Stresle başa çıkarken

Köşe Yazısı
2 Kasım 2011 Çarşamba

Tana ESKİNAZİ ALALU


Stres hayatımızı en çok etkileyen faktörlerden biri. Bir taraftan bağışıklık sistemimizi çökertirken diğer taraftan da ekin bir şekilde başa çıkmayı önleyebiliyor. Ancak bugünkü şartlarda hiçbir şekilde stresten uzak kalamıyoruz. Bir şekilde onunla başa çıkacak stratejiler bulmamız gerekiyor. İşin komik tarafı belirli streslere farklı şekillerde tepki verebiliyoruz. Örneğin bir gün sinyal vermeden sollayan adama küfür ederken diğer gün, “aman ya geç, belli ki çok acelen var!” gibi sakince cevap verebiliyoruz. Peki, aradaki fark neden kaynaklanıyor? Neden aynı strese bazen sakinlikle cevap veriyoruz da bazen veremeyebiliyoruz? Bunun cevabı o günkü ruh halinde, yorgunluk ve tolerans durumumuzda yatıyor. Sakin bir gün geçirmişsek veya her şey istediğimiz gibi gittiyse o zaman bazı şeyleri hoş görebiliyoruz.

Bu da bize şunu söylüyor, acaba strese karşı önceden yeterince önlem alabiliyor muyuz?

Harvard Üniversitesi Psikoloji dalında Araştırmacı,  Profesör Robert Epstein’ın bir ‘Epstein Stres Yönetim Envanteri’ var. Kabaca stres ile başa çıkmada ne kadar başarılı olduğunuzu öğrenmek istiyorsanız aşağıdaki dört farklı başa çıkma kategorilerine bakın. Bunlardan hangisine yapıyorsanız yanına bir işaret koyun. 12 tane veya daha fazlasına işaret koyduysanız, büyük bir ihtimalle fena sayılmazsınız. Eğen 12’den daha azını işaretlediyseniz, bir stres yönetimi eğitimine katılmanız iyi olabilir. Bu testin tümüne http://MyStressManagementSkills.com’dan erişebilirsiniz.

 

1. Kategori

Stres Kaynaklarını Yönetme

İhtiyacımı karşılayacak yeterince raf, dosya ve çekmece alanım var.

Ben devamlı işlerimi önem seviyesine göre ayırır, önemlileri önceliklendiririm.

Randevu ve toplantılarımı birbiriyle çakışmayacak şekilde programlarım.

Çalışma alanımı toplu ve düzenli tutmakta hiç sorun yaşamam.

 

2. Kategori

Rahatlama Tekniklerini Kullanma

Her gün rahatlama tekniklerine zaman ayırırım.

Bazen rahatlamak için sakinleştirici senaryoları gözümde canlandırırım.

Bazen rahatlamama yardımcı olması için özel nefes tekniklerini kullanırım.

Bazen stresle başa çıkmak için kaslarımı gerip rahatlatırım.

 

3. Kategori

Düşünceleri Yönetme

Ben düzenli olarak olabilecek mantıksız inançlarımı inceleyip düzeltmeye çalışırım.

Bazen düşüncelerimin dağınık, bulanık veya mantıksız olduğunun farkındayım.

Çevremde neye dikkat edeceğime seçici davranıyor ve bu sayede kendimi sakin tutuyorum.

Genelde olayları tekrar yorumlamak suretiyle stresimi azaltıyorum.

4. Kategori

Stresin Oluşmasını Önleme

Stres daha başlamadan önce onu önlemeye çalışırım.

Yapmam gereken işlerin güncel bir listesini tutarım.

Her sabah günümü planlamaya birkaç dakika ayırırım.

Önümüzdeki birkaç yıl içinde hayatımın nasıl ilerlemesini istediğime dair net bir resmim (vizyonum)  var.   

 

“Stresi yönetebilmek oldukça önemli. Mutluluk stresi yönetebilmekle doğru orantılı. Bu işi ne kadar iyi becerirseniz o kadar mutlu olursunuz” diyor Robert Epstein. Ama en önemlisi stres daha ortaya çıkmadan onun önlemini almak.  Niye mi?

Özellikle küçük yaşta devamlı strese maruz kalmış çocukların, ileri yaşlarda stresli bir ortama girdiklerinde bildiklerini veya öğrendiklerini yeterince iyi ortaya koyamadıkları görülmüş. Münih’te Plank Psikiyatri Enstitüsünden Mathias V. Schmidt and Ruhr Üniversitesi’nde doktorasını yapan Psikolog Lars Sshwabe’ın Scientific American Mind’da yazdığı yazıda stres hormonlarının salgılandıkları zamana göre hafızadaki bilgiye ulaşmada hem yardımcı olduğu, hem de engellediğini ortaya konuyorlar.

Bu şu demek,  kişi önce öğrenip sonra sınava giriyorsa salgıladığı hormonlar sayesinde stres tarafından olumsuz etkileniyor ve öğrendiklerini hatırlayamıyor. Vücut salgıladığı hormon sayesinde yeni öğrendiklerini hatırlamak yerine, kendini kapatıp sadece alışkanlıklarını hatırlıyor. Bu yönde fareler üzerinde yapılan bir başka araştırmada strese uzun süre maruz kalmış farelerin beynindeki öğrenmeye yardımcı olan ve uzun vadeli hafızaya kayıt etmeyen yarayan hücre yapıştırıcı moleküllerin üretiminin bu durumdan negatif yönde etkilendiği ortaya çıkmış.

Bunun karşılığında kişi öğrenirken aynı anda stres yaşıyorsa, olayı ve stresi hatırlamak kolay oluyor. Örneğin 48 bey ve bayana duygu yüklü ve nötr imajlar göstermişler hemen sonra bir grubun ellerini rahatsız edici seviyede soğuklukta buza sokturmuşlar, diğer kontrol grubunun ellerini ise ılık suya sokmuşlar. Bir hafta sonra bu iki grubu teste tabii tutmuşlar, ellerine soğuk suya sokan kişiler imajları daha net hatırlamış. Neden mi? Vücut çok rahatsız olduğunda ‘cortisol’ denilen bir hormon salgılarmış bunun sebebi de bir daha aynı duruma düşmemek için vücut acıyı kaydedermiş. Ama bu acı sıklıkla tekrarlandığında artık acı hafıza kaydedilmezmiş.  

Tabii ki yeni araştırmalar sonucunda stresi altında kalmış insanların hafızalarını güçlendirecek yeni ilaçlar bulacaklar, ancak o zamana kadar sevgili anne babalar ve öğretmenler lütfen çocuklarınızı sürekli stresli durumlarına sokmayın. Çocukları daha geliştirmek yerine onların kendilerini yeterince iyi ortaya koymalarına engel olabilirsiniz.