Fransız Milli Meclisi 22 Aralık 2011 günü, yasa ile tanınmış olan soykırımların varlığının tartışılmasının bastırılmasını öngören ve yasayı teklif eden milletvekili (Valérie) BOYER’in adıyla anılan 3842 sayılı yasa taslağını kabul etti. http://www.assemblee-nationale.fr/13/ta/ta0813.asp Yasanın kanunlaşması için Fransız Senatosu’nda da oylanıp kabul edilmesi gerekiyor.
Boyer Yasa Taslağı’nın amacı, önce Fransız Milli Meclisi’nde 18 Ocak 2001’de kabul edilip 29 Ocak 2001’de Fransız Senatosu’nda 2001-70 No. ile oylanarak yasalaşan tek maddelik Fransa 1915 Ermeni Soykırımı’nı alenen tanır http://www.assemblee-nationale.fr/11/dossiers/genocide.asp hükmüne caydırıcılık kazandırmak.
Toplam iki maddelik Boyer Yasa Taslağı, birinci maddesi gereği, 29 Temmuz 1881 tarihli Basın Hürriyeti Yasası’nın 24b maddesine bir 24c maddesi ilavesini öngörüyor. Bu madde, Ceza Kanunu’nun 211-1 maddesinde tarif edilip Fransız hukukunca tanınan bir veya daha fazla soykırım cürümünü kanunun 23. maddesinde zikredilen imkânları kullanarak tartışma konusu yapanlara veya istismar derecesinde önemsiz gösterenlere 24b maddesinde zikredilen cezaların uygulanmasını öngörüyor.
Boyer Yasa Taslağı’nın ikinci maddesi ise mezkûr Basın Hürriyeti Yasası’nın 48-2 maddesine, içindeki ‘tehcir’ kelimesini müteakip, “herhangi soykırım, savaş suçu, insanlığa karşı suç veya düşmanla işbirliğinden kaynaklanabilecek suç veya cürümlerin mağdurları” ifadesini ekliyor.
Bu durumda, Boyer Yasa Tasarısı, Fransız Senatosu’nda oylanıp kanunlaştığı takdirde, meşruiyetini uluslararası mahkeme kararlarından alan Gayssot Yasası’nın takip ettiği hukuki süreci atlayarak ikinci bir Gayssot Yasası hüviyeti kazanacak.
Pekiyi, Gayssot yasası nedir?
Fransa parlamentosu 13 Temmuz 1990 tarihinde 90-615 numaralı yasayı teklif eden Komünist Parti milletvekili Jean-Claude Gayssot’nun (okunuşu Geso) adıyla anılan ve ‘her türlü ırkçı, Yahudi aleyhtarı veya yabancı düşmanı eylemi bastırmayı’ öngören yasayı kabul etti. http://www.legifrance.gouv.fr/affichTexte.do?cidTexte=LEGITEXT000006076185&dateTexte=vig
Söz konusu yasa zaman içinde muhtelif ekleme ve değişikliklere uğradı.
Bu yasaya göre, (seçme maddeler kısmen zikredilmiştir)
1- Etnik, milli, ırki veya dini bir gruba ait olmak veya olmamak temelinde yapılabilecek her türlü ayrımcılık yasaktır. Devlet bu ilkeye uyulmasını geçerli kanunlar çerçevesinde güvenceye alır.
2- Her yıl, Birleşmiş Milletler tarafından ırka dayalı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması günü olarak kutlanan 21 Mart tarihinde, İnsan Haklarından Sorumlu Ulusal Danışma Komisyonu hükümete ırkçılıkla mücadele konusunda kamuya derhal açıklanan bir rapor sunar.
7- Kişi veya gruplara, günlük veya süreli yayınlar üzerinden onurlarına, namlarına, kökenlerine, bağlı oldukları etnisiteye, milletlere, ırklara veya dinlere zarar verecek nitelikte yayınlar yapıldığı zaman, 29 Temmuz 1881 tarihli Basın Hürriyeti yasasının 13. maddesinden kaynaklanan cevap hakkı, 48-1 maddesinde zikredilen şartları karşılayan dernekler tarafından kullanılabilecektir.
8- 29 Temmuz 1881 tarihli Basın Hürriyeti Yasası’nın 23. maddesinde zikredilen imkânları kullanarak, kişi ve gruplara karşı, bunların kökenlerine, belirli bir etnisiteye, millete, ırka veya dine mensup olup olmamaları temelinde ayrımcılığa tabi tutulmasına, nefrete veya şiddete sebebiyet verenler bir yıl hapse ve 45.000 Euro para cezasına veya bunlardan birine çarptırılacaklardır.
