Bir Alsancak var... O da İzmir’de!..

 

Rafael ALGRANATİ Köşe Yazısı
29 Haziran 2011 Çarşamba

Fanatik bir İzmirliyim!... Beş asırlık bir İzmirli aileye dayanır köklerim. Dünyanın en güzel ülkesine gitsem, seyahat dönüşlerimde İzmir’e ayak basmak içimi titretir. Dünyanın en güzel manzarasını, önlenemez bir içgüdü ile “Kordon’da güneşin batışı” ile kıyaslarım.

İzmir insanını da unutmamak gerekir. İzmir’e ruh veren, şehir ile bütünleşerek İzmir’i İzmir yapan o güzel insanıdır. Biri olmadan diğeri olamazmış gibi birbirlerini tamamlarlar... Son günlerde İzmir Alsancak’ta yaşanan sıradışı olaylar, İzmirli hemşehrilerime olan duygularımı daha da güçlendirdi.

Her şey bundan 20 gün kadar önce başladı…

İstanbul’da yaşayan bir Alsancaklı olan Dr.N.Ege Güral, ünlü paylaşım sitesi facebook’ta “Çocukluğunu ve Gençliğini Alsancak’ta geçirenler” başlıklı bir sayfa açarak yakın arkadaşlarını davet etti. İş adamı Haluk Öktem, Diva Dergisi yönetmeni Pakize Turan ve Alsancak’ın sevilen simalarından Esra Edige sayfanın yönetimine destek verdiler. Sayfanın açıldığı haberi, teknolojinin de olağanüstü hızı ile tüm Alsancaklılara ulaşmaya başladı. Her üye olan, bir iki arkadaşını davet etti. Her iki üç dakikada bir, sayfaya yeni bir üye katılıyordu. Çok kısa zamanda sayfanın üye sayısı ikibini geçti... Sayfa, yıllardır birbirlerini görmeyenlerin, birbirlerini kaybedenlerin buluşma yeri oldu. Herkes birşeyler yazıyordu. Üyelerin bir şekilde kendilerinden birşeyler bulduğu nostaljik anılar, birbirlerini bulan eski dostların duygu dolu mesajları, şakalaşmalar ve sanal ortamda oluşan yeni yeni dostluklar, üyeleri sabahlara kadar ekran başına kilitledi. İnanılmaz bir keyifti.

Buraya kadar olağandışı bir şey yoktu. Sanal ortamda benzer olaylar yaşanabilirdi.

İlk sıra dışı olay 17 Haziran Cuma akşamı gerçekleşti. Cuma akşamları radyoperon.com’da canlı müzik yayını da yapan N.Ege Güral, sayfanın üyelerini 17 Haziran akşamı yapacağı canlı yayında sanal sohbete davet etti. Üyeler, bir taraftan web sitesinde Güral’ın yaptığı, anıları depreştiren 60-70’lerin o olağanüstü müziğini dinlerken, diğer taraftan facebook sayfasında sohbete başladılar. Çalan her parça ile birlikte anılar klavyelerden ekrana döküldüler... Sanal ile gerçeğin kucaklaşarak bütünleştiği, insana farklı duygular yaşatan anlatılması zor bir ortam oluşmuştu. O kadar ki, akşam 20.00 sularında başlayan yayın, sabah 09.00’a kadar sürdü. Bu sıradışı olayın en önemli boyutu ise, benzer anıların bağlayıcı etkisi ile birbirlerine kenetlenen Alsancaklıların oluşturdukları birlik ve beraberlik ruhu idi.

Oluşan böylesine bir kenetlenmeden sonra, sanal birliktelik artık bu güzel insanlar için yeterli değildi. Hafta başında yapılan “uygun bir yerde bir toplantı yaparak bir araya gelme” önerisi tartışılarak geliştirildi. Herşey çok çabuk ilerliyordu. Sabaha karşı, 23 Haziran Perşembe akşamı Fuar Ada Gazinosunda bir “Alsancaklılar gecesi” düzenlenmesi kesinleşmişti.

