Bazı günler inanılmaz uzun saatler boyunca televizyon seyrederim. Boş gözlerle değil... Elimde bir iş olur, diz üstü bilgisayarım sehpanın üzerinde çalışır halde bekler, eşim evde ise okuduğu kitaptan bölümleri yüksek sesle kulağıma, oradan da belleğime aktarır. Bu durumda, izdivaç programlarına bile bakarım. “Beni taşıyabilmesi lâzım” der adaylar, sık sık; kadınlar da, erkekler de. “Kaç okka çekersin ki, taşıması zor olasın?” diye sormak istersiniz ama aptal kutusu işte. Siz onları görür ve duyarsınız ama ekrandakiler sizi ne görür, ne de duyar.
Beni taşıyabilmesi lâzım... Sizce kim kimi taşır?
Kral David, 55 sayılı Teilim’in 23. dizesinde şöyle der: “Yükünü Aşem’e devret, O sana destek olacaktır.”
Hatırlıyorum da... Babaannem Estreya, biri ona yardım ettiği zaman teşekkür etmek için “El Diotenga tu kargo” derdi: “Tanrı yükünü taşısın.” Tanrı senden razı olsun anlamında...
En sevdiğim peygamber diye söze girmek doğru değil aslında ama Yeşaya’nın bana büyük manevi zenginlik kazandırdığını inkâr edemem. Örneğin ‘Talmud Nedir?’ kitabının çevirisinin başına koyma şansını elde ettiğim kehaneti, bana hep teselli vermiştir: “Çünkü Tanrı şöyle dedi: ‘Çocukları olmayanlar arasından Şabat’ımın vecibelerini yerine getiren, Benim istediklerimi yapmayı seçen ve Antlaşmama uyanlara (ki buraları, Hafets Hayim’in yorumuna göre Tora öğrenimi demektir), Evimde ve Duvarlarımda (Bet Amikdaş) erkek ve kız evlâtlardan daha iyi bir yer ile bir anıt ve sonsuza dek silinmeyecek bir isim vereceğim’” (56:4-5).
Yeşaya, Tanrı’nın başka hangi sözlerini aktarmış peki? “Yaşlılığınıza kadar (sizler için) aynı kalacağım. Çok ileri yaşınıza kadar sizleri taşıyacağım. Daha önceden olduğu gibi, sizleri taşımaya, sizlere destek olmaya ve sizleri kurtarmaya devam edeceğim” (Yeşaya, 46:4).
Devam edelim mi? Hani param var zaten, kim olsa beni taşır, bana bakar diye düşünenler için: “Beni kiminle kıyaslamaya cüret edebilirsiniz? Beni kimle eşit tutabilirsiniz? Kime benzetebilirsiniz? Keselerinden yığınla altın çıkarıp, terazide tartanlar var. Kendilerine put yapmaları için kuyumcu tutuyorlar, sonra da eğilip yerlere kapanıyorlar. Putu omuzlarına alıp bir kaidenin üstüne oturtuyorlar. İşte, yeri orası. Kıpırdamıyor. Bağıranlara ses vermiyor. Zora düşen kimseye yardım etmiyor. Bunları hatırlayın ve adam gibi davranın” (Yeşaya, 46:5-8).
Bu yaz sıcağında, yazımızı, içinde sahil sözcüğü geçen ve Ayak İzleri ismini taşıyan bir metinle bitirmeye ne dersiniz?
Bir gece rüya gördüm. Tanrı ile birlikte sahilde yürüyordum. Yaşantımdan sahneler gökyüzünde akıp geçiyordu. Her sahnede, kumda iki çift ayak izi görünüyordu. Bunlardan biri benim, diğeri ise Tanrı’nın ayak izleriydi. Hayatımın son sahnesi gözüktüğünde, kumdaki ayak izlerine baktım ve yaşam yolumun pek çok kısmında sadece bir çift iz olduğunu fark ettim. Şaşırdım tabii. Sonra hayatımın o bölümlerinin, en acılı anlarım olduğunu hatırladım. Kutsal Olan’a sordum: Yüce Tanrım, Senin yolundan gitmeye karar verdiğimde bana yol boyunca eşlik edeceğini söylemiştin. Ama şimdi görüyorum ki, hayatımın en sıkıntılı anlarında yalnızca bir çift ayak izi var. Sana en çok ihtiyaç duyduğum zamanlarda beni niye terk ettin?” Tanrı cevap verdi: “Değerli evlâdım, Ben seni acı zamanlarında hiç yalnız bırakmadım. O gördüğün tek ayak izi Bana ait. Sen zorda iken, Ben seni kucağımda taşıyordum.”
Okuyanların çoğunun gözlerinin dolmasına neden olan bu metin, Chabad.org sitesinde Faith (İnanç) başlığı altında yer almaktadır. Büyük din âlimi Raşi, Bene Yisrael’in Mısır’dan Çıkış’ının hemen akabinde Amalek’in saldırısına uğramasını, yukarıdaki Midraş ile bütünleştirerek şu yorumda bulunur: Eğer Bene Yisrael, Tanrı’nın yol boyunca kendilerini Kucağında taşıdığının bilincinde olsaydı, Tanrı onların saldırıya uğramasına asla izin vermezdi.
Tanrı’nın bizi taşıdığını, yol gösterdiğini ve rehberlik ettiğini bilmek, zorlu hayat yolculuğumuzu daha doyurucu hale getirecek, karşılaştığımız hastalık, kayıp ve engellere göğüs germemizi kolaylaştıracaktır. O’nun her verdiğinin bizim iyiliğimiz için olduğuna içten inanmak, yaşantımıza sevinç katacaktır.
Gözlerinizden umut, dudaklarınızdan gülümseme hiç eksik olmasın. Amen.