Kİ TETSE: İÇİMİZDEKİ İSTEKLERLE SAVAŞABİLMEK


Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
7 Eylül 2011 Çarşamba


Ki tetse lamilhama al oyeveha untano Ad... E.loeha beyadeha veşavita şivyo – düşmanlarına karşı savaşa çıktığında Tanrı onları senin eline verecek ve esir alacaksın.” (Devarim 21/10)

Tora açıklayıcıları fikir birliği içinde bu cümlenin aynı zamanda içsel anlamda insanın “yetser ara” ile olan savaşı için de geçerli olduğunu söylerler. Eğer bizler gerçekten samimi olarak yetser ara’yı yenmek istiyorsak yani ona karşı savaşa çıkacak olursak Tanrı’nın yanımızda olacağının garantisi de verilmektedir. Esir almak kavramı da yetser ara’nın tuzaklarının saptanması ve onların etkisiz hale getirilmesi olarak açıklanmaktadır. Musar kaynakları yetser ara’nın kurnazca insan hayatı içine girerek onu yoldan çıkardığını belirtmektedirler. Bunu yenebilmek için de kurnazca yolların bilinmesi ve etkisiz hale getirilmesi gerekir.

İlaç veya alkol bağımlılarının tedavisinde bu ajanlar için şaşırtıcı, kurnaz ve güçlü ifadeleri kullanılmaktadır. Psikiatr Dr. Rabi Twerski uzmanlık alanı olan bu branşta kişinin bu ajanlara karşı her zaman alarm içinde uyanık olmaması halinde onlara yenik düşmesi işten bile olmadığını söylemektedir.

Peygamber Yeşayau Tora’dan sapan insanları sarhoşlara benzetmektedir.   Onlar sarhosturlar her ne kadar şaraptan olmasa da, yanlışlık içindedirler her ne kadar içkiden olmasa da. (Yeşayau 29/9) 

Doktorlar alkol ve benzeri uyarıcı ilaçları yukarıda belirttiğimiz gibi şaşırtıcı, kurnaz ve güçlü olarak betimliyorlarsa Rabiler de yetser ara’yı aynı şekilde betimlemektedirler. Alkol ve benzeri ajanlardan kurtulmak veya bulaşmamak için her zaman uyanık olmak gerekiyorsa yetser ara’nın tuzaklarını fark etmek ve etkisiz hale getirmek için de sürekli olarak musar öğrenmek gerekir. Musar eğitimi bizleri her zaman uyanık tutacak ve yolumuzu aydınlatacaktır.

GEÇEN HAFTANIN PERAŞASI

ŞOFETİM: TANRI İLE BİR BÜTÜN OLMAK

“Tamim tiye im Ad... E.loeha -  bütün kalbinizle birlikte Tanrı ile olmalısınız.”

 

Alşih adlı kaynak Tanrı ile bir bütünlük içinde olmak durumunu Tanrı’ya karşı olan görevlerimizde içten davranmaya bağlar. Kişi yalnız başına olduğunda da başkalarıyla olduğunda da aynı içtenliği göstermelidir.

Kotzk şehrinden Rabi Mendel ise Tanrı’ya karşı olan inancımızın bölünmüş değil bir bütün olması gerektiğini savunur. Bazı şeyleri Tanrı için bazılarını da kendimiz için yaptığımızda Rabi bu durumu Tanrı ile bir bütünlük içinde olma durumu olarak kabul etmez.

Dr. Twerski’ye göre bu iki görüş birbirini tamamlar görünümdedir. Bir kişi toplumla beraber olduğunda mitsvaları izler bir görünüm çizer, yalnız olduğunda ise Tora’nın kurallarını çiğnerse bu kişi Tanrı ile bir bütünlük içinde değildir. Bir başka deyişle bütün kalbiyle Tanrı’ya bağlı değildir.

Örneğin eğer muhteşem bir Kaşer yemekten zevk alıyorsak bunun yanında da Tanrı’nın emrini yerine getirmekten dolayı mutluysak bu durum Rabi Mendel’in görüşüne göre bütün kalbimizle Tanrı’ya dönmüşlük olarak algılanmaz. Ancak yediğimiz yemeği Tanrı’ya ibadet edebilmek için bize enerji veren bir araç olarak gördüğümüz zaman bu Tanrı’ya bütün kalbimizle bağlandığımız anlamını taşır.

Bir başka açıklamaya göre ise bu cümle Tanrı ile birlikte mükemmel olmak olarak verilmektedir. Elbette ki insan mükemmel değildir ve davranışlarıyla bunu kolay kolay elde edemez. Ancak kişi Tanrı’nın yolunda O’na bağlanmak amacı ile yürürse zamanla mükemmelliğe erişemese bile ona çok yaklaşmış olur.

Bizlere düşen egolarımızdan arınarak Tanrı’nın yolunda O’na bağlanmak, O’nun çizdiği yola ilerlemek ve O’nun emirlerini yerine getirmek suretiyle mükemmelliğe doğru yol almaktır.