İzmir Salvo’sunu, Türkiye Briç dünyası yeri kolay kolay doldurulamayacak ‘Altın Büyük Usta’ ünvanlı duayenini, uluslararası briç alemi ise değerli bir ‘World International Master’ını kaybetti!..
Salvador Assael. Ya da sevenlerinin dili ile Salvo…
Henüz 57 yaşında idi. Bir turnuvayı izlemek için gittiği Fransa’da, gece uykusunda geçirdiği bir kalp krizi sonucu aniden hayata gözlerini yumuverdi. Salvo, Türkiye Briç Federasyonunun masterpoint sıralamasında açık ara ‘1’ numaralı ismiydi. Tanrı vergisi üstün bir zekâ ve insanı hayrete düşüren ‘müthiş’ bir hafızaya sahipti. 25 yıllık partneri işadamı Nafiz Zorlu ile birlikte Türkiye Briç Milli Takımının ‘vazgeçilmez ikili’sini oluştururlardı. Birçok Avrupa Şampiyonasında ve Olimpiyatlarda Türkiye’yi başarı ile temsil etmişler, ülkelerine birincilikler ve ulaşılması güç başarılar kazandırmışlardı. Uluslararası briç dünyasında yakinen tanınan Salvador Assael, World Bridge Federation tarafından sayılı kişilere verilen ‘World International Master’ ünvanına da sahipti.
Briç, Salvo’nun hayatının en büyük tutkusu idi. Maddi değerlere hiç önem vermezdi. Üstün zekâsına rağmen yalnızca kimseye muhtaç olmamak için çalışır, fazlasını aramazdı. Örnek gösterilebilecek kadar dürüst bir insandı. En büyük özelliği de alçak gönüllüğü idi.
Partneri Nafiz Zorlu cenaze töreninde yaptığı duygulu konuşmada Salvo’yu şöyle anlattı.
“Biz Salvo ile abi-kardeş gibiydik. Baba-oğul gibiydik. Bazen ben onun, bazen o benim babam veya abim olurdu. Onunla katıldığımız turnuvalarda performansı her zaman müthişti. Bizi yukarı çeken onun gerçekten süper oyunu olmuştur. Salvador Assael çocuk doğdu, çocuk öldü desem nasıl bir tarif olur bilmem. Kin gütmeyen, neşeli, esprili, kızdığı insanın beş dakika sonra gönlünü almaya çalışan biriydi. Onu tanıyanlar arasında, Salvo için tek bir kötü söz söyleyebilecek bir insan dahi bulamazsınız. Kardeşimin ölüm haberi duyulduktan sonra telefonum kilitlendi. Türkiye’nin her tarafından arayanlar oldu. Yurt dışından dört ayrı ülkeden arayarak başsağlığı dileklerini sundular. Çok seviliyordu. Onu çok özleyeceğim.”
Dünya Briç Federasyonu (WBF) ise İngilizce olarak yayınladığı mesajda üzüntülerini şöyle dile getiriyordu.
“WBF, Dünya Açık Mix Takımlar Şampiyonasına katılmak üzere geldiği Fransa Lille’de yaşamını kaybeden Salvador Assael’in ölümünden üzüntü duymakta. Kaldığı otel odasında yaşamını yitiren Salvador Assael Uluslararası Briç dünyasında ‘Dünya Briç Master’ı olarak tanınıyordu. Assael Türkiye’yi 1996 Rodos, 2000 Maastricht ve 2004 İstanbul’da olmak üzere üç kez Dünya Açık Takımlar Olimpiyatlarında temsil etti. Ayrıca 1994’te Albuquerque ve 2002’de Montreal’de ‘Rosemblum Cup’ turnuvasında oynadı. 2001’de ise ikilide ‘Mavi Kurdele’yi kazandı. Sadece Türkiye’de değil tüm Briç Dünyasındaki dostları, takım arkadaşları ve oyuncuların bizim vasıtamızla ailesine taziyelerini bildirmek istediklerini biliyoruz.
Uluslararası arenada ilk kez 1989’da Turku’da yapılan Avrupa Şampiyonasıyla ismini duyuran Assael, o tarihten sonra hem Avrupa hem Dünya Şampiyonalarında Türkiye’yi sürekli temsil eden isim oldu. Son katıldığı turnuva Dublin’de geçen ay yapılan Avrupa şampiyonasıydı.
2002’de Montreal’deki Dünya İkili Şampiyonasında ortağı Nafiz Zorlu ile 15. olmuştu.”
***
Beni en çok etkileyen cenaze törenine olan olağanüstü katılımdı. Katıldığım cenaze törenlerinin en kalabalık olanlarından biri idi. Kabristanın önünde trafik kilitlenmişti. Tören salonu dolup taşmış, bir o kadar seveni dışarıda birikmişti.
İlginç olan, bu kalabalığın yüzde 90’a varan çoğunluğunu briç dünyasından katılan arkadaşlarının oluşturmasıydı. Din, dil, ırk mevhumları bir kenara bırakılmış, salt ‘insan’ olarak ‘Altın Büyük Usta’larına, Salvo’larına olan saygı ve sevgileri ile Antalya’dan, Mersin’den, Adana’dan, Ankara’dan, İstanbul’dan hatta İngiltere’den gelen yüzlerce kişi elele vererek ona karşı olan son görevlerini yerine getirmeye gelmişlerdi. Bu duygu birlikteliği, tören sırasında kelimelerle anlatılması güç olağanüstü bir ‘Sevgi Seli’ni oluşturmaktaydı.
Ablası Grasya Yalman, eşi Rejin Assael, kızı Vera Assael, eniştesi Ali Yalman, arkadaşı Serap Carfi, partneri Nafiz Zorlu ve tüm sevenlerinin en büyük tesellileri, kolay kolay herkese nasip olmayan bu “Sevgi Seli” olmalıdır diye düşünüyorum.
Yazımı Salvo için facebook’te açılan sayfaya yazdığım cümlelerle bitirmek istiyorum.
Ölüm bizi sevdiklerimizden ayıramaz… Aksine onları içimizde ölümsüzleştirir yüreklerimizde yaşatırız… Salvo’nun bedenini toprağa vermiş olabiliriz. Ama onu sevenlerin yüreklerinde binlerce Salvo yaşayacak!
Toprağı bol, mekanı cennet olsun…