İstedin. Çabaladın. Ulaşamadın. Sakın inanma (Talmud)
Altın buzağı yanlışından sonra Tanrı Bene Yisrael’i affettiğini göstermek için onlara Mişkan’ın inşa edilmesini emreder. Mişkan ile ilgili ilk emir Teruma peraşasında zaten bildirilmiştir: “Veasu li mikdaş veşahanti betoham – Bana kutsal bir yer yapınız içinizde barınacağım.”
Geçtiğimiz hafta okuduğumuz Ki Tisa peraşasında yer alan diyaloglardan birinde Tanrı artık Bene Yisrael’in önünde yol göstermek için bir meleğin gideceğini, kendisinin bu projede yer almayacağını belirtmişti. Çünkü Bene Yisrael kendilerine karşı duyulan güveni boşa çıkarmış ve Avoda Zara yapmaya yer açmıştır. Bunun için ‘belki de Bene Yisrael’i korumak’ için Tanrı önlerinde bir meleğin gitmesine karar verir. Ancak Moşe Rabenu bu karara sağlam bir tefila ile karşı gelir: “İm en paneha olehim al taalenu mize – Eğer yüzün ile gitmeyecek isek buradan kıpırdamayacağız.”
Tsadik mevareh Akadoş Baruh U mekayem – tsadik dua eder, Tanrı yerine getirir şeklinde bir ilke vardır. Moşe’nin tefilası bu kez de yerini bulmuş ve Tanrı bizimle gelmeye karar vermiştir. Onun için hemen ardından da gelen Mişkan emrinde “içimizde barınacağını” belirterek bu konunun önemini belirtmiştir.
Sıra artık Mişkan yapımındadır. Bunun için marangozlara, işlemecilere, tasarımcılara, işçilere, planlayıcılara kısacası bir yapıyı hele Mişkan kadar detaylı bir yapıyı meydana getirmek için bir çalışan ordusuna ihtiyaç vardır. Bene Yisrael ise çok uzun yıllar kölelikten başka bir şey görmemiş, ağır işlerde sadece kölelik yapmak amacı ile çalıştırılmış bir toplumdur. Böylesine muhteşem bir yapının gerçekleştirilmesi nasıl mümkün olabilecektir?
Mişkan maneviyatla yüklü bir bina olduğu için, aslında gereken tek şart, inşaat ustalarının Tanrı’ya hizmet etme konusundaki derin istekleriydi. Bu ön şart gerçekleştiği takdirde, Tanrı, bir anlamda bu kişilerin CV’lerinin geri kalanlarını bizzat doldurdu. Çünkü bu noktada Bene Yisrael gerçekten kalpten gelen bir istekle Tanrı’nın istediği verdiği her görevi yapmaya hazır olduklarını Moşe Rabenu’ya iletmişlerdir. Bunun nasıl olacağı artık o kadar da önemli değildir.
Tanrı’ya hizmet etmek istediğimiz zaman, iyi birer Yahudi, iyi birer insan olmak istediğimiz zaman, bilmemiz gereken çok temel bir kural vardır: Hiçbir ön tecrübeye gerek yoktur. Tek şart, bizleri bu yönde taşıyacak bir kalptir.
Toplumumuzda çok yaygın bir söylem vardır. “Ben kalben Tanrı’ya inanıyorum. Tora’yı seviyorum.” Bu konuda gerçekten kimsenin bir kuşkusu yoktur. Ancak kalpten sevdiğimiz Tora’nın uygulanmasını göz ardı etmek de mümkün değildir. Nedense kuralların uygulanması konusunda her zaman bir engel vardır. Kalın bir alt sokağında oturan bir yahid bazen şöyle bir söylemle hepimizi şaşırtır. “Kala gerçekten gitmek istiyorum ama bir türlü olmuyor”. “Kaşer et almak istiyorum ama nedense hep bir engel çıkıyor.” “Şabat günü işe gitmeyeceğim diyorum ama her hafta bir sorun var.” Aslında olmayan veya engel veya sorun nedir? Sorun kişinin kalpten o uygulamayı yapmak istememesidir. Talmud ‘isteğin önünde hiçbir şeyin duramayacağını’ belirtirken “istedin, çabaladın, ulaşamadın, sakın inanma” demektedir.
Atalarımız hiçbir şey bilmeden Mişkan gibi muhteşem bir yapının inşasına girişebilmişlerdir. İşin giriş kısmını onlar yaptıktan sonra geri kalanı Tanrı halletmiştir. Bizler de mitsvalar konusunda biraz daha gayretli ve istekli olursak bunları başarabilmemiz için Tanrı bizlere yardım edecektir. Yeter ki bir o istikamette ilk adımları atalım. Her şey çok daha kolay ve istediğimiz gibi gelişecektir.