Şükredecek çok şey var

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
21 Eylül 2011 Çarşamba

Hayatın geneline baktığımızda yaptığımız şey hep aynı gibi görünür. Sabah erken kalk, işe git, eve gel, yemek hazırla ya da yarınki işleri düzenle çocukları okula hazırla, alışverişi planla, bir haftanın programını düşün, çamaşır, bulaşık... Veya bunları yapacak kişiyle iletişim, vs, vs...

Tatile gidince de yaşasın avare günler, deniz kenarında her şeyi unutup, dolce vita içerikli sefa sürmeler, kendimizden geçmeler... Rutine dönünce de şikayet etmeye başlarız, yine iş, yine sorumluluk, off...

Oysaki bizi biz yapan bu rutindir aslında.

İyi ki ailemiz vardır, annemiz, babamız, yakınlarımız, çocuklarımız, etrafımızda bizi biz olduğumuz için sevenler....Onlara vakit ayırmak, onlar için bir şeyler yapmak, onların sesini duymak, yüzünü görmek, onlarla haşır neşir olmak...

İyi ki dostlarımız vardır. Her gün bir telefon uzaklığında olan, tatildeyken eksikliğini hissettiğimiz, yanımızdalarsa tatilimize anlam katan, hayatı beraber yaşadığımız, kardeş olmasa da kardeşe kadar yakın bulduklarımız...

İşimiz iyi ki vardır, uğraşacak, didinecek, var olanı daha iyiye götürecek gücümüz iyi ki vardır, İyi ki sabahtan evden çıkmak için güzel bir nedenimiz vardır, üstelik bundan para da kazanıyoruzdur.

İyi ki evimiz vardır, düzenlenecek çekmecelerimiz, izlenecek filmlerimiz, pencereden baktığımızda göreceğimiz aynı manzara, alışkanlıklarımız, demleyeceğimiz çaylar, içeceğimiz kahveler, kendi köşemiz, başımızı beraber koyacağımız yastığımız...

Ödenecek faturalarımız, takip edilecek programlarımız, altından kalkamayacak gibi olduğumuz işlerimiz, aldığımız riskler, tehlikeye attığımız paralar vardır belki; ama kazanacak başarılarımız, yazılacak yazılarımız, söylenecek sözlerimiz, edilmemiş muhabbetlerimiz de vardır.

Rutin dediğimiz, alıştığımız için bazen de adından sıkılarak söz ettiğimiz genel düzenimiz olmasa hayatımız rayından çıkar.

Bir büyüğüm bana hep şöyle derdi: “İnsanın çizginin öbür tarafına geçmesi an meselesidir, bir anda bir yakınını kaybedebilir, bir anda iflas edebilir, bir anda tüm sorumluluklarının içeriği değişebilir, bu yüzden yeter ki sağlık olsun.”

Sağlık olsun kadar içeriği dolu bir ifade var mı?

Sağsak, her şeyin bir çaresi bulunur, yeter ki ümitli, istekli ve çalışkan olalım. Hayattaysak çözemeyeceğimiz hiçbir mesele olmaz. Her yeni gelen gün biz bambaşka güzellikler getiriyor olabilir. Günün rutininden sıkılmak, yakınmak yerine, onun için şükretmemiz gerekiyor.

O rutinin bittiği an, oturup düşünmemiz gereken bir şeyler var demektir.

O rutin, bizi hayata bağlayan, bizi biz yapan ayrıntılardır. Her gün aynı saatte ayağa kalkabilmek bir lükstür aslında... Hastalanıp başkalarına ihtiyaç duyarak ayağa kalkmak zorunda olmamak...

Evden çıkıp yorucu trafiğe takılmak da bir lükstür, işi olmayan olsa da o işe herhangi bir sebeple devam edemeyeler vardır bir yerlerde.

Hep aynı restoran ya da kafede yemek yemek, öğlenleri aynı mekânlarda bir araya gelmek sıkıcı gibi görünse de oralara hiç gidemeyenler, bizim yerimizde olmak isteyenler vardır.

Şükredecek çok şey var; sağlıklıysak ve rutinimiz varsa...

Ölüm Allah'ın emridir, bir ona çare yoktur; ama onun dışında hayatı daha anlamlı yaşamak, halimizden memnun olmak, yediğimiz her lokma ekmek için, attığımız her adım için şükretmeyi bilmek çok önemlidir.

Bu sabah köşem için bambaşka bir yazı yazmak vardı kafamda; ama Rav İzak Alaluf'un haftanın peraşasıyla ilgili konuşması bana bu yazıyı yazdırdı bugün.

Okulum açlımıştı, çocuklarım gelmişti, ben yine onlara bir şeyler anlatacaktım, yine her gün bir adım daha ilerlediklerini görüp mutlu olacaktım, geri kalmakta ısrar edenlere yine kızacaktım, onlarla uğraşmaya yine devam edecektim, yine sınavlar, yine sonuçlar, seneye başka hikâyeler, başka çocuklar... Ama ben rutinimin dışında olmadığım için şükrettim bu sabah ve gözlerimin dolduğunu hissettim.

İyi ki alışkanlıklarım, alıştıklarım, hayallerim, hedeflerim, sevdiklerim vardı.

İyi ki şükredecek çok şeyim ve bunu fark eden bir tarafım vardı.

Hayat kadar güzel bir şey yok, yeter ki bütün kutsal kitapların en büyük öğüdü olan şükretmeyi bilelim.