Asıl olay CKSA’yı falan yenmek değildi aslında Galatasaray Medical Park için, ön elemeleri geçip Euroleague’e kalmak bile çok büyük olaydı Galatasaray MP için. Gruplara kaldıktan sonra orada elenip gruptan çıkamasa bile herkes ayakta alkışlayacaktı Galatasaray’ı. Eskilerden kalma ‘Yenilmez Armada’ sıfatı boşuna tekrardan takılmamıştı Galatasaray’a; Avrupa’da çatır çutur oynayarak bu sıfatı geri aldı Aslanlar. Asıl mesele yenilip yenilmemek de değil varsın yenisin hiçbir şey olmaz; asıl mesele Yenilmez Armada ruhunu ve karakterini sahaya yansıtıp küçük büyük demeden tüm rakiplere karşı aynı şekilde mücadele etmek, son topa kadar yenilgiyi kabullenmemekti. Yoksa yenmişin yenilmişin önemli değil, yenilmeyi kabullenmiyorsa bir takım zaten Yenilmez Armada olmuştur çoktan.
Bütçe ve başarı oranlaması yaparsak hiç kuşkusuz Türkiye’deki en başarılı basketbol takımı diyebiliriz Galatasaray için. Euroleague’de bulunan üç temsilcimizin üst tura çıkma ihtimalle oldukça düşük gözüküyor fakat yine de aralarından bir tanesinin çıkma ihtimali varsa bile bu ihtimal en fazla Galatasaray’dadır fakat bu ihtimal kağıt üstünde ya da kadro derinliğiyle alakalı değil tamamen oyuncuların sahaya yansıttığı karakterle ve göstermiş mücadeleyle ilgili bu durum.
NBA’a koysanız sırıtmadan oradaki takımlarla mücadele edebilecek olan, kadrosunda dünya yıldızlarını barındıran, Euroleague’de bu sezon hiç yenilmeyen ve ortalama 87 sayı atan CSKA’yı 64 sayıda tutarak yenen Galatasaray’da galibiyetin en önemli anahtarı hiç kuşkusuz baştan sona kadar devam eden baskılı savunmaydı. Rakibin hücumda kolay top kullanmasını engelleyen ve pota altına kolay kolay top indirmesine izin vermeyen Galatasaray, dışarıda da Teodosic’i kilitleyince galibiyete ulaştı. Fakat bu galibiyette oyuncuların takdir toplayan mücadelelerinin yanında maçı kazanmada önemli bir faktör daha vardı; o da Euroleague tarafından yılın en çılgın taraftarı seçilen Galatasaraylılardı. Potada yaşanılan başarılarla beraber, basketbol maçlarına da ilgi gösteren Galatasaraylılar maçın başından sonuna kadar hiç susmadan desteklediler takımlarını. Eğer onların bu desteği olmasaydı Galatasaray üçüncü çeyrekte on sayı geriye düşmesine rağmen maçı bırakmayıp galip gelemezdi belki de.
Şimdi Galatasaray’ın önündeki tek en engel aynı puanda olduğu ve kendi sahasında bir sayı fark ile yendiği güçlü Yunan temsilcisi Olympiakos. Turu geçmek için Yunanistan deplasmanından galip gelmek şart. Bu kolay mı? Elbette değil fakat bu CSKA’yı yenen bir takımın Avrupa’da galip gelemeyeceği hiçbir maç yoktur. Yeter ki oyuncular çıkıp Yenilmez Armada ruhunu sahaya yansıtsın.
Yürüye dur Aslan’ım…