Jose V.ÇİPRUT
Yıl 2011 Işık,Kamera, icra!:
--Haberci: “Sevinin dostlarım! Bu yıl 1967 ve 1973 harpleri patlamayacak, insanlar boşuna ölmeyecek, yaralanmayacak; binlerce kişi dul, yetim, sakat kalmayacak; hiçbir cemaat cefâ çekmeyecek, yapılar en ufak hasara uğramayacak. Tek santim Arap toprağı Yahudîye kaybedilmeyecek. Niçin kaybedilsin ki: Osmanlı ordularına bile yenilmeyen Araplar minnacık İsrail’e mi yenilsinler. Zaten şimdiye kadar tek ‘felâket’ İsrail’in 1948’de kuruluşudur. Tek ‘kaygı’, kabullenilemez nedenlerle şimdi İsrail denilen Arap topraklarının (yani “masumlardan, habersizlerden gizlice çalınmış, günahsızlardan gaddarca koparılmış, hâlâ sebepsizce işgaline devam edilen...”, ama ille de doğruyu konuşmak gerekirse, Mısır’ın ve Ürdün’ün on yıllarca üzerinde oturup uyumuş/uyutmuş oldukları, günün birinde “kestirilemez sebeplerle...” aniden terkettikleri sahaların) şurasında burasında oturmuş kalmış (evvelce Mısırlı/Ürdünlü, şimdiyse ‘Filistinli’ adını taşıyan) yerel Araplara, mümbit yeşil topraklara çevrilmiş eski çöllerin, yüz sene sonra, hangi meşrû mazeret, selâhiyet ve marifetle, ne zaman, ve ne şekilde (çekinmeksizin, ama kabilse işkil yaratmadan) bir an evvel parçalanıp dağıtılabileceği; lâfın kısası, İsrail’in nasıl/ne zaman yokedileceği meselesidir.” Kes!
Bu hayalî sahneye “İki Kudüs” ve -- 1948’de ayrılanları ananların İsrail’e somut anlamda yabancı sayılır altsoyların “yerlerine” dönmesinde çıkar bulduğu -- “Yurd’a”(?) dönüş [yani İsrail’e Arap göçmeni] sorunları da ilâve edildi mi hakikî kâbus ancak şimdi, bu yan yollarla, başlar: Filistin’de çözümü hâlâ bulun(a)mamış nihaî ve kat’î sınır meselelerinde tarafların millî güvenlik nedenleriyle öngördükleri, sonu gel(e)mez, güçlükler de o kadar daha kolayca anlaşılabilir. Bu çapraşık senaryolar çerçevesinde garantisiz bir barışın ön şartı olarak İsrail’in peşinen “1967-evveli” sınır çizgisine (şartlı veya şartsız) çekilmesini icbar eden, böylece açılacak sahalarda Ürdün’e ilâveten yaratılacak ikinci Filistin Arap Devleti’nin “zaten çoktan beri kurulmuş olduğu” senaryosunu hakikat tahayyül eden, rejimlerin adlarını (2) arayıp buldum. 1964’ten beri Filistin Kurtuluş Örgütü adıyla Arap Birliği’ne kabul edilen; 1969’da İslam Konferansı Örgütü (İKÖ)‘nün kurucu azalığına; sonra, 1988’de, FKÖ’nün kişiliğini “Devlet”, başındakiniyse “Filistin Devlet Başkanı”, ilân edivermesiyle derhal “Filistin” olarak Arap Birliği’nin asli devlet üye’liğine yükseltilen, ama Hamas’ın meşr’uiyetini hâlâ zor tanıdığı, şimdi Ramallah merkezli, Filistin Özerk Yönetimi’ni “1967-evveli sınırlar içinde kurulmuş devlet” sıfatıyla “resmen tanıyanlar”ın arasında, Arap Birliği ve/veya İslam Konferans Örgütü (İKÖ) üyesi olan devletlere ilâveten, şu aşağıdakileri de bulup, kolaylığınız için, tanıma yılları, (devlet sayısı) ve coğrafi bölgelerine göre düzenledim(3):
1988’de (39): Küba, Sao Tome ve Principe, Nikaragua; Malta, Kıbrıs, Sırbya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Romanya, Bulgarya, Slovakya, Belarus, Ukrayna; Kape Verde, Gana, Kongo Cumhuriyeti, Demokrat Kongo Cumhuriyeti, Burundi, Ruanda, Namibia, Zimbabve, Tanzaniya, Zambya, Angola, Mozambik, (İKÖ gözlemcisi) Orta Afrika Cumhuriyeti; Moritius, (Arap Birliği gözlemcisi) Hindistan, Nepal, Butan, Seyşel, Şri Lanka; (İKÖ gözlemcisi) Rusya, (“bağlantısız ülkelere” önderlik safında Hindistan’ın rakibi, sonralardan ise Hamas ve Özerk Yönetim arasında sık sık taraf değiştiren, Bağlantısızlık Hareketi gözlemcisi, Kıtasal Halk Cumhuriyeti) Çin, Vietnam, Kamboçya, Mongolia, Kuzey Kore ve Laos.
1988’den sonra (10): Habeşistan, Svaziland, Eşleksel Gine, Kenya, Güney Afrika; (Bağlantısızlık Hareketi gözlemcisi ve İKÖ gözlemcisi) Bosna Hersek, Polonya; Gürcistan; Filipin ve Vanuatu.
2005’ten sonra (3): (Bağlantısızlık Hareketi gözlemcileri) Paraguay, Kostarika ve Montenegro.
2009’da (1): (Arap Birliği gözlemcisi) Venezuela.
2010’da (6): (Arap Birliği gözlemcisi) Brezilya, Arjantin, Bolivya, Ekuador, Uruguay; Lesotho.
2011’de (5): Şili; Güney Kıbrıs; Guyana, Peru, Surinam, Uruguay...4
Ama, ne Filistin Kurtuluş Örgütünü, ne de Filistin Özerk Yönetimini “devlet” olarak tanımamalarına rağmen her ikisiyle devamlı ilişkileri olmuş ilavî 40 hükûmet arasında ABD’nin de İsrail’in de direkt, faal, resmî değilse de zımnî, öncelikle önemli, birer “hayat arkadaşı” olduklarını biliyorsak, ne diyebiliriz ki?
----
1 Tanzimat edebiyatının büyük şairlerinden Ziya Paşa’nın (1825-1880) özdeyişleşmiş hicvî mısralarından birinin (yarı şaka, yarı ciddî) ‘devlet değirmenini bir har da olsa çevirir” iddiası tutsaydı, dünyamızın semer ihtiyacı bugün, 257’ye değilse de, kolayca 193’e dayanıverirdi, kanımca.
2 http://en.wikipedia.org/wiki/Foreign_relations_of_the_Palestinian_National_
Authority sitesinde (Haziran, 2011’de bakıldı.)
3 Listelenen 64 isimden adları kalın harflerle yazılmış 59’u (BM’de çoğu zaman ‘blok oy’ veren “ideolojik”) ‘Bağlantısızlık Hareketi’nin yeni/eski Devlet Üyesi veya Gözlemcisidirler. Bakî 8 memleketin 7’si eski Sovyet Rusya’nın tahakkümünden geçenlerde kurtulmuş, eski-‘komünist’/yeni-‘sosyal demokrat’, kimlik arar, Sovyet Peyk (‘Uydu’) Devletleri’nden ibarettir.
4 Bu listede atlamış olduğum isim(ler) varsa, artniyetsizliğime atfedersiniz.