NBA’deki lokavtın başlamasıyla beraber her takım gözünü NBA yıldızlarına dikmişti. Ama hiç bir ülke de Türkiye’deki takımlar gibi özellikle de Beşiktaş gibi şuursuz bir şekilde saldırmadı NBA’in boşta olan oyuncularına. Beko Basketbol Ligi’ne gerçekten de standart üstü transferler yapıldı NBA’den ama o gelen oyunculardan pek çoğu sırıtmadılar. Yani takımlarını çok fazla yukarı çekemediler, bir tanesi hariç. Mesela NBA’de all star olan Mehmet Okur, Türkiye’den NBA’e gittiği zaman Türkiye ligini çok daha domine eden bir oyuncuydu, tek başına maç kazandırırdı fakat Türk Telekom’da oynadığı süre zarfında eski Memo’dan çok daha farklı bir görüntü çizdi. Hatta NBA’deki ortalamaları bile bu sezon Türkiye’de gösterdiği performansın üzerindeydi. Bir diğer önemli lokavt transferi ise Efes’in Ersan İlyasova’yı kadrosuna katmasıydı. Ersan takıma olumlu katkılar yapmasına rağmen bana göre yine Memo’da olduğu gibi beklentileri tam anlamıyla karşılayamadı.
Fakat tek bir oyuncu izleyenleri gerçekten büyüledi: Deron Williams. Beşiktaş her ne kadar plansız ve kısa vadeli transferler yapıp yanlış olduğunu düşündüğüm bir transfer politikası çizse de Deron Williams’ı çıplak gözle izledikten sonra kendi adıma Beşiktaş yönetimini eleştirmeyi bırakıp Türkiye’deki basketbol severlere bu denli yetenekli bir oyuncuyu izletme fırsatı verdiklerin için takdir ettim. Hiç kuşkusuz Deron Williams bu ülkede basketbol oynamış en büyük yetenek ve çok yıldız oyuncunun aksine kendisinin çok mütevazı ve çalışkan yapısı birçok basketbolcuya hatta birçok genç basketbolcu adayına ders niteliğindeydi.
Bu zamana kadar her şey çok güzeldi Beşiktaş için; lige iyi başlamışlardı, Avrupa Kupası’nda da iyi gidiyordu. Deron Williams’ın yanı sıra NBA’deki milli oyuncumuz Semih Erden’i de transfer etmişlerdi; hatta Semih’in geçen hafta sakatlanması üzerinde Lamar Odom’u da transfer etmek için de gün sayıyorlardı. Fakat bütün sezon sürebilir denilen lokavtın ani bir şekilde bitmesi üzerine iki tane ilk beş oynayan oyuncusunu kaybetti Beşiktaş. Yani rüya bitti Beşiktaş için ve takımın omurgasını oluşturan iki oyuncusu artık yok.
Lokavtın bitmesiyle beraber lokavt süresince transfer ettikleri oyuncuların NBA’e dönmesiyle hiç bir takımın çok büyük yara alacağını zannetmiyorum; fakat ligde ve Avrupa Kupası’nda Deron Williams’ın sürüklediği Beşiktaş hiç kuşkusuz çok büyük bir yara aldı. Bundan sonra gösterecekleri performansta büyük bir düşüş yaşanacağını düşünüyorum. Çok acil olarak her ne kadar Williams’n yerini doldurmaları imkânsız olsa bile transfer yapmaları gerekiyor. Tabi sezon ortası yapacakların transfer ve bulacakları oyuncu takıma ne kadar katkı yapar bu çok büyük bir soru işareti. Beşiktaş’ın bundan sonraki hali ne olur bilinmez fakat her şeye rağmen Deron Williams’ı izlemek çok büyük bir keyifti.