17 ila 23 Haziran arası sayfadaki heyecan izlenmeye değerdi. Herkes birşeyler söylüyor, birbiri ardına gelen öneriler tartışılıyordu. Bazı kriterler saptanmıştı. Herkes günlük rahat kıyafetleri ile katılacak, şıklık olmayacaktı. Sayfanın üyesi olan Ada Gazinosu yönetimi hiçbir kâr amacı gütmeden 10 lira karşılığında kapıda verilecek bir fişle, ilk içkiyi verecek ve masalarda çerez, havuç, salatalık, yeşil zeytin vb. atıştırmalıklar bulunduracaktı. İkinci içki 5 lira olacaktı. Satış yapmak üzere geceye, üyelerin nostaljisini iyice körükleyen pamuk helvacı, midyeci, dönerci, macun şekerciler davet edilmişlerdi. Artık geri sayım başlamıştı.

Ve beklenen gece geldi. Geceye 300’ü aşkın Alsancak tutkunu üye katıldı. Herkesin birbiri ile kucaklaştığı, hasret giderdiği, yeni dostlukların kurulduğu bu olağanüstü toplantıya İzmir dışından valizleri ile gelerek katılanlar bile vardı. Yurt dışında yaşıyan bir Alsancaklı, üstüne “Bir Alsancak var... O da İzmir’de” sloganını yazdırdığı devasa bir pasta göndererek geceye renk kattı. Toplantı geç saatlere kadar sürdü. Hızını alamayanlar gruplaşarak eğlencelerine başka yerlerde sabaha kadar devam ettiler.

Ertesi gün sayfaya, sabahın ilk ışıkları ile birlikte pasaport kahvesinde ‘boyoz ve yumurta’ eşliğinde çay içenlerden tutun, Karataş Hamamı’nda birbirlerine kese yaparak ve hamam sonrası ‘gazoz’ içerek eskiye olan özlemlerini gideren grupların resimleri ve katılanların anekdotları düşmeye başladı. Geceye katılamayanların ilgi ve özlemle izledikleri sohbetler günlerce sürdü. Hala da devam etmekte.

Yazılı ve görsel medyanın büyük bir ilgi ile takip ettiği bu olağanüstü geceden sonra, tarafsız değerlendirmeler yaparak bazı saptamalar yapmamız ve bazı çıkarımlar elde edebiliyor olmamız gerekir.

Birincisi; yıllardır savunulan sanal dünyanın insanları ‘asosyalleştirdiği’ tezi yıkılmış bulunmakta. Alsancaklılar bu tezin tam aksine, sanal dünya sayesinde daha da sosyalleşerek, üzerinde düşünülmesi ve örnek alınması gereken bir birliktelik oluşturdular. O kadar ki, bir haftadır Alsancak sokaklarında bu olay konuşulmakta ve pişmanlık içinde olan katılmayanların da katılacağı daha büyük çapta yeni bir gecenin planları yapılmakta.

İkinci ve asıl değinmek istediğim konu; ülkemizde ve ülkemiz coğrafyasında barışa en çok ihtiyaç duyulan bugünlerde, bir avuç Alsancaklının, din, dil, ırk, renk, yaş, cinsiyet farkı gözetmeden bir araya gelerek oluşturdukları sıkı sıkıya dokunmuş mozaikti. Müslüman, Yahudi, Levanten gibi farklı inançlara bağlı Alsancaklıların bir araya gelerek oluşturdukları bu mozaik, yüzyıllardır olduğu gibi barış, kardeşlik ve birliktelik içindeki yaşamlarının, “herşeye rağmen” Alsancak’ta hala sürdüğünü gözler önüne sermekteydi.  

23 Haziran gecesi facebook’ta duygularımı sıcağı sıcağına şöyle ifade etmiştim.

Gavur dediler İzmir’imize. Bizim için fark etmezdi.

Gavur olduk!... Gurur bile duyduk!...

Ya bu akşamdan sonra ne diyecekler? Biz söyleyelim başkaları söylemeden:

Dinlerimiz bizleri ayıramadı... DİNSİZDİK!..

Irklarımız sınırlar koyamadı... IRKSIZDIK!...

Dillerimiz anlaşmamızı engelleyemedi... DİLSİZDİK..

Renklerimiz bizleri bölemedi... RENKSİZDİK!...

Başka türlü olamazdık ki!..

Biz İZMİRLİYDİK... ALSANCAKLI!..

Özlenen BARIŞ vardı aramızda… Eğip büktükleri SEVGİ vardı... Unutturulan KARDEŞLİK vardı… Bizlere yakışan bir BİRLİK vardı...

Kısacası İNSAN gibi İNSANDIK yalnızca!...

Hep de öyle kalacağız!...

ALSANCAKLI...