Obama geçtiğimiz pazar verdiği röportajda Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Romney’i Ortadoğu’da yeni bir savaş çıkarmaya teşebbüs etmekle suçladı.
Obama , Romney’in Suriye ve İran’la ilgili yaklaşımını eleştirirken, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun kendisine İran konusunda yaptığı baskıyı da dile getirdi. Cumhuriyetçi lider Romney’in seçildiği taktirde savaş çıkaracağını öne sürdü.
Aslında Romney’in bir savaş çıkaracağını anlamak pek de zor değil. Savaş çıkaracak olmasa bile savaşmaktan kaçınmayacağını vurgulamak ABD gibi bir devletin başındaki kişinin vermesi gereken bir mesaj. Obama’nın ne dediğinden çok ne demediği de önemli. Obama, seleflerinden farklı olarak ‘’ gerekirse savaşırız’’ demekten ısrarla kaçınıyor. ABD başkanı gibi değil de BM genel sekreteri gibi konuşuyor.
Obama, Romney’i eleştirirken kendi politikaları hakkında ipucu da vermiş oldu. Obama’nın bu tavrı aslında seçim sonrasında da ABD dış politikasında bir değişiklik olmayacağını gösteriyor. İsrail ne kadar uğraşırsa uğraşsın, isterse İran nükleer silah edinsin, Obama’nın kılını kıpırdatmaya fazla niyeti yokmuş gibi görünüyor.
Obama, İsrail’in güvenliğinin ABD için öncelikli olduğunu söylese de bu konuyu pek ciddiye aldığı izlenimi vermiyor.
Önceliğin ABD halkının çıkarları olduğunu söylerken ABD’yi bir Avrupa ülkesi, kendisini de alelade bir Avrupa ülkesinin lideri sanıyor herhalde. ABD halkının ortalama bir Avrupalı’dan iki ile üç kat daha fazla harcadığını ve tükettiği gerçeğini bir nebze unutuyor. Daha doğrusu obur halkını beslemek için dünyayı kontrol altında tutması gerektiğini ya anlamıyor ya da anlamak istemiyor. Bu arada uygulanan ambargoların İran’ı ekonomik olarak zora soktuğu bir gerçek. Petrol fiyatlarının düşmesi İran’ı iyice zor duruma sokacak. Ambargo uygulansa bile İran’ın önemli miktarda petrolü ihraç ettiğini anlamak zor değil. Petrol fiyatlarının düşmesi biraz da İran’ın mecburiyetten düşük fiyatla petrol satmasından kaynaklanıyor olabilir. Sudi Arabistan’ın petrol üretimine tam gaz vermesi, ABD’de başkanlık seçimleri petrolün düşüşündeki en önemli etkenler. Petrol fiyatlarının 85 doların altına düşmesi başta Rusya olmak üzere petrol ihraç eden birçok ülkeyi zora sokar.
Dünya artık diken üstündedir. ‘Müslümanların Masumiyeti’ adlı filmin fragmanlarının internete düşmesi dahi bir nevi medeniyetler çatışması yaşatmıştır.
Hz Muhammed’e veya herhangi bir peygambere, kutsala, dine hiç kimsenin hakaret etmeye hakkı yoktur.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın BM nezdinde nefret söylemlerinin yasaklanması ve yaptırım uygulanmasını istemesi son derece yerindedir.
Benzer girişimin Türkiye’de uygulanması dileğiyle...