MİKETS - ŞABAT HANUKA ÇABA VE İNANÇ

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
1 Aralık 2010 Çarşamba

Bereşit kitabının 41/1 pasuğu şöyle başlar:

Vayi mikets şenatayim yamim ufaro holem – iki senenin sona erdiği günde Paro rüya görmektedir.”

Paro’nun rüyası Yosef’in hapisten kurtulmasını sağlayacak olayların da başlangıcıdır. Midraşa göre Yosef Paro’nun sakisine güvenerek ondan kendisini Paro’ya hatırlatmasını istemiş bu yüzden de iki sene daha hapis yatmıştır. Bilginler bu iki seneyi burada Yosef’in söylemiş olduğu iki söze bağlarlar. Yosef’in bir insana güvenmesi Tanrı inancı konusunda bir eksikliğe bağlanır ve Yosef iki yıl daha orada kalır. Ancak Gemara Masehet Pesahim 64/B’de kişinin mucizelere güvenmemesi ve Tanrı’nın yardımı için sürekli dua etmesi gerektiği yazılmaktadır. Bu da Yosef’in özgür kalmak için yaptığı bir çabayı göstermektedir. Gemara’da yazılı olan bu ifade ile Midraş bire bir çelişki göstermektedir. Çünkü Midraş Tanrı’nın yardımını istediği için Yosef’i övmekte ancak sakinin yardımını beklediği için de eleştirmektedir. Bu çelişkiyi çözebilmek için Tora’yı açıklayan bilginlerimizin yardımına ihtiyaç duymaktayız.

Bir Cuma sabahı Baal Şem Tov bir evin kapısını çalar ve açılmasını beklemeden oradan ayrılır. Kapı açıldığı zaman ev sahibi orada kimseyi göremez. Etrafta sadece yolda yürüyen bir adam vardır. Ev sahibi onun arkasından koşar ve ona erişince Baal Şem Tov’a “kapıyı çalan sen miydin” diye sorar. Baal Şem Tov olumlu cevap verince adam hayretle “istediğin nedir? Neden kapıyı çalıp açılmasını beklemeden oradan ayrıldın” şeklinde bir soru sorar.

Baal Şem Tov şöyle cevap verir: Şabat için bir hazırlık yapamadım ama eminim Tanrı bana yardımcı olacaktır. Tora Devarim 15/18’de “Tanrı her yaptığın şeyde seni kutsayacaktır” demektedir. Bunun anlamı da şudur. Kişi Tanrı’nın yardımını hak etmek için mutlaka bir çaba göstermelidir. Ancak bu demek değildir ki insan belli bir davranışı Tanrı’nın yardımını almak için bir araç olarak kullanabilir. Ben bir adım attım. Belki de sen Tanrı’nın bana yardım için göndereceği kişi olmayabilirsin. Ben sadece kapını çaldım ve bu yüzden orayı terk ettim.

Benzer bir öykü de hasidik bir Rabi’nin başından geçer: iş konusunda çok zor olan bir kişi Rabi’nin berahasını rica eder. Rabi de ona bir piyango bileti satın almasını salık verir. Ancak adama piyango çıkmayınca Rabi çok üzülür ve berahasının etkili olamadığını bir tsadik ile paylaşır. Tsadik sabah dualarında okuduğumuz bir cümleyi onunla paylaşır.  “Kim senin yaptıklarının ortasında durabilir? Yukardakiler mi yoksa aşağıdakiler mi ve kim Sana ne yapacağını söyleyebilir?” Senin görevin adama başarılı olması için beraha vermektir. Yanlış olan ise ona bir piyango bileti almasını söylemendir. Kimse Tanrı’ya bereketi nasıl dağıtacağını dikte etme yetkisinde değildir.  

İşte Midraş’a göre Yosef hem doğru hem de yanlış yapmıştır. Kurtulmak için bir çaba göstermesi elbette ki doğrudur ve bunu da sakiyi kendisi hakkında uyararak yapmayı seçmiştir. Yanlış olan davranışı ise bu yolla kurtuluşun geleceğine inanmasıdır. Tanrı olayları bir başka yöne doğru yönlendirir ancak sonuçta olması gereken yine olur.

Dr. Twerski bunun çok önemli bir kavram olduğunu bizlere öğretir. Biz mutlaka bir şeyleri elde etmek için bir çaba içinde olmak zorundayız. Ancak ulaşmak istediğimiz noktaya belki de bir başka yoldan Tanrı’nın istemiş olduğu yoldan ulaşacağımız da açıktır. Bizler Tanrı’nın yardımını almak için çaba göstermeli ve her zaman O’na olan inancımızı sağlam tutmalıyız. Belki de olaylar bizim istediğimiz şekilde gelişmeyecektir. Fakat Tanrı bize o istediğimizi verecekse bunu hiç şüphesiz bizim için en yararlı zamanda ve şekilde bizlere iletecektir. Çaba ve inanç arasındaki önemli bağlantı burada yatmaktadır.