“Para önemli değil, sağlıklı olayım yeter!” “Bu yüzden fakirleştin zaten sen! Böyle dua mı edilir?!”
Edilmez. Çünkü sen neyin önemli olup olmadığına karar verecek kadar bilge misin? Belki sağlığını düzeltmen için paraya gerek olacak, o zaman ne yapacaksın?
Çoğumuz dua ederken, bir şey karşılığında Tanrı’ya başka bir şey sunma yoluna gidiyor.
“Tanrım, evimi al ama çocuğuma dokunma!”
“Cana gelen mala gelsin!”
Tanrı’nın senin evine ya da malına ihtiyacı mı var sanıyorsun? İstediğin şeyi adam gibi söylesene, niye karşılığında yukarıya rüşvet verme yoluna gidiyorsun? Hem sağlığı, hem parayı, hem aileni, hem aşkı aynı anda hak ettiğine dair şüphelerin mi var yoksa? Kendine karşı sevgin eksik, o zaman.
Çok görüyorum bu insanları ben. Dua etmeyi bilmeyen insanları. Sonra da hayatındaki tersliklerden Tanrı’yı ya da kaderi sorumlu tutanları.
Niyet önemlidir. Ağızdan çıkanlar. Hele hele kalbini işin içine katıp ağzını açıyorsan çok dikkat etmen gerekir. Tüm saflığıyla isteklerini diz, hiç bir sakıncası yok. Ama sen tüm güzellikleri hak ettiğine inanmıyorsan eğer, yukarıdaki ne yapsın? Zorla boğazına sağlığı, aileyi, aşkı, malı mülkü, mutluluğu, huzuru aynı anda dayayacak değil ya! Önce sen inanacaksın. Kendi iyiliğine, kendi güzelliğine, her şeyi hak ettiğine. Bunları kendine layık göreceksin. Sonra yukarıya çevirip başını ağzını açtığın zaman rüşvet vermeye kalkmayacaksın!
Farkındayım, sert bir dille kaleme alıyorum bu yazıyı. Ancak okuyucuyu cidden düşünmeye ve harekete geçmeye iteklemek lazım!
Bundan on sene evvel doktorların hayat boyu ilaca mahkum olacağımı ve bir organımı kaybedeceğimi söylediği günleri hatırlarım. O zamanlar dikkat ettim nasıl dua ettiğime. Ne istedim de ne geldi hayatıma. Suçu yukarı atacağıma tüm sorumluluğu elime aldım. İrdeledim, psikolojimden girdim ruhumdan çıktım. Tanrı ile, evrenle ilişkime iyice baktım. Sonuçta dört sene içinde hem hastalılığım yok oldu, hem de içimde sevgiyi buldum. Neyi hak ettiğime, neyi hak etmediğime karar verdim. Ve yukardan neyi nasıl istemem gerektiğini anladım.
Öncelikle tüm ipleri eline alacaksın. Bugüne kadar kendinin neyi hak edip hak etmediğine dair tüm düşüncelerin şimdiye kadar hep senin kaderini oluşturdu. Bir de bunun üstüne saçma sapan dualar ettin. Önce tüm bunları bir düşün. İçindeki karmaşaya bir göz at. Bir içsel bahar temizliği yap. Sonrasında gerçekten neyi istediğini düşün ve bunu gönülden hak ettiğine inanıp inanmadığına bir göz at. Sen hak ettiğini düşünmüyorsan, Hak sana zorla vermez en güzel şeyleri.