9- 23. maddede belirtilmiş olan imkânlardan biriyle 8 Ağustos 1945 tarihli Londra Anlaşması’yla kurulmuş olan Uluslararası Askeri Mahkeme’nin kuruluş belgesinin 6. maddesinde zikredilmiş olan insanlığa karşı cürüm işlemiş örgütlerin işlediği suçların varlığını tartışma konusu yapmak 24. maddenin altıncı paragrafı mucibince cezalandırılacaktır.
10- Aynı imkânlar kullanılarak kişi ve gruplar kökenleri, bir gruba, etnisiteye, millete, ırka veya dine aidiyetleri veya ait olmamaları temel alınarak iftiraya uğratılıyorlarsa bunu yapanlar bir yıl hapis ve 45.000 Euro veya bunlardan bir tanesine çarptırılırlar.
11- Aynı çerçevede hakaret suçlarını işleyenler altı ay hapis ve 22.500 Euro para cezasına çarptırılırlar.
12- Kuruluş belgelerinde kölelerin hatırasını ve onurunu korumak, ırkçılıkla mücadele etmek, milli kökenleri, etnisiteleri, ırkları veya dinleri temel alınarak ayrımcılığa uğramış kişilere yardımcı olmak amacını güden ve olay tarihinin en az 5 yıl öncesinden faaliyette bulunan derneklere, 24.cü maddede zikredilmiş olan cürümlere ilişkin davalarda taraf olma hakkı tanınmıştır.
Bu uzunca girişi yaptıktan sonra, basınımızdaki bazı köşe yazarlarının Gayssot Yasası ve Boyer Yasa Taslağı konusunda sapla samanı karıştırma gafletlerine değinelim:
Örneğin, Sn. Gülay Göktürk 19 Aralık 2011 tarihli Bugün gazetesindeki Tutarlılık Testi başlıklı yazısında 1990 tarihli Gayssot Yasası’nın Batı demokrasisinin bir çifte standart anıtı olarak şimdilik öylece dokunulmadan durduğunu ifade etti.
Yukarıda belgelemeye gayret ettiğimiz veçhile Gayssot Yasası tarihin sorgulanmasını değil, çarpıtılmasını engellemeyi amaçlayan bir yasa.Dolayısıyla, dezenformasyon ve çarpıtmanın geçer akçe olduğu günümüz bağlamında son derece gerekli ve adil bir yasa.
Sayın Göktürk, Ermeni Soykırımı'nın bu yasa benzeri bir yasanın kapsamı içine alınması ihtimalinden rahatsız olmuş ve sırf bu yüzden Yahudi Soykırımı’nın meydana gelmediğini söyleyerek tarihi çarpıtmaya yeltenenlere müeyyide uygulamayı ön gören bu yasayı ‘Çifte standart anıtı’ olarak nitelendirmiş!
Nazi ölüm kamplarına ilk giren ve sonradan ABD Başkanı olacak olan ABD generallerinden Eisenhower'in ‘müstakbel ve muhtemel soykırım inkârcılarına’ ilişkin söyledikleri ibret vericidir. General Eisenhower birçok kişinin havsalasının meydana gelen dehşetin boyutlarını idrak edemeyeceğini öngörmüş. Dahası, bazı insanların böyle bir olayın inanılabilecek bir şey olamayacağını ileri sürebilecek ve inkâr edebilecek kadar kötü olabileceklerini de anlamış. Eisenhower bu yüzden bütün sivil medya mensuplarının ve askeri film birliklerinin kamplara gitmelerini ve oralarda gördüklerini belgelemelerini, fotoğraflamalarını, filme kaydetmelerini emretti. General Marshall’a ise şu izahatı verdi: “İstikbalde olan biteni propaganda diye nitelendirebilecek eğilimlerin ortaya çıkabilmesi ihtimaline karşı ilk elden tanıklık edebilmek için kampları bilhassa ziyaret ettim.”
Nitekim Eisenhower’in öngörüsü doğru çıktı. Günümüz Soykırım inkârcılarının onun Nazilerin yaptıkları hakkında toplanmasına önayak olduğu binlerce fotoğraf, tanıklık ve büyük miktardaki resmi kayıtla baş etmesi gerekiyor. Kaynak: http://www.eisenhowermemorial.org/stories/death-camps.htm
Keyfiyetin hukukla güvence altına alınması lüzumu hasıl olmuştu, Gayssot Yasası’yla alındı!
Denis Ojalvo
[email protected]