Yeni bir yıl yeni bir bakış açısı

Tana ESKİNAZİ ALALU

Bu sene 11 sene sonra ilk defa İsrail’e geldim. Buralar ne kadar değişmiş; çevre yolları, yeni yerleşim yerleri, güzel evler; bir de sevdiğin insanlarla beraber olunca, her yer cennet oluyor. İnsanin keyfi yerinde olunca her şeyi sevdiğimiz bir şeylere benzetiyoruz. Bir mahallenin içinde Los Angeles’i, Santa Barbara’yı, Mexico City’i, New York Central Park’ı görebiliyorum.

Olduğumuz yer, beraber olduğumuz insanlar, keyif; ruh halimiz yaşantılarımızı etkiliyor. Gördüklerimizi hafızamızdaki eski yaşantılarla yorumluyoruz ve sonunda o tanıdık hisle; geleceğe ait yeni anılar yaratıyoruz.  Hissimiz pozitif ise bardağın dolu kısmını görüyoruz, hissimiz negatif ise o zaman bardağın boş kısmı dikkatimizi çekiyor ve umutsuzluğa kapılıyoruz.

2011 yılını çok mutlu kapatıyorum, bunu söylerken “her zaman inanılmaz mutluyum hayat tozpembe” demiyorum. Şunu söylüyorum, “daha sık mutlu olduğum anılarımı hatırlarsam daha mutlu olacağım ve geleceğe yönelik daha mutlu anılar yaratacağım”.

2012 ile ilgili ne istiyorum? Ailemin, çocuklarımın sağlığının yerinde olmasını; çocuklarımın güçlü yanlarını daha çok görmeyi ve onları istedikleri yönlerde desteklemeyi; geniş aileme daha çok vakit ayırmayı; kendime daha çok vakit ayırmayı; hayatın güzel taraflarını görebilmek için daha çok detaylara bakmayı; tabiatta daha çok vakit geçirmeyi; arkadaşlarımla daha çok beraber olup gülmeyi, daha az çalışmayı ama daha çok iş bitirmeyi; hayatı daha az ciddiye almayı; kendi çevremin içinde güven ve işbirliğini arttırmayı becerebilmeyi; daha az korkuya kapılmayı; kafamdaki rüyaları gerçekleştirmenin en basit yollarını bulmayı. Yapabildiğimin en iyisini yapacağım ama kendimi öldürmeyeceğim.

Bazen gerçekten birçok şeyi kontrol etmeye çalışıyoruz. Çok çaba sarf ediyoruz ve kendimizden çok veriyoruz. Bu pilimizi bitirebiliyor ve bizi bunaltıyor. O zaman da bardağın boş kısmını görüyoruz.

Bu size kitaplardaki genelleştirilmiş basmakalıp laflar olarak gelmesin. Gerçekten şu anda arkadaşlarımın yanında huzur içinde olduğumdan dolayı bunları yazıyorum. İnsanın kendini huzur içinde ve güvende hissetmesi ve etrafındaki insanların samimiyetine güvenmesi birçok şeyi değiştiriyor. Bunun bir sevgili veya bir eş olması gerekmiyor. Arkadaşlar bizi güzel anılara bağlıyor.

Ben en çok insanların yaşantıları, duyguları ve tecrübeleri ile ilgili okurum, çünkü hepsinin içinde kendimden bir parça bulup gitmek istediğim yerlere bu bilgileri kullanarak nasıl gidebileceğimi sorgularım. Ya korkularımı görürüm; ya negatif düşünce ve inanç kalıplarımın farkına varırım, bunlarla bir yere gidemeyeceğimi artık öğrendim. Ama yine de düşebilirim. Fakat yeni bir şey daha biliyorum. O kalıplara tekrar bakıyorum, onları baştan organize ediyorum, onları sorguluyorum ve daha olumlu bir bakış acısıyla bakabilmek için neye ihtiyacım olduğunu araştırıyorum, sonra da onun peşinden gidiyorum.  Tabii ki sıkılmıyorum. Yapacak çok iş var.

Pozitif düşündüğüm veya hissettiğim zaman, durumum ne olursa olsun, bütün pozitif duyguların vücudumda dolaşmasına izin veriyorum ve bu pozitif duruşla insanları kendime çekiyorum. Tekrar enerjimi hedefime odaklayabiliyorum ve o zaman da umutsuzluğa düşüp aynı üzgün duygularda kalmak yerine, hareket ettiğim ve bir şeyi düzeltmek için adım attığım için, moralim daha da düzeliyor.

Tatildeyim ve arkadaşlarımın yanına dönmek  için bu ayki yazımın sonuna geliyorum. Bir ayağınız dünde bir ayağınız da bu günde olmasın. İkisini de bu güne getirin. Yarının daha güzel olması için bugün adım atın. Detayların tadını çıkarın, bakış açınızı sorgulayın ve değiştirin. Güven verin ki, güven alasınız. Samimi olun ki, insanlar size samimi davransınlar. Herkesle böyle olmanız gerekmiyor. Benim kurallarım çok basit, küçük küçük adımlarla yapabileceğimin en iyisini yapmaya çalışırım ben. Size de tavsiye ediyorum. Uzun vadede çok ise yarıyor. Sevgi ve mutluluk dolu, renkli bakış acılarıyla dolu yeni bir yıl diliyorum…