Ilımda iffet keşfedebilmenin yadsınamaz huzuru…

<p><span lang="EN">Gelişememişliğin varamamışlığa denk tutulmadığı gençliğimde “dünya” ilk önce 2-3, sonradan 4, satha bölünmüştü. ‘1., 2., 3., 4. dünya’dan konuşulduğunda herkes denileni açıkça anlamışçasına baş sallardı.  </span></p>

Köşe Yazısı
22 Haziran 2011 Çarşamba

Jose V.ÇİPRUT


Gelişememişliğin varamamışlığa denk tutulmadığı gençliğimde “dünya” ilk önce 2-3, sonradan 4, satha bölünmüştü. ‘1., 2., 3., 4. dünya’dan konuşulduğunda herkes denileni açıkça anlamışçasına baş sallardı.  ‘Sanki gelişmişler ’le ‘sözde varmışlar ’ arasında üreyegelen müphem farklar daha da sarihen göze batmaya başlayalı, gelişmemişliğin nev’ii de gittikçe çoğalıverdi: Beynelmilel merciler --  siyasî nezaket icabı -- “(hâlâ!) gelişeduranlar ”ı “en az gelişmiş ” (LDC) adlandırdıkları “hiç gelişememişler ”den, ve [“karayla çevrili”(LLDC); “ufak/ada”(SIDS) kırılganlık nedeniyle] “gelişememekte özürlü olanlar ”dan ayırıverdi. Dünyanın “en az gelişmiş” 48 ülkesinin 33’ü Afrika’dadır. (1) Bu 33’ün 5’i Arap Birliği azası;(2) 18’i dünya İslam Konferans Örgütü (İKÖ) üyesidir. Bu 18 ülkenin 4’ünün Müslüman azınlıklı olduğu (3) hatırlanırsa, halklarının ‘Müslümanlaştırılmakta’ olduklarına, ülkelerininse o niyet veya şartla azalığa lâyık görülmüş olduklarına inanılabilir. Dünya Müslümanlarının %25’i Afrika’da yaşamaktadır. Kuzey Afrika’nın 6 ulusunun her biri ezici yoğunlukla Müslüman’dır. (4) ‘Sahara Altı’ Afrikası’nın 49 ülkesinin 13’ünde İslam çoğunluktadır. (5) Çağdaş yaşamı kısıtlayan müşkül siyasî, iktisadî ve içtimaî bağlamlarda genişleyeduran bilgisiz, ehliyetsiz, işsiz genç nüfusun özgürlüğünü sağlayabilir siyasî, adlî, içtimaî müesseseleri, hukuk devleti ilkesini gerçekleştirebilir bağımsız yargıya dayanık adaleti tanımamış cemiyetlerde devlet işlerini berrakça sağlamakta çıkar görmeyen yöneticilerce güdülen mazlum ümme, köktendinci eğilimli siyasal İslam’a, her an, zorluksuzca yöneltilebilir ruh ve zihin haletindedir.

Siyasal İslam[cılık] ile İslam[laş(tır)ma] Siyaseti arasında ideoloji’yi din’den ayırabilecek ‘nazarî farklar’ arayıp bulmak hernekadar, faydasız kavgadan kaçınır, masum, müsbet, bir tutum sayılabilse de İslam’da “cihad” mefhumunun yer ve zamana göre değişik simalar alabildiği unutulmamalıdır: Şöyle ki, Cezayir, Somalya, Tanzanya, Afganistan, Pakistan ve Irak’ta zaman zaman zuhur etmiş lojistik şiddet; Gazze’de Hamas tarafından, Lübnan’daysa Hızballah şefaatıyla savrulan taktik seviyede siyasî saldırganlık; Mısır’da Müslüman Kardeşler’ce tertiplenen stratejik emelli, görünüşte meşru, siyasal rekabet; çok daha açıkça ifade edilen köktendinci (Salafî, Wahabî..) sürümlerden sadece yöntem, üslup, mertebe açılarından farklıdır. Yoksa, bu tezahürler, kudreti ve nüfuzuyla dünyayı ezecek bir ümme evhamını kovalayanların özdeş ihtirasla paylaşabildiği dinsel-siyasal emellerin, yaklaşım raddelerinde değişik, pragmatik konumlarında değişken -- ama temel kaidelerinde değişmez -- emareleridir.

