İnsanlar değişebilir mi?

"Aynı şeyi defalarca yapıp değişik sonuçlar beklemek deliliktir.” demiş Einstein.

Köşe Yazısı
12 Eylül 2012 Çarşamba

"Aynı şeyi defalarca yapıp değişik sonuçlar beklemek deliliktir.” demiş Einstein.  Çok sevdiğim alıntılardan biridir fakat ben de bazen aynı hataya düşerim. “Belki bu sefer…” diye başlar, kendimi bir kısır döngüde bulurum.  Yeni yıl kararları da bir nevi kısır döngü değil midir? Her sene kendimizi değiştirmek için sözler verip yerine getirmemek?  Tabii ki kendi kendine aldığı yeni yıl kararlarını uygulayan bir azınlık vardır şüphesiz, ancak bu şanslı azınlığın istisna olduğu konusunda hemfikir olabiliriz.  Beyaz sayfa açma konusunda Yahudiler biraz daha şanslı; çünkü hem yeni yılımız Roş Aşana’da, hem de evrensel yılbaşı olan 31 Aralık’ta kişisel gelişimimiz için yeni kararlar alabilme, güzel dileklerle olumlu bir ruh haline bürünme ve birkaç saniyeliğine yüzümüze güzel bir gülümseme oturtma olanağımız var. 

***

Shifra Hendrie adlı bir yazar Chabad.org’da yazdığı bir fikir yazısında çoğu insanın değişmediğini, hatta değişmeyi denemediğini belirtiyor.  Hendrie’ye göre problem bir şeyden (aynı şeyden) başka bir şey yaratmak çabasında olmak ve geçmişimizdeki engellerle farklı bir gelecek yaratmaya çalışmak.  Tabii ki tarihteki en büyük bilim adamlarından biri olan Einstein’la tanımadığım bir yazarı karşılaştıracak değilim, ancak dikkatimi çeken ortak bir noktada buluşmaları.  Hendrie’nin de aslında anlatmaya çalıştığı geçmişteki engellerle aynı eylemlerde bulunarak farklı bir gelecek oluşmayacağı.  Burada Kabala’daki yaratış ilkesi Yesh M’ayin’i açıklayan yazar, bunu ‘hiç’ den bir şey yaratmak olarak açıklıyor.  Aynı eylemlerle aynı engeller karşımıza çıkıyor ve bizde kızgınlık, isteksizlik, umutsuzluk yaratabiliyor.  Bu da çoğu kişinin artık denemek için bile gayret göstermemesine neden oluyor. Tek bir sonuç çıkarmak gerekirse, güzel değişimler için yeni yılda konfor bölgemizden çıkmamız gerekiyor.  Yeni yılın insanlara aşıladığı ‘umut’ hissini, bu sene de umutsuzluğa kapılmadan kucaklamayı denemeli çünkü denememek, baştan kaybetmek demek.  Bebek adımlarıyla başlayıp rutinimizi bozacak ufak bir değişiklik yapalım, belki gerisi gelir…

***

Ben bugüne kadar ailemden ayrı altı Roş Aşana geçirdim.  Amerika’da yaşadığım yıllarda benimle beraber tüm bayramları kutlayan ufak bir Türk, Kolombiya ve Meksika karışımı ailem olduysa da, insanın gerçek ailesiyle kutlaması bambaşka.  Tüm bir yılın bal gibi tatlı geçmesini ümit etmek biraz hayalperestlik olur. Aileniz ve sevdiklerinizle birlikte yaşayacağınız bal gibi tatlı anların, yaşamın acı ve ekşi tatlarını bastıracağı sağlıklı ve huzurlu bir yıl dileklerimle.  Şana Tova…