Yıldırma

Riva ŞALHON Köşe Yazısı
20 Ekim 2010 Çarşamba

Genel yayın yönetmenimiz yazılarımdaki şiddetin azalarak, yerini ılımlı bir havaya bıraktığını söyledi geçenlerde. Ben de bunu fark ediyorum aslında ama bunu içimdeki kızgınlıkların azalmasına yorduğumdan memnunum bile durumdan. Yine de bugün onu kırmayıp biraz beni hınçlandıran bir durumdan bahsedeyim bu küçücük sütunda… Durum mobbing... ‘İş yeri zorbalığı’ diyelim isterseniz Türkçesine. “Bir kişiye yönelik sistematik bir biçimde uygulanan psikolojik yıldırma." Her sosyal toplulukta, işyerinde var. Grup halinde alınan bir tenis dersinde bile şahit olmuştum inanmazsınız. En çok da kâr amacı gütmeyen çalışma ortamlarında var olan bir şey. Bazen tek sebebi can sıkıntısı içinde zevk arayışları… Kız lisesi sendromu, ben - sen iyiyiz, birbirimizi kollarız durumu. Hayatı renklendirme çabası. İşin fenası bazen olan biteni fark eden yönetim de bu durumu değiştiremez.

Açıklayayım. Genelde bağımsız ve yaratıcı mizaçtaki insanlar, girdikleri ortamda mevcut düzeni ve düzeneği bozma tehlikesi yaratırlar. İlişkileri olumlu ve uyumlu olmasına rağmen sosyal olarak dışlanmak suretiyle o ortamdan ayrılmasına gayret edilir. Kurban toplu coşkulara dahil edilmez. Olaylar sistemli ve destekli yürür. Kişi ile göz teması kurulmaz. Kişi tutarsız gösterilir. Hatta orada değilmiş gibi davranılır. En çabuk yıldıran davranış ise mesleki yeterliliğinin sorgulanmasıdır. İşlerindeki yaratıcı pırıltının sönük gösterilmesine çalışılır. Alt ekip onu desteklemez. Yaptığı işin benzerleri hemen ortaya sürülerek kendisine ait bir ışıltının aslında var olmadığı kanıtlanır... Yıldırma genelde işe yarar. Ve ayrılma durumu da muhtemelen kurbanın kendi tercihi gibi gösterilir.

Mobbing en sağlam insanın bile benlik duygusunu zedeler. Kişinin kendine yönelik kuşkusunu artırır... Grup içindeki bu huzursuzluğu çözmenin tavsiye edilen yöntemleri elbette vardır. Ancak yazılı kurallar çoğu zaman pratikte işe yaramaz. Sözüm ona, yöneticinin bu çekişmelere karşı tarafsız ve objektif yaklaşması, mobbing’i sona erdirecektir. Tek bir kere mobbing’de aksi bir duruma şahit oldum: Bir bankada 8 tacizcinin sürüldüğüne ve kurbanın iş yerinde kalmaya devam ettiğine. Genelde tam tersi olur… Ve bunu yapanlara bir ithamda bulunulamaz.

Siyasetin her türlüsü küçük müttefikler oluşmasından ibaret. Ufak tefek sırların (nam-ı diğer dedikoduların) sıcak bir sohbet ortamında paylaşılması ittifakı pekiştiriyor. "Unutma, bu sadece ikimizin arasında" kelimeleri sihirli… Harcanan biri var ortada, ancak mühim değil… Sonuç duygusal baskı ve pes ediş…

Kimseye çok uzak olmasa gerek bu anlattıklarım. Ama yine de konuyu farazi bulanlarınız olabilir. Etrafınıza biraz daha yakından bakmanızı öneririm…