Radikal ideolojiler -- mülayim, masum, meteliksiz bağlamlarda -- dindar doğmamış fakat din kurallarına sadakat göstermekte çıkar bulabilecek işsiz güçsüz gençlerle özgürlüklerini devlet tahakkümüne kurban düşmüş addeden ‘dış gruplar’ arasında daha da çabuk ve kolayca iliğe işleyebilir niteliktedirler. Kuzey Afrika’da esen ‘başkalaşma’ rüzgârlarının sürükleyegeldiği belirsizlikler yanı sıra, Sahara Altı Afrika’da desteklenen gönüllü İslamlaştırılmaların emellerine varamayacakları yerlerde, halen Fas, Cezayir, Libya, Mısır ve Sudan’da faal, köktendinci İslam’ın arka kapılardan şiddetle sızabilmesi ne güç ne geç olacaktır: Bugün, dünyanın her köşesinde, Yakın Şark’ta, ve özellikle Afrika’da, dinlerden -- ve dinsel esaslara münşî milliyetçi iç/dış siyasetlerden -- en evvelâ, ılım beklenmektedir.

 

(1) Afrika’nın “en az gelişmiş” (LDC)’leri: Angola, Benin, Burkina Faso#, Burundi#, Orta Afrika Cumhuriyeti#, Çad#, Komorlar*, Demokrat Kongo Cumhuriyeti, Cibuti, Eşleksel Gine, Eritrea, Habeşistan#, Gambya, Gine, Gine-Bissau*, Lesoto#, Liberya, Madagaskar, Malawi#, Mali#, Moritanya, Mozambik, Nijer#, Ruanda#, Sao Tome Principe*, Senegal, Sierra Leone, Somalya, Sudan, Togo, Uganda#, Tanzanya, Zambia# [SIDS *; LLDC #].

(2) Arap Birliği’nin 5 devleti (LDC) ve/veya (SIDS) ulamındadır: Cibuti, Komorlar, Moritanya, Somalya ve Sudan.

(3) İKÖ’nün “57” devletinden 18’i LDC ve/veya LLDC ve/veya SIDS grubundadır: Benin, Burkina Faso, Çad, Komorlar, Cibuti, Gambia, Gine, Gine-Bissau, Mali, Moritania, Mozambik, Nijer, Senegal, Sierra Leone, Somalya, Sudan, Togo ve Uganda. Şunlarda İslam (henüz) ekaliyettedir:  Benin (24,4%), Togo (20%), Mozambik (17,8%), Uganda (12,1%). Ama nüfusunun  %20’si Müslüman, Museviler’inin yarısı Arap kültürlerinden olan İsrail; ve Batı Sahara’yı Fas’ın “ayrılmaz bir parçası” sayan Arap Birliği’nin (tebaasının % 99,4’ünün Müslüman olmasına rağmen) tanımayı reddettiği Demokrat Saharaui Arap Cumhuriyeti hernedense İKÖ’de ‘gözlemci’ bile değildirler.

(4) Batı Sahara (99,4%), Fas (99%), Cezayir (98%), Tunus (99,5%), Libya (96,6%), Mısır (94,6%)

(5) Moritania (99,1%), Nijer (98,6%), Somalia (98,5%), Komoros (98,3%), Cibuti (96,9%), Senegal (96%), Gambia (95%), Mali (92,5%), Nijerya (50,4%), Gine (84,4%), Sierra Leone (71,3%), Burkina Faso (59%), Çad (55%). [Tanzanya (30,2%), Gine-Bissau (42,2%)...].