Mimoza şenliği

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Mart 2011 Çarşamba

Keşke bu haberi daha önce iletebilseydim de sizler de yararlanabilseydiniz. Bu soğuk kış gününde mimozalardan söz etsem. Hani şu sapsarı küçük toplardan oluşan, kokusuyla insanı büyüleyen dal dal mimozalardan…

Adalar Müzesi,  6 Mart Pazar günü Dünya Kadınlar Günü için bir ‘Mimoza Şenliği’ düzenledi. Anadolu Kulübü’nde yapılan etkinliklerin ardından Fethi Okyar Köşkü ve Büyükada bahçelerinde mimoza turu yapıldı. Bahçe tarihçisi Gürsan Ergil, ‘Adalar ve Mimoza’; İÜ Biyoloji Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Erdal Uzen,’Mimoza’; Gazeteci/yazar İpek Çalışlar ise ‘Mimoza ve Kadın’ konularını irdeledi. Öğle saatlerinde ise Kent Orkestrası Oda Müziği’nin bir dinletisi izlendi.

Gerçek Adalı olup da kendini mimozayla özdeşleştirmeyen kimse yoktur. Aslında mimozayı dalında severim. Vazoya yakışan bir çiçek değildir. Programı okuyunca pek bir heveslendim. Kafamda hemen programlar yaptım; vapur saatini hatırlamaya çalıştım. Sonra bir daha düşündüm ve fazla sevindiğimi fark ettim. Aynı gün gidilecek bir düğün ve izlenmesi gereken bir film gösterisi vardı. İnsanlar bazen böyle ikileme düşebiliyor. Bir an için, ‘bırak diğerlerini, git mimozaları kokla’ dedim. Ama olmuyor işte. Toplum içinde yaşarken sorumluluklarınız var. Kaldı ki, gelini ve ailesini çok sevdiğim için düğüne katılmayı bir keyif bildim.

Sonuç olarak düğüne ve film gösterisine gittim ama ‘Mimoza Şenliği’nin nasıl geçtiği hakkında bir fikrim yok. Her halükarda Adalar Müzesi, Adalar Belediyesi’nin de işbirliği ile kış vakti güzel etkinlikler yapıyor.Bu arada artık kış aylarında da açık olan Anadolu Kulübü’nün katkılarını da unutmamak lazım.

***

Geçen hafta Hürriyet Gazetesi’nde Fatih Çekirge imzalı çok güzel bir yazı yayınlandı. Okumuşsunuzdur mutlaka. Ancak herkesin bu gazeteyi almadığını varsaydığımdan, bazı alıntılar yapacağım. Yazının ilk bölümünde, Ermeni vatandaşı Leo Halepli’nin devlet memuru olarak atandığını ve bunun Cumhuriyet tarihinde bir ilk olduğunu anlatıyor. Sonra da ‘Gayrimüslim’ denmiyor artık’ diye bir ara başlık atıyor. ‘Bozkır’la(büyükelçi) konuşurken Türkiye’nin çok önemli bir kavram değişikliğine gittiğini de öğreniyoruz. Artık ‘gayrimüslim’ ifadesi kullanılmıyor. Çünkü gayrimüslim ‘inanmayan’ gibi çevrildiği için bazı cemaatler bunun yerine ‘farklı inançlardan’ ifadesinin kullanılmasını öneriyor. Ve bu öneri kabul ediliyor. Yani artık, ‘azınlıklara gayrimüslim denmeyecek’.

Son yazımda Fatih Altaylı’yı izleyin demiştim. Altaylı yurt dışında olduğundan ‘Teke tek özel’i Murat Bardakçı sundu. Konuk konuşmacı, Varlık Vergisi döneminde maliye müfettişi olan Cahit Kayra idi. Sanırım birçoğumuz izledi.Kayra yaşıyla ilintili olarak çok iyi bir hafızaya sahip. Ne yazık ki program çoğu kez konusunun dışına taşıp başka boyutlara kaydı. Birçok sorumuza ise istediğimiz yanıtları alamadık. Şahsen içim buruk. Kapattım televizyonu. Zihniyet değişmedikten sonra ister gayrimüslim denilsin, ister ‘farklı inançtan’…