleri, dizileri, spor programlarını gözlük, alet edevat olmadan üç boyutlu bir formatta seyredilme teknolojisi… En sevdiğiniz diziyi düşünün; ana karakterlerini üç boyutlu seyredilmek veya Grand Slam seyrederken tenis topunun size doğru geldiğini görebilmek. Güzel bir teknoloji olacak. Bunu görecek kadar yaşayacağımıza inanıyorum. Hele de kendi kendini süren arabayı duyduktan sonra.

Neyse, dönelim hayatımın arabasına…

***

Google’ın açıklamasına göre bu arabanın amacı karbon emisyonunu azaltmak, araba kullanım alışkanlıklarını değiştirmek ve en önemlisi trafik kazalarını azaltmak. Reuters’ın haberine göre bu araba Kaliforniya eyaletinde 140,000 mil kadar (yaklaşık 225,308 km)yol kat ederek test edilmiş. Ne olur ne olmaz diye arabanın başında bir terslik anında müdahale edebilmesi için bir şoför bulundurulsa da, araba şimdilik olumlu sonuçlar veriyor.

Trafik çilesinin normal hayat sorumluluklarının üstüne gereksizce fazladan bindiği İstanbul’da gelecekte böyle bir uygulama olabilseydi eğer, nasıl sonuçlanırdı sizce? İş yeri 50 km uzakta olan ben için ilk saniyede dünyanın en güzel icadı gibi gözükse de, trafiği azaltabilir mi ki? İnsanın kullandığı araba kendi kendini sürene çarpmaz mı yine?

Tem yolunu kullanarak işe, okula, eve gidenler bilir; hava biraz yağmurlu olduğu zaman eve varana kadar ortalama iki kazaya rastlanır o günlerde. Geçen hafta Mahmutbey istikametinde devrilen domates kamyonun yerlere dökülen domateslerini salça yapa yapa işimize vardık. Yerdeki kırmızının ezilmiş domates olduğuna ve can kaybı olmadığına şükür ederek. Diyeceğim şu ki, yola çıkan her araba, tır, kamyon hatta motosiklet kendi kendini kullanmadıkça, insanlar yine kaza yapacak. Azalacak, ama araba kullanan tek bir insan bile kalmayana kadar devam edecek.

Habere göre bu proje henüz deneysel aşamada. Bu teknolojinin gelişmesinin, fizibilitesinin ve kabul edilebilirliğinin de olumlu olacağını düşünürsek, içimize yakın gelecek için bir umut doğabilir yine de.

Trafikten bezmiş İstanbullular olarak evrene olumlu enerji yollayalım. Bakarsınız yıllar geçer ve ben bilgisayarda yazı yazarken arabam kendi kendine beni evimin kapısına getiriverir…