Papeliko Sataniko veya WikiLeaks’ın Kurbanları

Köşe Yazısı
8 Aralık 2010 Çarşamba

Ralf Arditti


Tanrı’ya şükür WikiLeaks bana henüz dokunmadı. Aslında çaba göstermedi değil. “Dünyanın tüm problemlerinin Yahudilerden kaynaklandığına bakılırsa, onların da Türkiye’de yaşayan tek bir cemaatleri varsa, o cemaatin de tek gazetesi Şalom ise, o gazetede de bir tek ekonomi sayfası var olduğunu kabul edersek, o sayfada da ayda bir yazan tek Ralf varsa’’, muhakkak silsile-i meratip (aşama sırası) yoluyla beni bulmaları ve yaşamımın tüm gizli belgelerini ortaya çıkarmaları beklenirdi.

Çıkmadı değil bulamadılar! Küçüklüğümden beri ailem ve çevrem bana hep ‘papeliko sataniko’ (küçük kağıt - şeytancık) uyarısını aşıladı. “Sakın küçük kağıtlara onun bunun borcunu, alacağını yazmaya kalkışma, birileri aramaya girişirse başın derde girer’’ gibisinden bir tabir. O gün bugün, tüm hesaplarımı, dosyalarımı, mesajlarımı ve yazılarımı “kim araştırırsa araştırsın beni yaralamaması gerekir’’ düsturuna uygun olarak şeffaf tutmaya çalıştım.

Özellikle iletilerimde bu ilkeye uymaya çok gayret ettim. Biri hakkında olumsuz düşünüyorsam ve bunu yazacaksam, o kişinin bu mesajı bir gün bulup okuyabileceğini veya iletiyi gönderdiğim kişinin aleyhime dönüp ‘olumsuz’ tarafa beni gammazlayacağını öngörmeye çalıştım. Kanımda yıllar öncesinden ‘’WikiLeaks’’ kaygısı yer etmişti.

Julian Assange’yi tanımam, WikiLeaks’ı da son günlere kadar duymamıştım. Bu önemli değil, fakat ABD Dışişleri Bakanlığının ‘papeliko sataniko’ tabirini bilmemesi ve diplomatlarının yazışmalarını güvenceye almaması kabul edilemez bir hataya işaret ediyor.

Tabii bu şeffaflığın maliyetini de iyi hesap etmeliyiz. İş yaşamının başlangıcında yüksek vergilerden yıkılmadığınız takdirde ileriki yıllarda saydamlığın büyük avantajlarını yaşarsınız, işiniz yeteri kadar büyümüş ise…

İletilerde ise şeffaflığın maliyeti, düşündüğünüzü tüm çıplaklığıyla yazamamak ve otosansüre gitmektir. Hem derdinizi anlatmak, hem de yazdıklarınız ortaya dökülürse bundan mahcup olmamak adına denge politikasını iyi gütmek gerek.

Amerikan diplomatları böyle yapmadılar. Açık açık düşündüklerini yazdılar. Bundan sonra herhalde daha dikkatli davranacaklar veya iletişim hatlarını daha sıkı kontrol edecekler.

Fakat ABD’ye kızanlara ne demeli? Hem düşündüklerini tam söylemiyor, hem de söyleyenlere baskın çıkıyorlar. Fakat ‘papeliko sataniko’ ilkesini gayet iyi biliyorlar. Onlar hiç iz veya belge bırakmadılar. Veya onların WikiLeaks’ı henüz çıkmadı ortaya!

Belli olmaz, “kol kırılır, yen içinde kalır’’ tabiri de zamanla aşıma uğradığında Ortadoğu’da birileri çıkıp da Assange’yi taklit etmeye kalkışabilir.