Bazen hayat bizi karar vermeye zorlar. Biz ise ne karar alacağımızı bilemeyiz. Hangi kararın bizim ve sevdiklerimiz için en doğru karar olduğunu bir türlü göremeyiz. Düşündükçe de daha çok belirsizliğe girdiğimizi, daha çok korkularımızın ve endişelerimizin bizi sardığını ve iyice boğulduğumuzu hissederiz. ‘Karar almama’ kararı alabiliriz bir süreliğine. O anda rahatlarız. Fakat zihin bizi hiç rahat bırakmaz. En kısa zamanda tekrar bizi rahatsız etmeye başlar. Zihnimiz kesin olmak ister ve bizi karar verdirtmeye zorlar. Bir sabah bir karar alarak kalkarız “Tamam, rahatladım” deriz; ertesi sabah diğer kararla kalkarız “Tamam, bu!” deriz. Bu karmaşa devam ettiği sürece kendi güvenilirliğimizi sorgulamaya başlarız. “Ben nasıl bir insanım! Bir karar bile veremiyorum! Herkes için en iyiyi istiyorum fakat beceremiyorum!” gibi cümlelerle kendimizi dövmeye! başlarız. Bu nokta “DUR!! Çıkmaz sokak!” noktasıdır.
Hepimiz böyle anlardan geçmişizdir hayatımızda. Kolayca karar verdiğini ve dönüp bir daha hiç sorgulamadığını söyleyen insanlara hayranlık duymuşumdur hep. Ben onlardan değilim… Siz de değilseniz okumaya devam edebilirsiniz.
Aslında bu belirsizlik dönemleri bizleri en çok büyüten dönemlerdir eğer farkındalıkla yaşarsak. Kendimiz ile ilgili çok ipucu elde edebilir, korkularımızla yüzleşebilir, farkında olmadığımız potansiyellerimizi açığa çıkartabiliriz. Bu belirsizliğin içinde kalıp, olana direnmeden ve olacak olana güvenerek ilerleyebiliyorsanız ne mutlu size!!!
Peki, eğer yapamıyorsanız ne olacak? O zaman bir karar alın. Hangisi olursa olsun. Böyle zorlayıcı ve ne yapacağımızı bilemediğimiz anlarda doğru veya yanlış olduğunu çok düşünmeden bir karar vermek ve ona göre bir adım atmak bizi en çok rahatlatacak şeydir. O an için kendiniz ve sevdikleriniz için o günkü bilinç düzeyinizle, birikiminizle verebileceğiniz en doğru kararı verdiğinizden de emin olun. Hayatta yüzde yüz doğruyu bulmak diye bir şey var mı? En azından başından bunu bile olasılığımız var mı? Hepimiz deneyimliyoruz ve deneyimlerimizin sonucu nu beğendiğimizde “Evet, doğru karardı” diyoruz. Beğenmediğimizde ise yanlış karar oluyor ve dönüp kendimizi yargılıyoruz. Hâlbuki o deneyimin bize kattığı hayat derslerini göz ardı ediyoruz. O değerli deneyimleri hiçe sayıyoruz.
Sizin için en iyi olacağını düşündüğünüz kararınızı verirken sizi ulaşmak istediğiniz sonuca götürecek bazı değerli soruları sizinle paylaşmak istiyorum:
1) Bu seçtiğim yol kim olduğumu yansıtıyor mu?
2) Bu yol değerlerimle örtüşüyor mu?
3) Bu seçimimle gerçekten olmak istediğim kişiye doğru mu yol alıyorum; yoksa geriye mi gidiyorum?
Hangisi doğrunun içinde boğulacağımıza, kim olmayı seçtiğimize karar vermek bizi birkaç adım sıçratabilir. Zaten hayat her anında kim olduğumuza veya kim olacağımıza karar vermekle ilgili değil mi? Yaşananlar hep kendini bulmaya, kendine bir yolculuk değil mi?
Kendimize doğru bu yolculukta kararlarımız kim olmak istediğimize doğru farkındalıkla ve kolaylıkla OLSUN!!...