Esad yönetimin değişmesi İsrail ile Suriye arasında bir barış süreci olasılığını da gündeme getirecek. Elbette bu gelişme, bölgedeki dengeleri kökünden değiştirir.
Suriye'de Hafız Esad rejimi zor günler yaşarken, El Fetih'le Hamas güç birliği yapmaya karar verdiler. Bu arada El Kaide'nin Lideri Usame Bin Ladin, titiz bir operasyonla tarihe gömüldü. İngiltere Veliahdı William'ın evliliği bütün bu haberlerin yanında bir magazin haberi olmaktan fazla olamadı.
Suriye'de yönetimin değişmesi ise hiç şüphesiz bölgedeki dengeleri kökünden değiştirecek.
Başer Esad, önüne gelen fırsatı değerlendirememiş, babasından sonra, babasından çok da farklı olmayan şekilde Suriye'yi yönetmeye devam etmiştir. Demokrasiden pek de nasibini alamayan Baas Partisi yönetimi artık can çekişiyor. Bu durumdan kısa ve orta vadede en çok etkilenecek ülke hiç şüphesiz Türkiye olacak. Şimdiden Türkiye'ye Suriyeli mülteciler gelmeye başladı. Türkiye için en sıkıntılı süreç NATO'nun bu ülkeye bir operasyon düzenleme durumunda başlayabilir. Suriye ve Esad yönetimiyle dengeli ilişkiler içinde olan Türkiye'nin operasyona katılması da, katılmaması da oldukça değişik sonuçlara sebep olabilir.
Esad yönetimin değişmesi İsrail ile Suriye arasında bir barış süreci olasılığını da gündeme getirecek. Elbette bu gelişme, bölgedeki dengeleri kökünden değiştirir. İyimser olarak bakıldığında Lübnan üzerindeki Suriye baskısının azalması, Hizbullah’ın zayıflaması ve hatta Lübnan'dan çıkması, İsrail’in makul bir anlaşma çerçevesinde Golan Tepeleri’nden çekilmesi bile gündeme gelebilir. Elbette bunları umut etmek için henüz çok erken...
Filistinlilere gelince fraksiyonların, örgütlerin birleşmesi veya barışması bir anlam ifade etmez. İsrail ile Filistinliler arasındaki anlaşmazlığın çözülmesi tarafların anlaşmasıyla bitmez. Suriye'de rejimin değişmesi, İsrail ile Filistinliler arasında bir barış yapılması sürecini hızlandıracak ve bölgede göreceli de olsa bir huzurun yaşanmasına sebep olacak.
İsrail yönetiminin Hamas ile El fetih'in güç birliği yapmasına bu kadar tepki göstermesi de pek anlaşılır değil. Hamas İsrail ile görüşmemektedir. İsrail kabul etse de Hamas İsrail'in istediği normlarda bir barış için masaya bile oturmayacak.
İsrail'in teröristlerle anlaşma yapmayacağı da doğru değil. Neticede FKÖ bir terör örgütü değil miydi? Hamas'ın FKÖ'den pek de farkı yok. Terör örgütlerinin ortak özelliği dışarıdan destek almalarıdır. FKÖ, Sovyet desteğiyle terör hareketlerini sürdürebiliyordu. Hamas’ın kaynakları kurumadıkça, Hamas terörden de vazgeçmez, barışa da yanaşmaz.
Bu arada Hamas'ın sürgündeki yönetimi karışan Suriye'den kaçma telaşında. Hamas'ın yeni merkezi neresi olur bilinmez ancak şu anki konjonktürde bu örgüte kucak açacak fazla ülke yok gibi görünüyor. İran'a gitmeleri olasıdır.
Dünya, İngiltere Veliaht Prensi William'ın düğününe odaklandığı sırada ABD Başkanı Obama, El Kaide Lideri Usame Bin Ladin'in ölüm fermanını imzaladı. 2001 ile 2005 yılları arasında dünyayı terör saldırılarıyla kasıp kavuran El Kaide Lideri Bin Ladin sonunda öldürüldü. Elbette, teröristlerin ve terörizmin bir geleceği olmadığını göstermek açısından son derece önemli. Ancak El Kaide, kafası kesilse bile gövdesi bir süre daha hareket edebilecek kapasite ve daha da kötüsü esnekliğe ve kaynağa sahip bir örgüt. Dünyanın başına kısa vadede çok büyük sıkıntı yaratabilir.
Dünya hızla değişmekte. Rejimler değişiyor, taşlar yerine tekrar oturuyor. Bu taşlar yerine oturmadan İsrail'in barış yapma imkânı yok. Geçen seneye kadar dost bildiği Mısır düşman, düşman bildiği Suriye ise dost olabilir. İsrail ile Filistinliler arasındaki barış, hiçbir zaman sadece İsrail ve Filistinlilerin elinde olmadı. Ortadoğu'da barış umut edilenden daha geç ancak her zamankinden çok daha olasıdır.