Özlenen başarılar

Rafael ALGRANATİ Köşe Yazısı
4 Haziran 2012 Pazartesi

B

ugünlerde yazılı ve görsel basının üst manşetlerinde 26 Mayıs Cumartesi akşamı Eurovision şarkı yarışmasında ülkemizi başarı ile temsil eden ve yirmi altı ülke arasında yedinci olan gencimiz Can Bonomo var!..

Hemen bir gün sonra, 27 Mayıs Pazar akşamı yapılan Cannes Film Festivali kapanış seremonisinde En İyi Kısa Metrajlı Film ödülüne layık görülen başarılı yönetmen Rezan Yeşilbaş var. Kısacası gündemimizde uzun zamandır özlenen başarılar, keyifli paylaşımlar var!

***

Genç yapımcı Rezan Yeşilbaş’ın ‘Sessiz Beden’ isimli kısa filmi, geçtiğimiz günlerde yapılan elemelerde 4500 kısa film arasından ilk ona girerek birinci sınavını vermişti.

27 Mayıs Pazar akşamı gerçekleşen Cannes Film Festivali kapanış seremonisindeki ödül töreninde ise 2012 Cannes Film Festivalinin En İyi Kısa Metrajlı Film Ödülüne layık görüldüğü jüri başkanı Jean-Pierre Dardenne tarafından bizzat açıklandı. Çok sevindik!

Rezan Yeşilbaş 1977 doğumlu! Henüz 35 yaşındaki bu başarılı genç yapımcımız Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema ve Televizyon bölümünden mezun, gelecek vaat eden pırıl pırıl bir gencimiz...

Kısa filminin 4500 film arasından birinci seçilmesi olağanüstü bir başarı... Gurur verici... Yılmaz Güney’den yıllar sonra, ülkemize kazandırdığı bu güzel ödül için kendisini kutlarız.

***

Gelelim Can Bonomo’ya...

Can Bonomo 1987 doğumlu. Henüz 25 yaşında! Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema ve Televizyon bölümünden mezun. O da gelecek vaat eden bir diğer pırıl pırıl gencimiz.

Can, Eurovision yolundaki süreçte bana göre birden fazla başarıya imza attı.

Seçildiği günden yarışma öncesine kadar kendisi ile onlarca röportaj yapıldı. Birçok TV programına konuk oldu. Kimliği ve inancı ile ilgili en anlamsız sorulara bile kısa, net, yorum ve polemiklere yer bırakmayan berraklıktaki cevapları, mütevazı ama kararlı dik duruşu ile çok zor bir sınavdan büyük bir başarı ile geçti. Bu başarısı bana göre yarışmadaki başarısından çok daha da önemliydi.

‘İnanç’ ve ‘milliyet’in farklı değerler olduğunu, farklılıklarına rağmen bu iki niteliğin, aynı potada, nasıl da mükemmel bir ahenk ile sentezlenebildiğini herkese gösterdi. Bu ikinci başarısıydı ve bu da yarışmadaki başarısından çok daha önemliydi. Yarışmadan sonra “Herşeyden önemlisi birbirimizi kazandık” cümlesi ile Bonomo bu yönde çok yönlü bir mesaj da veriyordu.

Can Bonomo, tüm yazılan çizilenlere rağmen ülkemizi başarı ile temsil etti. 2012 Eurovision Şarkı Yarışmasında yirmi ülke arasından yedinci oldu. Müziğin beşiği sayılabilecek İtalya’nın dokuzuncu, İngiltere’nin yirmi dördüncü olduğunu düşünürsek, Can Bonomo’nun bu başarısını daha net değerlendirebiliriz. Yarışmadan sonra sevenleri tarafından havaalanında karşılanan Bonomo şöyle dedi.

Neticeye çok sevindik. Aylardır uğraşıyorduk bunun için. Güzeldi, sonuçta o kadar ülke arasından yedinci olarak çıkabilmek bizim gibi genç müzisyenler için başarıdır. Her şey beklediğimiz gibi geçti, çok büyük bir destek vardı arkamızda. Ne olursa olsun burada böyle karşılanacağımızı biliyorduk. Böyle insanları gülümseterek karşılanmaktan çok mutlu olduk. Birkaç sürpriz oldu ama genel olarak favorilerimiz yüksek puan aldı. Böyle bir şeye nail olabilmek benim için çok büyük gurur ve onur verici bir şey. Bence çok iyi bir iş çıkardık ve elimizden gelenin en iyisi yaptık

Can Bonomo’nun bir diğer başarısı ise Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde oluşturduğu birliktelikti. Gencinden yaşlısına binlerce kişi, yarışma anında duygu ve heyecanlarını bu sosyal sitelerde paylaştılar ve tek yürek oldular. Can Bonomo bu yüreklerin birincisiydi.

Hürriyet yazarlarından Yonca Tokbaş, sosyal paylaşım sitelerindeki bu birliktelik ve coşkuyu en güzel dile getirenlerden biriydi. 

“Can Bonomo sen n’aaptın abi öyle? Sayende tanıdık tanımadık, takipçi olduk olmadık bi dolu sevenin kocaman bir aile olduk twitterland’de Cumartesi akşamı sayende. Kimsenin umurunda değildi sonuç.

Sen bize iyi geldin Can be!

Çok uzun zamandır hepimiz aynı anda bi şeyi bu kadar sevip güzelce istedik mi bilmiyorum. Bu güzel hissi bize dünyanın her bir yanındaki kocaman ailemize koca bir gece boyunca kaç kişi yaşatmıştır, hatırlamıyorum.

Bu satırları yazdığımda sonuç ne henüz bilmiyorum.

Zerre kadar da umursamıyorum.

Sana sadece teşekkür ediyorum.”

***

Rezan Yeşilbaş!.. Can Bonomo!..

Ülkelerine, insanlarına, çevrelerine sağladıkları onurlu paylaşımlar!..

Daha nice nicelerini temsilen yalnız bu ikisi…

Daha güzel bir dünya için, dünya kardeşliği için çabalamaktalar!..

Elisabeth Kübler Ross’un “ÖLÜM – Büyümenin Son Aşaması” adlı kitabında dediği gibi:

Önemli olan, kim olduğumuzu ya da öldüğümüzde neler olacağını, amacımızın insan olarak gelişmek, kendi içimize bakıp kişiliğimizi oluşturan barış, anlayış ve güç kaynağını bulmak ve geliştirmek olduğunu tam olarak anlayıp anlamadığımızın bilincine varmaktır. Önemli olan, sonra birlikte gelişebilmek umudu içinde, sevgi, anlayış ve sabırlı bir yol göstericilikle elimizi uzatıp başkalarına ulaşmaya çalışmaktır.

***

Bize uzanan öpülesi elleriniz ve onur dolu keyifli paylaşımlarınız için teşekkürler Rezan!.. Teşekkürler Can!..