İnsan kendini tanımaya, isteklerine, arzularına, hayatı yaşama tarzına saygı göstermeye başladıkça, yani kısacası kendini sevdikçe değerleri ve hayatı yaşayış şekli de değişiyor.
Sevmediği bir işi, sadece bir başkasının onayını almak veya hoşlanmadığı bir mesleği sadece iyi para kazanmak için yapmayı bırakıyor. Önceliği ona gerçekten heyecan veren, yapmaktan keyif aldığı, yaparken mutlu dolduğu işleri hayatına katmaktan geçiyor. Kişi mutlu oldukça etrafını da mutlu ediyor. Kendi içinde düşündüğü, istediği, söylediği ve yaptığının dengede ve uyum içinde olmasının muhteşem huzurunu yaşıyor ve yaşatıyor. Mutlulukla yapılan eylemin enerjisi o kadar yüksek oluyor ki, herkes o eylemden olumlu etkileniyor. Yapılan ne ise herkese hayırlı oluyor. Bolluğu, bereketi, kazancı artıyor.
Bu aralar böyle bir deneyim yaşıyorum. Pek çok projemiz var işimizle ilgili. Yeni bir doğum süreci yaşıyoruz sanki. Ortağımla beraber aklımıza pek çok fikir geliyor ve bütün bu fikirler değerlendirmeye alınıyor. Üzerinde çalışılıyor, projeler üretiliyor, gönüllüler üzerinde deneniyor. Çıkan sonuçlar değerlendiriliyor ve sonra proje yürürlüğe giriyor. Yaratım anından sonuca ulaşılana kadar pek çok emek harcanıyor. Bütün bu sürecin içinde kendime sorduğum bir soru var: “Bunu yapmak beni heyecanlandırıyor mu?”
Çünkü biliyorum ki esas konu, yaptığım işin, yürüttüğüm projenin beni heyecanlandırması. Eğer heyecanlandırmıyorsa proje ne kadar başarılı olursa olsun, kazancı ne kadar yüksek olursa olsun bir yerde takılır kalır ve yürümez. Benim istemeden yürüttüğüm bir işi karşı taraf nasıl algılar ki? Ancak ben coşkuyla yaparsam karşı tarafa da o coşkuyu aktarırım ve o zaman bir sinerji yakalanır ve herkes için hayırlı olur.
“Beni ne heyecanlandırır? “ sorusuna cevabım çok kısa bir süre sonra geldi. Nereden mi? Tabii ki benden. “Kimseye bir şey öğretemezsiniz; ancak içindeki cevaplara ulaşmasını sağlayabilirsiniz “ demiş Galileo. Ben de bir yaşam koçu olarak biliyorum ki, herkesin cevabı kendi içindedir. Sadece kendimize doğru soruları sormak, gelen cevabı duymak ve o cevaba güvenmek gerekiyor.
Gelen cevap beni daha da heyecanlandırdı. Bugüne kadar hiç düşünmediğim, aslında tam önümde duran fakat görmediğim bir cevaptı bu. Benim için yepyeni bir projeydi bu. Biliyorum ki ben bu projeyi gerçekleştirdiğim zaman hem kendime, hem hayatıma, hem çevremdekilere, hem işime, hem çalıştığım kişilere en doğru şekilde hizmet etmiş olacağım. Ben kendimle dengede ve uyumda oldukça yaptığım her şeyin bolluğu, bereketi, enerjisi, kazancı, hayrı yüksek olur. Benim yapmak istemediğim işleri de benden daha şevkle, coşkuyla, tutkuyla ve benden çok daha iyi yapacak başka biri mutlaka vardır.
Ben böyle yaşamayı seçiyorum…
Bütün cevaplarımın bende olduğunu bilmenin huzuruyla yaşamayı seçiyorum…
Her şeyden önce özümü dinlemeyi ve beni yönlendirdiği hayatı yaşamayı seçiyorum…
Korkuların, endişelerin beni durdurmasına izin vermeden tek gerçeğin eylem olduğunu bilerek yoluma devam etmeyi seçiyorum…
Ve ben böyle yaşamayı seviyorum…