“…Yitshak’ın hizmetkârları geldiler ve ona, kazdıkları kuyu ile ilgili rapor verdiler ve ona ‘Su bulduk!’ dediler. (Yitshak) oraya Şiva (Yedi) adını verdi; bu sebeple o şehrin adı, bugüne kadar Beer Şeva’dır (Yedinci Kuyu).” (Bereşit 26:32-33)
Bene-Yisrael’in üç atası içinde Yitshak, anlaşılması en zor olanıdır. Tora Yitshak karakterini tamamen pasif bir rolde sunmaktadır. Genelde onun bir şeyler yapmasından çok, işler ona yönelik ya da ona karşı yapılmaktadır. Gençliğinde babası Avraam tarafından bir korban olarak sunulmuştur. Yaşlılığında, Behorluk berahası ile ilgili olarak oğlu Yaakov’un kandırmasına maruz kalmıştır. Rivka bu kandırmaca için oğlunu kullanmıştır. Erets-Yisrael’i terk etmeyen bir tek o vardır. Çünkü Tanrı erets Yisrael’i terk etmemesini istemiştir. Yani yine pasif roldedir. Ancak söz konusu kuyu açmak olunca Yitshak’ın burada aktif rol aldığını görüyoruz. Rabi Menahem Nissel’in görüş açısı ile kuyuların önemine bakmadan önce Midraşın bu kuyular hakkında ne söylediğine bakalım:
Peliştiler Avraam’ın ölümünden sonra tek Tanrı inancını isimleri ile anımsatan bütün kuyuları kapatırlar ve toprakla doldururlar. Yitshak ise babasının kuyularını tekrar açmak için harekete geçer ve bu kuyulara babasının verdiği isimlere benzer isimler verir. Amaç Avraam’ın başlattığı tek Tanrı inancını yayma görevine aksatmadan devam edebilmektir. Tarih boyunca yapılan birçok iyi işi kendi çıkarları uğruna mahvetmekten kaçınmayan Peliştiler bu kuyulara da karşı çıkarlar ve Yitshak bu uğurda servetinin önemli bir bölümünü yitirir. Şimdi gelelim yedinci kuyuya.
Hayatımızı tek düze bir şekilde sürdürmeye devam ederken zaman zaman bazı olaylar karşısında tepkisiz kalamaz ve sarsılırız. Doğum, lo alenu ölüm, bayramlar, Kipur, Şabat ve benzerleri gibi. Buradaki amaç tekdüzelikten kurtulmak ve içimizde derinlerde bir yerde gizli olan o yedinci kuyuyu bulabilmektir.
Her birimizin içinde çok çok derinlerde, asıl gerçeğin barındığı küçük bir odacık mevcuttur. Yedinci kuyu. Çok fazla iletişim içinde olmadığımız bir odacık; benliğimizin en derin kuyusunda bulunan o küçük odacık. Arada bir bakıp kendimizin ne olduğunu anlamamız gereken yer.
Avraam’ın çadırı tüm dünyaya açıktı. Diğer insanların ayağına kadar gidip onları Tanrı’ya yaklaştırma konusunun ustasıydı Avraam. Dışa açılmanın ustası… Diğer yandan Yitshak ise içe açılmanın ustasıdır. Yitshak içine kapanmamış aksine ruhunun derinliklerine dalmış, onun ardından gelmek isteyen tüm insanlar için bu yola temel ilkeleri döşemiştir. Yitshak kuyu açmayı kendine görev bilmiştir. Yedinci kuyuyu da kendini eğiterek zaman içinde böyle bulmuştur.
Şimdi yedinci kuyuyu aramanın, bulmanın ve bir süreliğine orada ikamet etmenin zamanıdır. Yitshak gibi içe açılmak (dikkat edelim içine kapanmak değil) ve maneviyatımızı kuvvetlendirmek zamanıdır. Maddi değerlerin maneviyatı yok etmeye başladığı bu günlerde ihtiyacımız olan en önemli şeylerden biri o kuyunun sularından kana kana içmek olacaktır.