“Rüya içinde bir vizyon gördü. Yeryüzüne sabitlenmiş ve başı göklere kadar erişen bir merdiven vardı. Tanrı’nın melekleri onun üzerinde inip çıkıyorlardı. Birden Tanrı Yaakov’un üzerinde belirdi.” (Bereşit 28/12-13)
Meleklerin merdiven üzerinde inip çıkmasına ilişkin olan bu rüya birçok açıklayıcı tarafından incelenmiş ve anlamının ne olduğu üzerinde düşünülmüştür. En fazla sorulan sorular bu rüyanın ne anlama geldiği, Tanrı’nın meleklerinin ne simgelediği, inip çıkmalarının ne anlama geldiği ve Tanrı’nın Yaakov’un üzerinde nasıl belirdiği ile ilgilidir.
Midraş Tanhuma’nın verdiği açıklamaya göre bu merdiven aslında Yahudiler üzerinde hükmedecek olan krallıkların kimliklerini ve basamak sayıları da hükmedecekleri yılların sayılarını vermektedir.
Midraş Raba’nın Raşi’ye dayandırılan açıklamasına göre ise bu merdiven İsrael ülkesi ile diaspora arasında yer alan bir sınırdır. Burada Erets Yisrael’e ait olan melekler Yaakov’un yanından ayrılmakta ve ona diasporada eşlik edecek olan melekler onların yerini almaktadır.
Bir başka görüş ise bu merdiven ruhani anlamda yükselişi simgelemektedir. Bir kişi Rabi Lam’ın görüşüne göre devamlı olarak belli bir yükselmeyi kendinde görmeli ve eğitimini sürekli olarak sürdürerek kendini geliştirmelidir.
***
RaMBaM’ın eseri olan More Nevuhim’e göre ise iki dünya arasındaki iletişimi göstermektedir. Bu dünyalardan birincisi yaşadığımız fiziksel dünya iken diğeri ise ruhani olan yükseklerde yer alan Sefirotların bulunduğu dünyadır. Yaakov’un gördüğü Tanrı’nın melekleri de Tanrı’nın büyüklüğünü ve bilgeliğini öğrenmeye gayret eden peygamberler olarak gösterilir. Bu melekler yükselmekte bilgi dağarcıklarını doldurmakta ve daha sonra da bu bilgilerini dünyada paylaşmak üzere yere inmektedirler. Tanrı’nın orada devamlı olarak bulunması her şeyin hakimi olarak bulunduğunu göstermektedir. İki dünya arasında bulunan Yaakov da aslında More Nevuhim’e göre merdivenin kendisidir. O iki dünya arasındaki ilişkiyi sağlayan kişidir. Tanrı ve O’nun yollarını anlayan ve bu dünyada Tanrı’nın yolunu uygulayan kişidir.
Ve Tanrı orada Yaakov’un üzerinde belirdi. Merdivenin ayağı yerde iken başı göklere ermektedir. Her isteyen dileyen insan bu merdivenden yukarıya çıkmak isteyebilir. Bu yolculuğu sırasında her zaman orada bulunan Tanrı tarafından tutulur ve bilgeliği aktarılır. Elbette ki insan sürekli bir yükseliş içinde olamaz. Birkaç basamak düşse bile tutunmayı ve yeniden yükselişe geçmeyi bilmek zorundadır.
Zohar’ın görüşüne göre merdiven “baarets – toprakta gömülü” değildir sadece “mutsav artsa – yani yerin üzerindedir”. Prensip olarak bu merdiven göklerde demirlenmiş bir haldedir. Demirlenmiş yerinden aşağılara doğru inmektedir. Bu insanda neşama’yı simgeler. Neşama önce ruh ile birleşmekte daha sonra can ile buluşmakta ve insan vücudu ile bir araya gelerek yeryüzüne inmektedir.
Bu açıklamaların ışığında insan bu dünyada bu kadar derin bir ruhaniyete sahipken bütün yaratılanların kontrolünü elinde tutmaktadır. Hatta bu ruhani yükseliş devam edebilir ve kişi meleklerin ruhaniyetinin üzerine de çıkabilir.
Rabi Yaakov İllel meleklerin insanlardan daha üst bir ruhaniyete sahip olduklarını ancak kendilerini geliştiremediklerini ifade etmektedir. Bu da kişinin kendisini geliştirmesi ile Teilim 8’de yazan “vatehasereu meat mE.loim – onu Tanrı’dan biraz aşağıda tuttun” seviyesine kadar yükselebilmesi mümkün olacaktır.