28 Mayıs Cumartesi akşamı… Türkiye de dahil olmak üzere, tüm dünya saat kaç olursa olsun ekran başında… Ne akşam bir barda, ne dışarıda bir kafede…
Televizyonun karşısında o büyük maçı izlemek için bekliyor… Kadınlar bile maç hakkında yorum yapıyor…
“FavorimBarcelona! Kesin kazanırlar…”
Barcelona’dan tek bir oyuncu bile tanımayan annem maç sonunda, “Bak demiştim size Barcelona kazanacak” diyor bilmişçe…
Anlayacağınız, Barcelona’nın oynadığı futbol kadınları bile baştan çıkarıyor…
İlk defa kocalarına kızamıyor, bir cumartesi akşamını maç izleyerek geçiriyorlar diye…
***
Geçen cumartesi bir şeyi daha açıkça gördü aslında tüm Türkiye, tüm dünya…
Artık NASA’nın uzaylılar hakkında açıklama yapmasına gerek yok…
Uzaylılar aramızda, bu artık açık...
Kimse Barcelona’nın oynadığı futbolun dünyalılara ait olduğunu söyleyemez…
***
Xavi, İniesta, Messi; Bermuda Şeytan Üçgeni adeta…
Gerisi nafile diyeceğim ayıp olacak, ama cidden bu üçlü olmasa her şey farklı olurdu…
Daha ayaklarına top gelmeden, iki üç pozisyon ilerisini görebiliyorlar…
Yüzde 73 pas yüzdesini başka türlü nasıl açıklayabiliriz ki zaten…
Maçın oynandığı platform da Yayla Kupası değil hani...
Şampiyonlar Ligi sonuçta…
Rakip Manchester United…
***
Biz hâlâ ligimiz neden izlenmiyor diye üzülelim…
Buyur işte...
Cumartesi akşamı tekrar cevapladılar aklımızdaki soruları…
Türkiye’nin genç yetenek tarlasıyla…
Galatasaray’ın altyapısıyla övünürken, bir bakalım…
O oyuncuların kaçı A Takım’da, kaçı Avrupa’da diye…
Artık uyanmışızdır herhalde…
Hammaddenin işlenmeden hiçbir şeye yaramayacağını…
Bir bakın Barcelona’nın A Takımı’nda kaç kişi altyapıdan gelmiş, kaç yıldır beraber top oynuyorlar…
***
Eric Abidal…
İki ay önce hastane yatağındaydı…
Sakatlıktan değil he! Karaciğerindeki tümörden…
Normal bir kontrolden kanser olduğunu öğrenmişti Mart ayında…
Üç ay sonra elinde Avrupa’nın 1 numaralı kupası vardı ama…
Azimle kurtuldu hastalığından tüm dünya onunla gurur duyuyordu…
İki sene önce katılamadığı finale...
Daha anlamlı bir şekilde katılıp, kaldırmıştı kupayı…